Adapazarı’nın tarihi ile özdeşleşen, kentte yaşayan hemen herkesin mutlaka bir anısı olan Çark Mesire Millet Bahçesi için yıkıldı

TOKİ’nin uygulamaya koyacağı Millet Bahçesi Projesi’nde, Adapazarı’nda yaşayanların bir dönem nefes aldığı tek mekan olan, İstanbul’dan bile ziyaretçisi olan Çark Mesireyi hatırlatacak tek bir izin bile olmadığı görülüyor.

Yazarımız Erol Girişken (Gaga Erol), yıkım çalışmaları süren Çark Mesire’yi, “Orası Adapazarı’nda tarihteki en büyük markasıdır. Daha Sakaryaspor tarihte yokken, kabağından, patatesinden de fazla tanınan, en büyük markası Çark Mesire Gazinosu’dur” diye anlatıyor.

19. Yüzyıl başlarında Adapazarlılar tarafından kullanılmaya başlanılan, 1950’li yılların ortalarında İzmit’ten, İstanbul’dan gelen misafirlere de ev sahipliği yapan Çark Mesire, adını aldığı Çark Deresinde sandallarla dolaşıldığı, ülkenin önde gelen ses sanatçılarının gazinoda sahne aldığı, bayramlarda ve önemli günlerde İstanbul’dan saz takımlarının getirildiği, konserlerin verildiği yer olarak hafızalara kazındı.
Çarkın dönüşü, tahta masalı bahçeler ve içinde barındırdığı kortta yapılan tenis müsabakaları henüz hafızalardan silinmedi.
Kazlarıyla meşhur, içerisinde lunapark, hayvanat bahçesi, kafeler ve restoranlar bulunan Çark Mesire artık yok. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 24 Haziran seçimleri öncesinde verdiği talimatla eski stada yapılacak olan Millet Bahçesi Projesi’ne katıldı ve yıkıldı.

Büyükşehir mimarlarının, Çark Mesirenin izlerini koruyarak hazırladığı proje kabul görmeyip, TOKİ’nin hazırladığı proje uyulamaya konuldu ve Adapazarı’nın yaklaşık 100 yıl tarihine tanıklık eden, kentin hafızası olan bu mekan yok edildi.

GAGA EROL anlatıyor

Çark Mesireye ilişkin birçok anısı olan, kendi anıları kadar büyüklerinden dinlediği anıları da biriktiren gazetemiz yazarı Erol Girişken (Gaga Erol) ile kentin yitip giden hafızasını, Çark Mesireyi konuştuk.

Erol Girişken’i dinledikçe, Millet Bahçesi Projesi’nin açıklandığı dönemde, bu kaygılarla yapılan ancak cılız kalan itirazları dikkate almayanların yok ettiği Çark Mesirenin Adapazarı için anlam ifade ettiğini daha iyi anlıyoruz.

Erol Girişken anlatmaya Çark Mesire Gazinosu ile başlıyor:
“Adapazarı’nın yegâne en büyük markasıydı. Bizim çocukluğumuzda, sonra aile büyüklerinden ve çarşı büyüklerimizden duyduğumuza göre 1920’li yıllardan itibaren çok büyük bir yazlık, bir tarafı içkili bir tarafı içkisiz gazinoydu. İstanbul’un markası olarak bilinen İstanbul Kadıköy yakasında o tarihlerde bu kadar büyük yazlık bir gazino yoktu. Bizim çocukluğumuzda iyi hatırlıyorum, cumartesi günleri ve Bostancı Pendik’ten aileler trene biner buraya gelir Dilmen Otel ya da diğer otellerde yer ayırtır, gecede burada kalıp program dinlerler ve pazar sabahı dönerlerdi. O kadar büyük bir gazinoydu burası. İleride şimdiki Bölge Adliye Mahkemesi’nin olduğu yerde Tuna Gazinosu var orası daha küçüktü. O tarihlerde İstanbul Kâğıthane’deki gibi o gazinodan Çark Gazinosuna kayıklarla gelirdi insanlar. Çok uzun yıllar Türkiye’de meşhur olmuş ses sanatçıları türkü, halk müziği sanatçılarının yüzde 95’i buraya gelmiştir. Zeki Müren, Hamiyet Yüceses, Müzeyyen Senar, Muzaffer Akgün gibi birçok sanatçıyı sayabiliriz. Öztürk Serengil aynı zamanda dansördü. Çok iyi dans eden birisiydi. Yıllar evvel İsveç’te Eurovision Şarkı Yarışması’nda Türkiye’yi temsil eden Semiha Yankı’nın bütün çocukluğu çark gazinosunda geçmiştir. Babası Muammer Yankı, büyük kızı Safiye oğlu Metin ve Semiha Yankı ailecek yıllarca akrobasi danslar yaptılar.

