3’üncü OSB Yönetim Kurulu Başkanı ve Güneşoğlu Süt Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Muzaffer Güneş, geçtiğimiz yaz aylarında 3’üncü OSB’den Sakarya Nehri’ne arıtılmadan boşaltılan atıklarla ilgili “Birkaç günlük olaydı” yorumunu yaptı. OSB’nin normalde bu konuda gelişmiş ve kapasitenin üzerinde bir arıtma sistemine sahip olduğunu kaydeden Güneş, söz konusu atığın nereden geldiğini hala daha tespit edemediklerini söyledi. Güneş, “O birkaç günlük bir hadiseydi. Şu anda sizler de mümkün olursa gelin, OSB’deki arıtmamızı görün. 9 bin metreküplük bir arıtmaya sahibiz. Günde de şu anda 6 bin 500-7 bin civarında su salınımımız var” dedi.

Biyolojik ve kimyasal, tüm arıtma sistemlerinin çalıştığını da sözlerine ekleyen Güneş, “O yüzden diyorum, kendim çok hassasiyet gösteriyorum. Bu konuda arkadaşlarımızla çok sık toplantı yapıyoruz. OSB’deki kirliliği tamamen bertaraf etmiş durumdayız” ifadelerini kullandı. Güneş, OSB’deki diğer firmaların ortak sistemi baypas ederek nehre ulaşabilecek başka bir yol kullanma ihtimaline karşı titiz davrandıklarını ve durumun kontrolleri altında olduğunu belirtti. Çevreye duyarlılık konusuna özel bir önem verdiğini de dile getiren Güneş, “Çok ciddi bir şekilde üzerinde duruyoruz. O yüzden iddialıyız diyoruz, buranın bölgenin çevreye en zararsız OSB’si olması için çalışıyoruz” diye konuştu.

Kamil Özkan

Sayın Güneş, sizi Ferizli Değirmencik’te dededen, babadan başlayan süt sanayisinde önemli bir kuruluşunun serüvenini, ihracat yapacak bir tesise çevirdiğinizi, önemli ve başarılı bir sanayicimiz olduğunuzu, istihdam yönünden Sakarya ve Türkiye ekonomisine önemli katkılarınız olduğunu biliyoruz. Ayrıca Söğütlü gibi geri kalmış bir ilçemizde Sakarya’nın çok önemli bir organize sanayi bölgesinin kurulmasındaki çabalarınızı da yakından takip etmiş bir insan olarak öncelikle başarılarınızdan dolayı sizi kutluyor ve tebrik ediyorum.

Bize, bu çizgide geçmişinizle ilgili ve yaptıklarınızla ilgili bir özet yapar mısınız?

Muzaffer Güneş

Öncelikle Bizim Sakarya ekibine, böyle bir davette bulunduğunuz için çok teşekkür ediyorum. Bizim başlangıcımız 1964 yılında. Evet, Değirmenci Köyü bizim köyümüzdür ama ilk etapta, Atatürk Spor Salonu’nun karşısında Şan Sokak 1 Numara’da dünyaya geldiğim evde, evin altında bodrum katında rahmetli babamızın 20 litre sütle bu işe başlamasıyla meydana gelmiştir bu firma…

O günkü şartlarla evin altında bodrum katında, günde 4 tava yoğurt yaparak… O zaman askılıklarla beraber bakkallara birer ikişer tava yoğurt dağıtılarak başladı. 1965 yıllarında işletmemiz biraz daha büyümeye başladı. Günde 300-500 kilo süt almaya başlayınca biraz yetersiz kalmaya başladı. Sonra Ulu Sokak’ta, sizin de bugün bildiğiniz üzere, SRT binasının az beri tarafında Damla Süt’ün binası vardı. Damla Süt orada üretim yapıyordu. Biz, kara bir binaydı, rahmetli babam kiraladı ve oraya taşındık ve 1969 Örfi İdaresi’ne kadar orada devam ettik.

Örfi İdare geldi, dedi ki, ‘Bu işletmede böyle olmaz. Yer kara beton, yanlar sıva…’ O zamanki iptidai şartlarla üretim yapıyoruz işte, imkanlar neyse… ‘Buranın mozaik ve yan duvarlarının fayans olması lazım’ dediler. O zamanki şartlarla fayans, çok lüks villalarda gördüğümüz hadiseler, yapacak gücümüz yok. Arayış içine girdi rahmetli babamız…

O zaman Beşköprü’de bir sucukhane… Sucukhaneye biz, 1969 sonlarında taşındık. Orasının tabanı ve yan duvarlar mozaik, ‘İmalata uygun’ dediler, ruhsatlandırmayı yaptılar, oraya geçtik. Orada yaklaşık 2 yıl kaldık ama o 2 yıl süresince müthiş zarar ettik. Zarar etmemizin sebebi de o bölgedeki elektrik kesilmeleri, jeneratör yokluğu, iptidai şartlar bizi kendi köyümüze dönmeye zorladı.

