Bugün Tıp Bayramı… 14 Mart Tıp Bayramı Türkiye’de modern tıp eğitiminin başladığı yıl olarak kabul edilmektedir. İlk kutlama 14 Mart 1919’da işgal altındaki İstanbul’da yapılmıştır. Tıbbiye 3. sınıf öğrencisi Hikmet Boran önderliğindeki tıp okulu öğrencileri, işgali protesto için toplanmış ve dönemin ünlü doktorları da destek vermiştir. Böylece ilk Tıp Bayramı, tıp sektöründe hizmet edenlerin yurt savunma hareketi olarak başlamıştır. Tıp sektörüne hizmet eden tüm sağlık çalışanlarının günü kutlu olsun.

 Ben bu hafta söyleşimi bazen bir, bazen birden fazla organın yetmezliğe girdiği,  yaşamla ölüm arasında gidip gelen hastalarımızı yaşamda tutmak için, yoğun bakım ünitelerinde uzun mesailer harcayan Anestezi ve Reanimasyon uzmanı Doktor Cihan Kolip ile yapmak istedim. 

İnsanı yönüne ayrıca hayran olduğum Doktor Cihan Bey ile yoğun bakım sonrasını konuştuk...  

Hayata tutunmayı başarmış ve artık belki kısa belki de uzun süre evde bakılması gereken hastaların bakımına ışık tutacağına inandığım bu söyleşi için çok teşekkür ediyorum kendisine.

Değerli Hocam ilk olarak ‘Evde Bakım’ın amacına değinebilir miyiz?

Hastanelerden ve özellikle yoğun bakım ünitelerinden taburcu olan fakat takip ve bakımlarının evde devam ettirilmesi gerekli olan hastaların, özellikle yakınlarının sorunlarına az da olsa katkı yapmak onları bilinçlendirmek amacıyla bana bu fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederek başlamak istiyorum.

Evde bakımda amacımız hasta ve ailelerine sağlık bakım hizmetlerini, yaşadıkları ortamda sunmaktır. İlerleyen tıbbi gelişmelerle kronik hastalığı olanlar da daha uzun yaşamaya, diğer hastalıklardan dolayı sağlık kurumlarında tedavi olanlar ise daha erken taburcu olmaya başlamışlardır.

Bu yüzden hasta ve yakınlarının evde kalma isteği hastane ortamlarından uzaklaşma arzuları uzun dönem tedavi bakım programlarını değiştirmiştir. Hastaların yaşadıkları ev ortamlarında desteklenmesiyle sosyal yaşama ayak uydurabilme ve bütünleşmelerine yardımcı olmak amaçlanmaktadır. Böylelikle sürekli olan bakım hizmetleri hem zamandan tasarruf ettiğimiz gibi hem de yaşam kalitemizin artmasına olanak sağlar.

Evde bakım almanın hastalara sağladığı katkılar nelerdir?

Bakım konusunda daha özgür daha konfor sunulan hasta, ruhsal olarak da güçlü hale gelmektedir. Hastayı aile içi yaşamdan koparmadan, kişiye özel bakım yapılır, bu da iyileşmeyi hızlandırır. Evde enfeksiyon riski hastaneye göre çok daha azdır.  Sağlık maliyetini düşürür. Hastane gereksinimini azaltır.

Zamandan tasarruf sağlar. Aile fertlerinin zorunlu olarak eğitimini ve bilinçlenmesini sağlar.

Yapılan değişik çalışmalar ev ortamının rahatlığı, ailenin yanında olduğunun hissettirilmesi, hastalığın tedavi sürecine olumlu katkı yaptığını göstermektedir. Burada amaç hastanın yaşam ömrünü uzatmak değil hasta ve ailesinin yaşam kalitesini en üst düzeye çıkarmaktır.  

Evde sağlık hizmeti hangi hastalara verilmelidir?

Hasta gruplarımız sıklıkla;

Kendi ihtiyaçlarını karşılayamayacak, yatağa bağımlı engelli ve yaşlı hastalar

KOAH gibi solunum desteği ve oksijen ihtiyacı olan hastalar

İleri derecede kas hastalığı ve şuuru yerinde olmayan nörolojik hastalar

Termimal dönem onkoloji (Kanser) hastaları

Kaza sonrası kısa süreli bakıma ihtiyaç duyulan hastalar

Hastanede gördüğü tedavi ve ameliyat sonrası taburcu edilip, tedavisinin sürdürülmesi gereken (İdame tedavisi) hastalar

Evde Bakımda kullanılan tıbbi cihazlar hakkında bilgi alabilir miyiz?