KIRMIZI TOPRAKLI TENİS KORTU

1950’lilerin sonunda biz çok küçüktük. Çarşıdan kaçıp seyrederdik. Şu an da yıkılan Çark Mesirenin giriş kapısındaki, o kemerli giriş kapısının önündeki asfaltta iki tane zemini kırmızı topraklı tenis kortu vardı. Doktor ablalarımız, beden eğitimi öğretmenlerimiz, esnaftan bir sürü kişi tenis oynardı. Aynı yurt dışındaki turnuvalar gibiydi. Yıllar sonra bunların hepsi kaldırıldı. Son 25 senede, tabi alkol olayı kalktıktan sonra işletmeci Rahmi Sak, büyük bir özenle ve titizlikle olur olmaz kişileri o sınırlar içerisine almadan 25 yıl gayet güzel yönetti ve işletti. Ben isterdim ki orası millet bahçesine dâhil edilmesin. Cumhurbaşkanı, stadın millet bahçesi olacağını söyledikten 2 gün sonra ne olduysa, Büyükşehir Belediyesi ve Merkez Belediye anlaşıp orayı da bahçeye kattılar. Orası Adapazarı’nın tarihteki en büyük markasıdır. Daha Sakaryaspor tarihte yokken orası vardı.  Adapazarı’nın kabağı, patatesi de meşhur ama en büyük markası Çark Mesire Gazinosu’dur. Orada benim hatırlayabildiğim kadarıyla Rençberoğulları ailesi uzun bir süre işletti. Sonra Hacı Baba Hurşit Konuk ve çocukları işletti. Sonra en uzun İmren Salih denilen, İmren Restaurantın sahibi, uzun yıllar işletti. Sonra Refah Partisi yönetiminde gazino kaldırıldı. Sadece çay, kahve, nargile kafeterya şeklinde kaldı. Ama yine de söylüyorum Adapazarı’nın tarihinde çok önemli bir yer. O bölüm kalmalıydı diye düşünüyorum. Mesela içindeki Çark Dönme Dolap İlya Usta tarafından yapılmıştır. Fahri Tuna’nın davetlisi olarak iki sene evvel iki torunu buraya geldi. Çocukluklarında anne-babalarıyla dedelerinin yaptığı Çark’a yılda bir kez pikniğe gelirlermiş. 2-3 gün birlikteydik, eski günleri yâd ettik. Tabi orası da tarihi bir kalıntı… Adapazarı’nın bütün suyu o dönme dolapla oradan dağılıyordu bizim çocukluğumuzda. Hemen hemen her şeyin tarihin korunması gerektiğine inanıyorum. Avrupa’ya çıktığım zaman bakıyorum bu tür yerler kesinlikle kaç yıl olursa olsun korunuyor. Maalesef Türkiye’de böyle bir özelliğimiz kalmadı.

HERKESİN BİR ANISI VAR

Çark Mesirenin önemli etkinliklerinden birinin de Güzellik Yarışmları olduğunu ifade eden Erol Girişken, “Sık sık güzellik yarışmaları yapılırdı. Adapazarı Güzellik Yarışması… Bir kez de yanılmıyorsam Türkiye Güzellik Yarışması burada yapılmıştı” diyor ve ekliyor:
“Şimdi ise millet bahçesine kattılar. Bence hiç iyi olmadı. Çünkü her Adapazarlının orada en az beş tane hatırası vardır.  Gençler sevgilisiyle orada buluşurdu. İçki içmeyen aileler içkisiz kısmına oturur, İstanbul Emirgan’daki gibi semaverler masaya konurdu. 2 bin kişi alırdı orası. Köprünün karşı tarafı içkiliydi. Diğer tarafı içkisizdi.  Şimdiki Çark suyu eskiden havuz olan yerden akardı. Şimdi ki yerinden akmıyordu çark suyu. Sonradan Aziz Duran Belediye başkanıyken o tarafa aldı. Çark Deresinin dönme dolaptan sonraki bölümü bir şelalenin döküldüğü havuzu andırıyordu. Adapazarı yüzmeyi orada öğrenmiştir. O zaman daha güzel bir görüntüsü vardı.

Biz Çark Mesire Gazinosu kapandıktan sonra, yıllarca İstanbul’a gittiğimizde bilinen büyük gazinolara gittiğimizde -ben buna 40-50 sefer şahit oldum- yan masada oturan bizden daha yaşlı kişiler, Adapazarlı olduğumuzu öğrendiklerinde, ‘Çark Mesire duruyor mu hala?’ diye sorarlardı. O kadar meşhur bir yerdi.”

Editör: TE Bilişim