Değirmencik Köyü’ne geçtiğimizde orada babam, 8 metreye 15 metre bir kara bina yaptı. Biz de yeni yetişmeleriz o zaman, 16-17 yaşlarında, heyecanla işin içerisinde olan genç delikanlıyız. O süreçten beri, 1972’nin başlarından 2006 yılına kadar orada devam ettik. 2006 yılına kadar günlük kapasitemiz günlük 10-15 ton civarlarına kadar çıkmıştı.

Bu süreç içerisinde de sosyal faaliyetlerim çok olmuştu. Anavatan Partisi’nde üyeliğimiz, İl Genel Meclisi Üyeliği dönemimiz, 1992 yılında Süt Sanayicileri Vakfı’nı kurmam, Sakarya’da süt sektörüne bir ivme kazandırmada öncülük ettim. Söğütlü OSB’nin kurulumunda ben İl Genel Meclisi Üyesi’ydim, İl Daimi Encümeni’ydim. Allah bize nasip etti, oranın ilk Toprak Kurulu’ndan geçmesi ve organize sanayiye dönmesinde imzalarımız vardır, o gün itibariyle böyle bir emeğimiz olmuştur.

Kısacası biz, 15 ton süt işleyen bir işletmenin ardından, organize sanayiye taşıdığımızda 150 ton kapasiteli bir tesis yapmıştık. Tabi, çok küçük bir işletmeden büyük bir işletmeye geçiyorsunuz, sudan çıkmış balığa döndük. Nasıl olacak bu iş, nasıl yapacağız? Gecemizi gündüzümüze katarak, sektörde ne var ne yok, neler olur, neler olabilir diye düşündük.

İhracatımızda, Ülker Grubu’nun Tek Özel grubu var, ihracata dönük çalışıyor, onların aracılığıyla çok büyük parçalar olmasa da ayda 3-5-10 ton gibi mallar gönderiyoruz. Bu bir adımdır. İnşallah ilerleyen günlerde biraz daha ihracata dönük çalışmayı düşünüyoruz.

Kamil Özkan

3’üncü OSB çok süratle, sizin de içinde bulunduğunuz yönetimin katkılarıyla gelişti. Konum olarak da zamanında çok iyi bir yer seçimi yapıldı. Kaç tane işletmemiz var? Genellikle hangi iş kollarında iştigal ediyor? İstihdam yönünden ne kadar bir kapasite var, şu an fiilen kaç kişi çalışıyor? Bu konularda da bilgilendirir misiniz?

Muzaffer Güneş

Öncelikle 1998 yılı itibariyle OSB’nin yer seçimi gerçekleştirildi. Tüzel kişilik kazandırılması 2001 yılını bulmuştur. 2001 yılı itibariyle de –kurulduğundan beri içinde yer alan biri olarak söylüyorum – çok güzel bir alan seçildi, 4-5’inci sınıf tarım arazisiydi. Tarımımıza hiçbir zarar vermeden bölgede 3 tane köyün arasında 2 bin 540 dönüm bir araziye sahibiz. Şu anda 70 parsel, 50 sanayiciye tahsis edilmiş durumda. Faaliyette bulunan 38 tane firmamız var.

İstihdama gelince, bölgede şu an 4 bin 750 kişi istihdam ettiriyoruz. OSB tam faaliyete geçtiğinde tahmini rakamlarımız 7 bin 500-8 bin civarında bir istihdam gerçekleşecek. Bölgede genelde yatırımcılarımız hep dışarıdan. Sakaryalı yatırımcılarımız, net rakam veremiyorum ama 4 ya da 5 tane var. Bunu söylerken sakın yanlış anlaşılmasın, ‘Sakaryalı sanayicilerimiz sanayiciliği önemsemiyorlar, benimsememişler’ anlamında demiyorum. Maalesef onların ekonomik durumu o kadardır, o kadar katkıda bulunmuşlardır.

