Kazan, adaylık serüvenini “Yaşadığım kente karşı sorumluluklarım var. Farklı çevrelerden birçok insanın bu sorumluluklarımızı bana ısrarla hatırlatmaları ve ittifak etmeleri üzerine ‘Serdivan’ın Gönüllü Avukatı’ olmaya karar verdim” sözleriyle özetliyor.

Zafer Kazan propaganda döneminin eşit koşullarda geçmediğine de işaret ederek, “Bir tarafta elimizde broşürlerimiz kapı kapı dolaşan, imkanlarımız ölçüsünde sesini duyurmaya çalışan biz,  diğer tarafta ise iktidar olmanın imkanlarını sonuna kadar kullanan anlayış var. Seçildiğim takdirde bana destek ve oy veren binlerce vatandaşım dışında kimseye diyet borcum olmayacak” diyor.

Yerel Seçime Doğu Belediye Başkan Adayları’ söyleşi dizimizin bugünkü konuğu Millet İttifakı’nın CHP’li Serdivan Belediye Başkan Adayı Av. Zafer Kazan oldu.

İki dönem Baro Başkanlığı yaptıktan sonra köşesine çekilmek yerine, hak hukuk adalet mücadelesini avukat ve köşe yazarı olarak sürdürmeye karar veren, gazetemizde köşe yazısı yazmaya başlayan Kazan, çevresinden gelen baskılara direnemeyerek bu kararını ertelemek zorunda kaldı. Gazetemizde ‘Derdim ne?’ başlığıyla yayımlanan son yazısında adaylık sürecini dile getiren Zafer Kazan ile aradan geçen 4 ayda neler yaptığını, seçime ilişkin görüşlerini ve projelerini konuştuk.

Söz Zafer Kazan’da... İlgiyle okuyacağınızı umuyorum.

İrem KARABACAK

Neden aday oldum?

Köşeye çekilip bencillik yapamazdım. Yeni bir yol açmanın mümkün olduğunu görüyorum ve biliyorum çünkü! Serdivan’dan Sakarya’ya yepyeni bir kapı açabiliriz. İşte bu yüzden Serdivan Belediye Başkanı olmak istiyorum. Derdim nedir? Aslında adaletsizlik ve haksızlık karşısında susamıyorum. Ki zaten bilirsiniz haksızlık karşısında susana dilsiz şeytan derler. İyi ki de susmuyorum, iyi ki de böyle bir insanım. Evim Serdivan’da, bürom Serdivan’da ve ben yine kendimi şehrimdeki ilçemdeki insanlara karşı sorumlu hissediyorum. Bir belediye, halkının nasıl yaşadığını görmek zorundadır! Bu şehrin bu ilçenin adaletsiz kaderini terkedilmiş kaderini değiştirebilir, insanların hayatını kolaylaştırabiliriz. İnsanların işsiz kalmasına, yolların sokakların perişan haline, adaletsizliğe karşı sessiz kalamayız. Doğamıza, çevremize insanımıza sahip çıkmalıyız. Yöneticiler de kendilerine oy veren insanların çok büyük kısmı gibi sade, alçakgönüllü bir hayat yaşamalıdır. Birçok çevreden birçok insanın bu sorumlulukları bana ısrarla hatırlatmaları ve ittifak etmeleri üzerine Serdivan’ın gönüllü avukatı olmaya karar verdim.

ALTYAPISI SORUNLU

Serdivan ilk bakışta ciddi göç alan Sakarya’nın cazibe merkezi olarak gözüküyor. Fakat biraz daha dikkatli bakarsanız özellikle son dönem gelen insan sayısı kadar ciddi sayıda insanın da ilçeden ayrıldığını görmek ve Serdivan’ın gelişiminde ilçe belediyesinin yaptığı ve yapamadıkları üzerine düşünmek gerekiyor.