Hastaya evde bakım verirken bazı tıbbi cihazlar gerekebilir. Hastaya bakım veren kişinin kullanılan cihazlar ve kullanımı ile ilgili bilgi sahibi olması kritik önem taşır. Bu cihazlara kısaca değinmek gerekirse;

Oksijen Konsantratörü:  Sürekli Oksijen ihtiyacı olan hastalarda kullanılır. Ortam havasından oksijen üreterek çalışır. 2-3 lt/dk yeterlidir.

Aspiratör Cihazı:  Öksürme Refleksi olmayan veya yetersiz olan hastalarda sekresyonları temizlemek amacıyla kullanılır. Aspiratör sondası tek kullanımlıktır. Aynı sondanın birkaç sefer kullanılması enfeksiyon nedeni olabilir.

Pulse Oksimetre: Hem nabız hem de solunum değerlendirilmesinde kullanılır. 90 altında ki değer sorun olduğunu gösterir.

NIMV:  Noninvaziv mekanik ventilasyon KOAH, Solunum desteği, Oksijen ihtiyacı ve ileri derece kas hastalığı olan nörolojik hastalarda solunuma destek ve hastanın iletişim kurmasını sağlamak amacıyla kullanılır.

Değerli hocam evde bakım verenler vücut sistemlerinin takibini nasıl yapacak? İlk olarak bilinç değerlendirmesinden başlarsak...

Hastaya bakımın temelinde hasta ile iletişim ve sonrasında genel durum- bilinç değerlendirmesi önemlidir. Hastanın bilinç durumunun değerlendirmesi yapılırken; en basit haliyle gözlemeleri gereken durumlar şunlardır;

Şuuru yerinde mi?

Bizi anlayabiliyor mu?

Elini kaldır, elini indir, elimi sık, sıktıktan sonra bırak komutuna uyabiliyor mu?

Hastanın solunumunun değerlendirilmesinde bilinmesi gerekenler nelerdir?

Solunum sisteminin sağlığı oldukça önemlidir. Bunun için temiz, havalandırılmış ortam korunmalıdır. Hastanın yanında sigara içilmemeli, sigara içilen havasız ortamlara hasta muhatap edilmemelidir. Solunumu değerlendirirken; solunum sayısı,  derinliği veya hacmi kontrol edilir. Ortalama solunum sayısının dakikada 12-16 olması gerekmektedir. 30-35 üstü solunum sayısı solunum sıkıntısı ve yetmezliğini gösterir. Pulse oksimetre oksijenlenmeyi değerlendirmek için kullanılan basit ve güvenilir bir yöntemdir. Pulse Oksimetre ile SPO2 değerleri 90 altında olması,  oksijen tedavisinin gerekli olduğuna işaret eder.  %95’in üzerinde ki değerler normal kabul edilir.

Kalp ve dolaşım sistemi değerlendirilmesine bakacak olursak...

Hastanın tansiyon değerleri ve nabız ölçümü yapılır. Özellikle nabız sayısının 100 ve üstü değerleri bir sorun olduğunun gösterir. Hastanın tansiyonu oturarak ya da daha iyisi yatırılarak, istirahat halinde ve günün aynı saatlerinde ölçülmelidir. Halk arasında büyük tansiyon olarak bilinen sistolik tansiyonun 150 den yüksek olması, 100 den küçük olması bir problem olduğunu gösterebilir.

Kapiller dolunum bakılabilir. Bunun için; tırnak dibine hafifçe basılıp çekildikten sonra tırnağın altındaki pembe renk iki saniye içinde geri dönmelidir. Eğer bu süre uzuyor veya geri dönmüyorsa dolaşım siteminde ve vücudun oksijenlenme kapasitesinde sorun olduğunu gösterir.

Boşaltım sistemi değerlendirilmesi...

Boşaltım temel ihtiyaçlardan biridir. Yatağa bağımlı hastaların boşaltım ihtiyaçlarının hijyenik koşullarda ve uygun bakım şartlarında karşılanması gerekir.Hastanın boşaltım ihtiyacı karşılanırken hasta mahremiyetine ve psikolojisine ayrı bir özen gösterilmesinde fayda vardır. Bunların dışında bilinmesi gerekenler;  

İdrar miktarı: saatte 50 ml az olmamalıdır.

 İdrar Rengi: Koyu sarı olması yetersiz sıvı alımını veya böbreklere az sıvı geldiğini gösterir. Bulanık kırmızı – pembemsi kirli idrar ciddi enfeksiyonlarda, koyu bordo renkli  idrar böbrek iltihaplarında görülür.

İdrarda köpük görülmesi: Protein kaçağı belirtisidir.

Beslenme durumu değerlendirilmesinde önerileriniz nelerdir?