Çünkü Sakarya’da bizim OSB’miz 3’üncü OSB ama 5 OSB faaliyette… Faaliyette derken Ferizli’yi, Karasu’yu, bir de Hendek ve 1’inci OSB’yi katıyorum. Ferizli’de çok küçük çalışmalar başladı, bölgeyi de ziyaret ettim ama orası da çok hızlı gelişiyor. Sanıyorum 2019 ya da 2020 yılları içerisinde Ferizli de aşağı yukarı yüzde 60-70 kapasiteye ulaşacak duruma geliyor. Yatırımlar, inşaat yatırımları bitmiş durumda.

Karasu OSB’yi zaten biliyorsunuz. Genelde Gazi Metal’le oluşturulmuş bir OSB… Birkaç tane daha sanayi kuruluşu var ama… Bunlardan niye bahsediyorum, ticaret ve sanayi odasında da görev yaptım, OSB’ler artık işimin bir parçası oldu. OSB’lerle ilgili bir emek verdim, iyi ki de vermişim. İyi ki de bunları alıp beynimin bir tarafına yerleştirmişim. Eğer benim kendi ilime ve çevreme böyle bir katkım olursa bizim için en büyük bahtiyarlık olur.

Ama bizim OSB’miz bölgede en modern, en gelişmişliği gösteren, en iyi yönetilen bir organize sanayi olduğunu söylüyorum, iddia ediyorum. Çok mütevazı olmayacağım burada.

Orhan Topçu

4-5’inci sınıf tarım arazileri üzerine kuruldu dediniz. Bölgede 3 tane OSB ismi saydınız. Bölgeye göre tarıma ve doğaya en zararsız OSB diyebilir misiniz?

Muzaffer Güneş

Bunları söylemekte sakınca görmüyorum, biliyorsunuz geçen sene bir salınım yaşandı bizim OSB’de. Salınım yaşandığı için bir kirlilik hadisesi ifade edildi, cezai müeyyide uygulandı. Ama inanın bizim OSB’deki arkadaşlarımızla nereden geldiğini biz de tespit etmiş değiliz. O birkaç günlük bir hadiseydi. Şu anda sizler de mümkün olursa gelin, OSB’deki arıtmamızı görün. 9 bin metreküplük bir arıtmaya sahibiz. Günde de şu anda 6 bin 500-7 bin civarında su salınımımız var.

Kamil Özkan

Biyolojik ve kimyasal çalışıyor mu?

Muzaffer Güneş

Tamamı çalışıyor. O yüzden diyorum, kendim çok hassasiyet gösteriyorum. Bu konuda arkadaşlarımızla çok sık toplantı yapıyoruz. OSB’deki kirliliği tamamen bertaraf etmiş durumdayız. Bu kirlilik değildir. Tabii burada OSB’de çalışan arkadaşlarımızdan zaman zaman bizim haricimizde salınımlar yaşanabilir mi yaşanamaz mı, tali yolları var mıdır yok mudur, bunları da kontrol altında tutuyoruz.

Velhasıl kelam, çok ciddi bir şekilde üzerinde duruyoruz. O yüzden iddialıyız diyoruz, buranın bölgenin çevreye en zararsız OSB’si olması için çalışıyoruz.

Şadi Tanış

Sayın Başkan’ım, sizin sanayinizle ilgili birtakım şikayetler duymuştum. Size doğalgaz çok geç geldi. Dolayısıyla sizde yatırım yapmış fakat fabrikasını kapatmayı ya da taşınmayı düşünen kişiler sonradan gaz gelince vazgeçtiler. Rakipleri doğalgazlı tesislerde üretim yapıyorlar, onlar taşıma ya da sıvılaştırılmış gazla çalışıyorlardı.

Orada zannediyorum size gaz gelmesinde bürokratik bir gecikme oldu.

Muzaffer Güneş

Tabii bu, sizler de biliyorsunuz, devletin zaman zaman işleyişinde sıkıntılar yaşanabiliyor. Biz, bölgede hizmeti en hızlı nasıl alabileceksek onun gayreti içerisinde olduk. Doğalgazda da gecikmeleri biliyorsunuz, bir tarafta devlet diğer tarafta özel sektör var. Bunları aşmak kolay bir hadise olmadı. Bu dönem içerisinde bizim arkadaşlarımız taşıma gaz kullanımıyla ihtiyaçlarını giderdiler.