Serdivan’daki nüfus artışına baktığınızda ilk anda 2 neden göze çarpıyor. Bunlardan bir tanesi Sakarya Üniversitesi’nin varlığı bir diğeri ise 17 Ağustos felaketini yaşamış insanların şehir merkezine yakın yeni inşa edilmiş güvenli konut arayışı. Bu süreçte belediyeler düşen ise bu göç talebini planlamak ve ilçeyi altyapısından, ulaşımına, aydınlatılmasına kadar hazırlamak ve tüm bunları yaparken tarım topraklarına sahip çıkmak. Belediyeleri yönetenler bunları yaparken ne kadar başarılı olmuş diye sorarsak dönüp Serdivan’ın bugünkü haline bakmamız gerekiyor. Bomboş bir arazide yeni bir yerleşim merkezi kurulmasına rağmen altyapı sorunları her yerde kendini gösteriyor. Yollar su içinde, kaldırımlar perişan, aydınlatma yetersiz, toplu taşıma planları yetersiz ve Adapazarı ilçe merkezli olarak planlanmış. Konut talebine karşılık tarım topraklarını ve yeşil alanlarını koruyamamış bir Serdivan’la karşı karşıyayız. Öyle ki Serdivan’da yaşayan biri iseniz öncelikle araç sahibi olmak zorundasınız. Yoksa sözgelimi Yazlık bölgesinde ya da Beşköprü mahallesinde oturuyorsanız dolmuş ya da minibüs kullanarak Adapazarı aktarması olmadan Serdivan merkeze gelemezsiniz. Ya da Esentepe’de oturuyorsanız arabanız yoksa 21.30 dan sonra evinize gidemezsiniz. Diyebilirsiniz ki ulaşımı büyükşehir belediyesi planlıyor. Bu kadar yıldır büyükşehir ile aynı parti tarafından yönetildiği halde Serdivan’ın bu problemlerinin ilçe belediyesi tarafından gündeme getirilmemiş ve çözülmemiş olmasını ben plansızlığa ve belediyeyi nasıl olsa kazanıyoruz vurdum duymazlığına bağlıyorum açıkçası.

PLANSIZ-ÖZENSİZ YÖNETİM

Aday olmaya karar verdikten sonra gözlerimizle gördüğümüz ve yaşadığımız sorunları anlayabilmek adına Serdivan Belediyesi’nin -herkes tarafından ulaşılabilir- yıllık faaliyet raporlarını ekibimle birlikte inceledik. Ancak faaliyet raporundaki plansızlık ve umursamazlık ilçemizin durumunu gözler önüne seriyordu.

Dediğim gibi merak eden herkes belediyenin web sitesine girip inceleyebilir. Baktığınız takdirde başlamış gerisi gelmemiş projeler, bir alanla ilgili her yıl değişen projeler göreceksiniz. Örnek vermek gerekirse faaliyet raporlarına baktığımızda mesela bugün ucube olarak adlandırdığım Cadde 54’ün ilk başlarda tek katlı bir açık hava çarşısı olarak yapılacağının ifade edildiğini hatta fotoğraflarının koyulduğunu sonra yıldan yıla projenin nasıl değiştiğini göreceksiniz. Yine mesela Göl Park’da 1500 kişilik bir açık hava tiyatrosundan bahsedildiğini görüp şaşırarak “neden hiç duymadık” diyerek göl parka gittiğiniz takdirde, yan yana 300 kişinin ancak oturabileceği fiziksel altyapısı olmayan ve çocuk parklarındaki amfi tiyatroları hatırlatan bakımsız bir taş yığını sizi karşılayacak. Yine başlanıp devam etmeyen Serdivan Kart uygulaması, yapılacağı söylenip rastlamadığımız Serdivan hobi bahçeleri, Serdivan’a hiç yakışmayan içi boş bir kitap fuarı ve Kırantepe’de muhtemelen bürokrasi aşılamadığı için iyi ki de yapılamayan kimi rant projeleri bizzat bu belgelerde mevcut. Kırantepe demişken, bir dönem yapılıp bir dönem sonra yapılmaktan vazgeçilen Kırantepe Yamaç Paraşütü Festivali dikkatimizi çekti. Biraz araştırdığımız zaman Serdivan’da faaliyet gösteren Türk Hava Kurumu onaylı kulüplerin festival sürecinden dışlandığı, Sakarya ile ilgisi olmayan yabancı insanlar tarafından festivalin ilçeye ve şehre dokunmadan yapıldığını öğrendik. Ara verilme nedeni ile ilgili duyduğumuz ve yapılan yorumlar ise bölgenin arazisinin çok değerli olduğu ve rant amaçlı kullanılmasının önünde yamaç paraşütü yapılmasının bir engel olarak düşünüldüğü yorumları ile karşılaştık. Bu spor yapılamasın insanlar oraya gitmekten vazgeçsin diye yolların bakımsız bırakıldığı yine iddialar arasında. Göreve geldiğimiz takdirde o bölgeyi öncelikle temiz, aydınlatması ve 24 saat güvenliği sağlanmış, Serdivan’lıların aileleri ile birlikte ücretsiz olarak faydalanabilecekleri bir piknik alanı ve spor merkezi haline getireceğiz.