Beslenmede tercih edilen yol oral (ağız) yoludur. Fakat yutma ve öğürme reflekslerinde problem olan hastalarda PEG (mideden delik açılarak beslenme) ile beslenme hasta açısından en güvenli yoldur. Beslenme sırasında hastanın başı en az 40 derece kaldırılmalıdır. Beslenme enjektörü kullanılacak ise 1-2 saat aralıklar halinde beslenme yapılmalı, gece 3-4 saat dinlendirilmelidir. Her beslenme sonrası en az 30 ml su verilerek hat temizlenmelidir. Dönem dönem hastanın karnında şişlik olup olmadığı kontrol edilmeli ve böyle bir durumda yarıdan fazla olarak azaltılmalıdır. Saatler içinde düzelme olmazsa beslemeye ara verilmelidir.

 

Beslenme değerlendirmesinde bir ölçüt var mıdır?

Elbette mevcut hastalığa uygun beslenme yapılması uygundur. Halk arasında Şeker hastalığı olarak bilinen Diyabetes Melitus (DM) ve KOAH hastalarına uygun beslenme gibi...  Genel olarak  yeterli kalori erişkinlerde en az 2000 kalori civarındadır. Bu arada deri kıvrım kalınlığı kol,  göğüs, karın ve baldır derisine bakılarak beslenmenin etkinliği ayrıca değerlendirilir. Üst orta kol ve baldır çevresi ölçülür. Kol çevresi ölçümü 30 ± 3, baldır çevresi 36 ± 3 normal değerleridir.

Baldır çevresi ölçümü diz 90 derece bükülü tutulurken baldırın en geniş yerinden yapılan ölçümdür.

El sıkma gücüne de bakılmalıdır.

Hastanın deri rengi takibi ile ilgili bilmemiz gerekenler nelerdir?

Anormal deri rengi önemli hastalıkların belirtisi olarak karşımıza çıkabilir. Örneğin;

Kırmızı Deri: yüksek tansiyon ve kan fazlalığını gösterir.

Soluk Beyaz Kül veya Gri Renk Deri: Yetersiz kan dolaşımı belirtisidir.

Mavimsi Renk: Kanın oksijenlenmesinin kötü olduğunu, kalp veya akciğer yetmezliğini gösterir.

Sarı Cilt: Karaciğer ve sindirim sistemi bozukluğunu gösterir.

Deri renginde değişiklik farkedilmesi durumunda hastanın doktoru ile iletişime geçilmelidir.

Bakım süresinde dikkat edilmesi gereken başka hususlar var mıdır?

Ağız ve Diş Bakımı önemlidir.

Cilt Bakımı: Nemlendirici kremleri, bariyer kremleri, düzenli aralıklarla banyo ve tırnak bakımı

Sekresyonların kontrolü: Rengi, kıvamı, kokusu

Yatak Kalitesi ve Bakımı: Visko elastik yataklar tercih edilir. En az üç saat ara ile yatakta pozisyon değişikliği yapılır. Vücut yastıklarla desteklenir. El ve kolların birbiri üstüne teması engellenir. Çarşafların temizliği, ütüsü ve kıvrımlı olup olmamasına dikkat edilir.

Halk arasında ‘’yatak yarası’’ olarak bilinen bası yarası açısından riskli hastalarda gerekli önlemler alınmalıdır. Bu konu ayrı  olarak ele alınması gereken bir konudur. Bu konuda hastaya bakım verenlerin bilinçlenmesi kritik önem taşır.

Değerli hocam son olarak eklemek istedikleriniz var mıdır?

Evde bakım için sağlık eğitimleri olmazsa olmazdır. Hastanın, ailenin ve hasta bakımına katılan herkesin; mevcut hastalığı, hastalık sürecini, tedavisini, kullanılan araç- gereçleri,  bakım esnasında dikkat edilmesi gerekenleri bilmesi tedavinin etkinliği arttıracaktır.  Bakım uygulamalarının ev ortamına uyarlanabilmesi ve acil durum belirtilerinde başvurabilecekleri kurum/kuruluşlar hakkında bilgi sahibi olmaları ayrıca önemlidir.  Bu hasta ve ailelerine tıbbi olduğu kadar sosyal ve psikolojik destek sağlanması da bir gerekliliktir.

DOKTOR CİHAN KOLİP KİMDİR?

1969 yılında Sakarya Kocaali’de doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini İstanbul’da tamamladı. 1994 yılında Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. İstanbul Kartal Dr Lütfü Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Anestezi ve Reanimasyon alanında uzmanlık eğitimi aldı. 2 yıl Van’da, 2,5 yıl da Gaziantep’te mecburi hizmetlerini tamamladı. Sakarya Kadın Doğum Ve Çocuk Hastanesi’ndeki görevinden 2013 yılında istifa ederek ayrıldı. Halen Özel Bilge Hastanesi’nde Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı olarak çalışmaktadır. Evli ve üç çocuk babasıdır.

Editör: TE Bilişim