Ama bunun bilincindeydik biz. Oraya yerleşirken gazın hızlı bir şekilde geleceğini sanayici olarak da düşünmeliydik. Birkaç firmada sıkıntı oldu diğer arkadaşlarımızda çok sıkıntı olmadı. Biz, Söğütlü merkezden içeriye bütün hattımızı kendimiz taşıdık ve kendimiz oluşturduk. Çok kısa sürede yaptık. İhalesini yaptık ve hakikaten iyi bir firmayla işbirliği içerisindeydik, seri bir şekilde bitirdi.

Burada tabi mutlaka gecikmeler olabilir. En önemli hadisemiz, size belki yansımadı, elektrik sorununu çok yaşayacaktık. İdari işlerde işin başında olduğumuz için bunu gördük, Haşim Bey’le (Şen Piliç A.Ş. Kurucusu ve Onursal Başkanı Haşim Gürdamar) oturduk, ‘Enerji sıkıntısı yaşayacağız, ne yapalım?’ dedik. Kurumlarla konuştuk, sonunda 23 kilometre hat taşıdık oraya. Bunun finansmanı tamamen oradaki sanayicinindir.

Nereden taşıdık? Karaman indirme merkezinden Söğütlü OSB’ye taşıdık. Bizim şu andaki 10 megavatlık hattımız özel bir hattır. Bu özel hattan enerjimizi temin ediyoruz. Bunların hepsini gördüğünüz zaman kısa sürede önlemler alarak hayata geçirebiliyorsunuz. Bir de biliyorsunuz biz müteşebbis heyetle yönetiliyoruz. Müteşebbis heyetin başında da Sayın valilerimiz oluyor. Valilerin yardımcıları olarak da mesela ben varım, başkan yardımcısı olarak devam ettik.

Vali Beylerle uyumlu çalıştığınız takdirde çok hızlı bir şekilde geliştiriyorsunuz. İlk OSB kurulumunda, 1988 yılında Allah rahmet eylesin Yener Rakıcıoğlu (Sakarya eski Valisi) vardı. Yener Rakıcıoğlu’nun döneminde de ben İl Genel Meclisi üyesiydim. Bana dedi ki, ‘Güneş, bu peynir altı suları ne olacak? Bundan çok sıkıntılıyız.’ O zamanlar Çevre Bakanlığı yeni kurulmuş, sıkıştırıyor, ‘Bu mandıralardan akan peynir altı suyuna önlem alın.’

‘Sayın Valim, ben Süt Sanayicileri Vakıf Başkanı’yım. 2 seneden fazladır TÜBİTAK’la beraber çalışıyoruz. Peynir altı suyunu arıtmak çok zor ve maliyetli bir iş... Bizim işletmelerimizden hiçbirisi bunu kaldıramaz’ dedim. ‘Ne yapacağız?’ dedi. Dedim, ‘Efendim, Ülker bir tesis kuruyormuş, bizim peynir altı sularımızı alacakmış ama ben buna çok inanmıyorum. Bizi bir araya toplayın Sayın Vali’m, ortak bir peynir altı suyu kurutma tesisi yapalım’ dedim.

Tesisi yaparsanız zaten dışarı bir şey bertaraf etmiyorsunuz. Kurutuyorsunuz, toz yapıyorsunuz, satıyorsunuz. ‘Burada da bir katma değer üretiyoruz’ dedim. Rahmetli Yener Rakıcıoğlu’nun da bize desteği olmuştur. Sonra Sayın Cahit Kıraç Vali’miz geldi, süreç böyle devam etti.

Son dönemlerde finansman açısından da rahatladık. Çünkü orada bir arsa üretimi yaptık. 61 milyon 400 bin lira bugüne kadar benim sanayicimden aldığım paradır. Tahsil ettiğim rakam budur. Bu da arsa ve altyapı bedelidir. Ben burada, imar plan revizyonu yaptıktan sonra biz OSB’ye 40 milyon 500 bin lira para kazandırdık. Bizim yaptığımız yatırımlar, sosyal tesisler, idari tesisler ve diğer yatırımları… 20 milyon liraya arıtma yaptık. Borçlanarak yaptık ama elimizdeki rezervle hiçbir sıkıntı çekmeden, bu finansman gücümüzle her şeyi aşacağız.