Tüm bu incelemeler sonucunda maalesef Serdivan gibi imkanları potansiyeli çok fazla olan bir ilçenin ne derece plansız ve özensiz biçimde yönetildiğini gözlemledik.

YAZLIK’TA YAŞAMAK ÇİLE

Aday olduğumdan beri sokak sokak geziyoruz. Her bölgede benzer şikayetleri duyuyoruz. Ama bir bölge var ki hepsinden ayrı değerlendirmek gerekiyor. Yazlık. Köprübaşı, vatan ve orta mahalleyi içine alan Yazlık bölgesi Serdivan’ın en hızla büyüyen bölgesi. Serdivan’ın nasıl yönetildiğini anlamak için bu bölgede yaşayan insanlarla, esnafla konuşmak yeterli. Koskoca bir bölgede ulaşılabilir bir semt pazarı mevcut değil, altyapı yetersizliği, toz toprak nedeni ile özellikle kış aylarında sabah sokağa çıktığınız takdirde insanların işe gitme ya da çocuklarını okula götürmek için yaşadığı çileyi görebilirsiniz. Üstelik iktidara oy anlamında ciddi destek vermiş bu bölgede yaşayan insanlar için burada yaşamak bir çile haline dönüşmüş. Buradan ifade ediyorum seçildiğimin ertesi günü sorunlarını ilk masaya yatıracağımız bu bölge olacak ve Yazlık bölgesini Serdivan’ın mahrumiyet bölgesi olmaktan çıkartacağız.

HALK CADDE 54’Ü ÇOK İYİ BİLİYOR

Özellikle basın mensubu arkadaşlarımızla bir araya geldiğimizde bana en çok sorulan soru Cadde 54. Deniyor ki neden daha fazla öne çıkarmıyorsun. Öncelikle şunu söyleyeyim ki gittiğimiz her yerde söylüyorum. Bizim dönemimizde bu tür yeşil alan gasplarını, böyle ucube binaları ve bu şartlarda yapılmış ihaleleri göremeyeceksiniz. Şüphesi olan 4 yıllık Baro Başkanlığım döneminde kamunun ve insanlarımızın ortak kullandığı alanlar, mekanlar, içme suyu havzamız gibi konulardaki hassasiyetime dönüp bakabilirler. Bununla birlikte Serdivan’ın özellikle eski yerleşim bölgelerinde, buradaki kahvelerde insanlarla konuşunca gördük ki, Serdivanlı her şeyin tüm detayına kadar farkında. Siz bir söylüyorsunuz insanlar 3 anlatıyor. O yüzden Cadde 54 bizce ciddi bir israf örneği olan Şelale Park gibi icraatları eleştirimizi söylüyor ama zamanımızın çoğunu bizim yapacaklarımız anlatmaya ayırıyoruz. Yapılmayanları insanlarımız biliyor ve görüyor. Bundandır ki biz yapacaklarımızı anlatmayı tercih ediyoruz.

10 BAŞLIKTA 50 PROJE

Seçim materyallerimizi incelerseniz göreceksiniz, 10 başlık altında 50 ye yakın proje ya da vaadimiz var. Bunları hazırlarken masraflı mega projeleri değil, ekonomik krizi de düşünerek insanların ihtiyaçlarını önceleyen, yaşam maliyetlerini düşüren projeleri tercih ettik. İncelediğinizde göreceksiniz, rant yaratmayı değil halkın ihtiyaçlarını karşılamaya niyetlendiğiniz takdirde gerçekleşebilecek vaatler bunlar. Muhakkak ki yapacaklarımız söylediklerimizden çok daha fazla olacak ve tüm bunları hayata geçirirken en büyük farkımız, götüreceğimiz hizmeti orada yaşayan insanlarla birlikte öncesinde planlayıp hayata geçirmek olacaktır.

Projelerimiz arasında mevcut anlayış tarafından neredeyse görmezden gelinen engelliler ve kadınlar için, çok az destek verilen kültür sanat alanı için Serdivan’da yapacağımız çok şey var. Bunun dışında yer sınırını da düşünerek birkaç projemden izninizle bahsetmek istiyorum.

Bunlardan bir tanesi en çok önemsediğimiz projelerden biri, “Kırsal Kalkınma Bürosu”.