Yani şunu ifade etmek istiyorum: Sanayicimiz yüzde 60 verdi, biz çalışmalarımız ve imar plan revizyonlarımızla yüzde 40 kazandırdık, OSB’yi finansman açısından rahatlattık. Bizim, her sene vatandaştan aldığımız bin-2 bin lira paralar da devam edecek. Bunlar rutin bir şekilde devam edecek çünkü oranın genel giderleri zaten personel giderleri vesaire yıllık yaklaşık 2 buçuk milyon liraya yakın bir rakamdır. Bunları zaten vatandaştan biz, bizlerden de dahil olmak üzere, 2’şer bin lira para topluyoruz. Bunun dışındaki de arsa üretimimizden vesaire bir şekilde OSB’leri ayakta tutmaya çalışıyoruz.

Şadi Tanış

SANKO’ya ayrılan yeri geri aldınız, değil mi?

Muzaffer Güneş

Aldık. O SANKO’ya ayrılan yerde şu anda biz 15 dönüm üzerinde kendi sosyal tesislerimizi yapıyoruz. Sosyal tesislerimizde ne var, önce onu anlatayım. Bin 500 metrenin üzerinde idari ve sosyal binamız var. Bunun yanında bin metrekare üzerinde camimiz var. 150 öğrencilik kreşimiz var. Sağlık birimimiz var. Bunun yanında banka, kafe, lokanta… Böyle bir proje oluşturduk. İnşallah, Allah nasip ederse 2019’un sonunda bunun süresi bitiyor. Ama tabii kış, yağışlar derken bir sarkma yaparsa 2020 yılının Haziran ayında oranın kurdelesini kesmeye niyetliyiz.

Orhan Topçu

Vasıflı eleman yetiştirilmesi konusunda bir okul düşünüyor musunuz?

Muzaffer Güneş

Düşünüyoruz. Ama hepsi düşüncede. Bunun finansmanını temin etmek lazım. Finansman için de farklı projelerimiz var, burada ifade etmek istemiyorum. Bölgesel olarak hemen bazı hareketlilikler kazanıyor onun için çok detaylandırmayayım. Önümüzdeki dönemde mutlaka, kalifiye-vasıflı eleman yetiştirilebilmesi için çalışmalarımız olacak.

Orhan Topçu

Şu anda vasıflı eleman sıkıntınız var mı?

Muzaffer Güneş

Tabii var. Vasıfsız bir insanı da alsanız orada 3 ay eğitip bir işe yönlendirseniz işçilere çok büyük katkısı olur. En azından orada eğitilmiş insanlarla yol almak, oradaki sanayiciye ve sanayiye değer katacaktır.

Kamil Özkan

Sayın Başkan, son yıllarda Suriye iç savaşından dolayı ülkemize çok göç eden oldu. Bizde de 8 tane OSB var. Bu OSB’lerin içindeki işletmelerimizde de Suriye kökenli sığınmacıların çalıştıklarını biliyoruz. En çok da sizin OSB’de olduğu söyleniyor. Bu söylentiyle ilgili değerlendirmeniz nedir? O konuda yerli ve sığınmacı personel çalıştırma konusundaki düşüncelerinizi de almak isterim.

Muzaffer Güneş

Açıkçası bölgede ne kadar yabancı uyruklu insan çalıştırılıyor, bilmiyorum. Herhalde bu bilgiler Jandarma’da mevcuttur. Sadece ben, birkaç fabrikada olduğunu biliyorum. Bölgede yatırıp kaldırıyorlar, orada barındırıyorlar. Ben görmüyorum. Orada çalışan sayısı 300’ün üzerinde, 400’e yakın insan var ama sadece 1 tane namaz kılan bir çocuk dikkatimi çekti. O da sanırım Şafi olması lazım, yabancı mıdır diye sormadım.

Şöyle söyleyeyim: Bundan 3 gün önce bir vatandaş, OSB yolunda giderken işaret etti, aldım. Baktım Türkçesi değişik, ‘Nerelisin?’ dedim, ‘Suriyeliyim’ dedi. ‘Ne yapıyorsun burada?’ dedim, ‘İş arıyorum’ dedi. ‘Fabrikalara gittin mi?’ dedim, ‘Gittim ama kimse almıyor’ dedi. Dedim, ‘Peki, yavrum senin çalışma iznin var mı?’ ‘Yok’ dedi.

Seni kim alacak? Çalışma iznin yoksa kim alacak? Çalışma izni olanlara mutlaka arkadaşlarımız kucak açıyordur ama çalışma izni olmayanlara, bizim de öyle bir risk almamız mümkün değil yani… Allah korusun bir sorun olduğunda bütün yükümlülük sizde… Buraya gelen insanların mutlaka çalışma izinleri mevcutsa yardımcı olmakla mükellefiz. Devletimiz buraya bu insanları sığınmacı olarak almışsa, onlar da hayatlarını burada idame ettireceklerse bizim de katkıda bulunmamız lazım.