Biz Serdivan’ın tarım topraklarını geleceğin arsaları olarak görmüyoruz, bununla birlikte çiftçimizin kazanamadığı için tarım topraklarını ekmekten vazgeçtiğinin de farkındayız. Bu nedenle hem tarımla uğraşan vatandaşımızın geçinebilmesi, kentte yaşayanlarında ucuz gıdaya erişimi için belediye bünyesinde bir Kırsal Kalkınma Bürosu kuracağız ve bu Sakarya’da bir ilk olacak. Belediyede tıpkı İmar Müdürlüğü gibi Fen İşleri Müdürlüğü gibi bir Kırsal Kalkınma Bürosu olacak ve burada istihdam ettiğimiz ziraat mühendislerimiz vatandaşlarımızla birlikte Serdivan’da kırsal kalkınmayı planlayacaklar. Hem çiftçimizi kalkındıracağız hem onların kazancı ile Serdivan ekonomisine katkıda bulunacağız.

KAMU OKULLARINA ÖZEL İLGİ

Bir diğer vaadimiz ise diğerleri açısından sönük kalan ama bizim bakışımızı anlattığı için bahsetmek istediğim bir vaat. Serdivan 140.000 nüfusu ile büyük bir ilçe ve içinde çocuklarımızın okuduğu bir dizi okulu da barındırıyor. Bunlar içerisinde baktığınızda özel okullarımızın fiziksel olarak iyi durumda olduğunu ve bir dizi olanağa sahip olduğunu göreceksiniz. Fakat ne yazık ki aynısını devlet okulları açısından söylemek mümkün değil. Bu yüzden biz göreve geldiğimiz takdirde devlet okullarında eğitim gören çocuklarımızın, yaşıtları ile eşit şartlarda yarışabilmesi adına yasa gereği görevimiz de olan devlet okullarının fiziksel koşullarını geliştirecek bu konuda onlara destek olacağız. Bu anlayışımızın sembolü olarak seçim kitapçığımıza koyduğumuz, “Serdivan’daki kamu okullarında sağlık personeli istihdam edeceğiz” göreve geldikten sonra hayata geçireceğimiz bir icraatımız olacak.

AĞIZ DİŞ SAĞLIĞI MERKEZİ

Yine çocuklarımız için kuracağımız ve ücretsiz hizmet verecek “4-12 yaş ağız ve diş sağlığı merkezi” geleceğimiz çocuklara bakışımızı anlatan bir proje. Bu proje sayesinde Serdivan’daki okullardan çocuklardan konuk edeceğimiz çocuklarımıza hem diş sağlığı eğitimi verecek hem de geldiklerinde diş muayenelerini yapacağız. Tespit edilen tedavi gerektirecek sorunları ailesine mektupla bildirecek ve ücretsiz tedavilerini sağlayacağız.

Dediğim gibi yer ve zaman sıkıntısı ile anlatamadığım Kazımpaşa’da üretici pazarından, açacağımız mahalle kreşlerine, Dernekler Yerleşkesi’nden, “Bu site bir öğrenci okutuyor” projesine kadar bir dizi projeyi burada anlatamasak da ev ev, sokak sokak anlatıyoruz ve seçim gününe kadar anlatmaya da devam edeceğiz.

KİMSEYE DİYET BORCUM YOK

Bitirirken size kendimi anlatma olanağı sağladığını için teşekkür ediyor ve bir konuyu Serdivanlıların dikkatine sunuyorum. Bir belediye başkanlığı seçimi yapacağız. Sonuçta 31 Mart akşamı vatandaş kararını verecek ve hepimiz bu karara saygı duyacağız. Bununla beraber biz bir tarafta elimizde broşürlerimiz kapı kapı dolaşıyor, imkanlarımız ölçüsünde sesimizi insanlara duyurmaya çalışıyoruz. Diğer tarafta ise iktidar olmanın imkanlarını sonuna kadar kullanan ve görünür olmak adına sınava hazırlanan çocuklarımızı deneme sınav kitapçığının arka kapağından, hepimizin ortak kullanımı olan yol kenarlarına kavşaklara, büyük binalarda, billboardlara pankartlar asan bir anlayış var. Hani diyorlar ya “gönül belediyeciliği” bir tarafta gönüllü katkılardan oluşan bir çalışma, diğer tarafta harcanan büyük paralar. Takdiri vatandaşımıza bırakıyorum. Belediye başkanı seçilmek kadar nasıl seçildiğiniz de önemlidir. Ben başkan seçildiğim takdirde bana destek ve oy veren binlerce vatandaşım dışında kimseye diyet borcu olmadan seçilmiş bir belediye başkanı olacağım. 31 Mart günü Serdivan için en güzeli ve en hayırlısı ne ise o olsun temennisi ile söyleşi için tekrar teşekkür ediyorum.

Editör: TE Bilişim