Şunu da görüyoruz bölgemizde: Hakikaten çok büyük bir Ortadoğu göçü var. Kümülatif olarak alalım; İran, Irak… Sakarya’da 80 bin gibi bir sayı verdiler.

Tuncer Kalaycı

‘Kayıt dışı istihdam yok, olması mümkün değil’ diyorsunuz.

Muzaffer Güneş

Mümkün değil derken, açıkçası şimdi sanayicilerin kafasındaki kayıt dışıyla ilgili her şeyi ifade etmem zor olur ama orası kurumsal bir yer. Kayıt dışı çalıştıracaklarını düşünmüyorum. Yapıyorlarsa bu suçtur.

Tuncer Kalaycı

50 sanayi kuruluşu var, 70 parsel var dediniz.

Muzaffer Güneş

Şu anda 12 sanayi kuruluşu daha faaliyete geçmedi, inşa halinde.

Tuncer Kalaycı

Bu ekonomik koşullarda da yatırımlar devam ediyor mu?

Muzaffer Güneş

Tabii, belli firmalar frene bastı ama biraz daha gazını yükseltenler de var. Ben mesela yeni bir yer sattım, hemen kazıya başladı.

Tuncer Kalaycı

Talepler hangi sektörlerden?

Muzaffer Güneş

Son verdiğimiz yerler metal sanayide. Çikolata-şekerleme anlamında bir yer var. Bunlar devam ediyorlar, bir sıkıntı yok. Biz de gıda sektöründeyiz. Biz her zaman 1-0 öndeyiz. Neden, çünkü tüketilmesi gereken bir ürün. İnsanlar bunu tüketecek. Önemli olan; kar marjlarınız düşmüş müdür, sirkülasyonda azalma var mıdır?

Bizde sirkülasyonda hamdolsun bir azalma yok. Burada kar marjlarımız dibe vurmuş vaziyette ama ne olursa olsun bu ülke bizim. Belli sıkıntıları hep beraber aşmak zorundayız. Bunun da bilincindeyiz. Bütün sanayici arkadaşlarımızla da bunu konuşuyoruz. Bu ülkenin en ufak bir zarar görmesi, hepimizin zarar görmesi demektir. Bu zarara hep beraber katlanacağız ki iyi günleri de ileride yaşayabilelim. Siz, ‘Aman, yandık, bittik’ demekle bir yere varamazsınız.

Şadi Tanış

Sizce, ihtisas sanayi mi yoksa karma olması mı daha mantıklı?

Muzaffer Güneş

Burada ihtisas organizeler hakikaten kendine özgü, tamamen oraya odaklanmış. İhtisas OSB’lerin bence de olmazsa olmaz olması lazım. Ama burada en önemli hadise şu: İhtisas OSB yaptığınız zaman bin dönüm veya bin 500 dönüm üzerine yapacaksınız. Çünkü çok katılımcı bulamayabilirsiniz. Karma organizelerde 4-5 bin dönüm yapabilirsiniz. Burada maliyetleriniz, altyapı maliyetleriniz azalır. Baktığınız zaman enerji hattı çekeceksiniz, bin dönümlük alana da diğerine de aynı paraya gelecek. Onun için katılımı çoğaltmak önemli.

İhtisası nasıl yaparsınız? İyi yatırımcılar bulursunuz. İhtisas olmalı zaten ülkede. Ben, sırf gıda üreten bir OSB’de olmak isterdim. Ama olmuyor işte… Ben gıda üretiyorum, yanımda arkadaşım farklı bir şey üretiyor, ben ondan etkileniyorum. Bunlardan etkilenmemek için bütün arkadaşlarımızın koku alma filtrelerini koymaları lazım, bütün havayı içeriye alırken hep o filtrelerden geçirip alıyoruz.

Şadi Tanış

En azından aynı OSB içerisinde bölümler olamaz mı?

Muzaffer Güneş

Parselasyon olarak diyelim ki 3-4 bin dönüm arazi üzerindesiniz. ‘Bu bin dönümü gıdaya, şurayı metale, şurayı tekstile ayırıyorum’ diyebilirsiniz. OSB içinde ihtisaslaşma diyelim. Bu olur mu, olur.

Editör: TE Bilişim