15 Şubat Dünya Çocukluk Çağı Kanser Farkındalık Gününü geride bıraktık. Erişkin kanserleri kadar sık görülmese de çocukluk çağı kanserleri de ciddi bir sağlık sorunudur. Gelişmiş ülkelerde çocuk ölüm nedenleri içerisinde ikinci sırada yer alır. Yaklaşık her 3 saatte 1 çocuğa kanser teşhisi konulduğunu biliyor muydunuz?

Çocukluk çağı kanserleri duygusal ve ağır bir konu ancak uzmanlara göre karamsarlığa gerek yok, çocukluk çağı kanserlerinin büyük çoğunluğu günümüzde tedavi edilebilmekte, yeter ki erkenden teşhis edilebilsin.

Lösemiler yani kan kanserleri, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de en sık görülen çocukluk çağı kanserinden biri. Belki bu konuda önümüzdeki haftalarda bir çocuk onkoloji ve hematoloji uzmanı ile söyleşeceğiz.

Bu hafta, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr Nursen Akgül ile biraz daha genel olarak çocukluk çağı kanserlerinin tanımı, erişkin kanserlerinden farkı, eşlik eden belirti ve bulguları konuştuk.

Amacımız Çocukluk Çağı Kanserleri konusunda farkındalık yaratmak, bu hassas konuya dikkat çekmek...

Tüm çocuklara sağlık diliyor ve hepsini sevgiyle kucaklıyorum.

Değerli hocam kanser nasıl bir hastalıktır?

Hepimizin bildiği gibi vücudumuz hücrelerden oluşmuştur. Hücrelerimizin içerisinde ise genlerimiz vardır.  Çevresel ya da genetik bir nedenle genlerimizin küçük bir bölgesinde farklı bir durum meydana gelirse hücrenin yapısı bozulacaktır.  Yapısı bozulmuş olan hücreyi vücudumuz, ya tamir edecektir ya da ölüm programına alacaktır. Bu şekilde sağlıklı olan hücrelerin büyüyüp, çoğalması sağlanacaktır. Yani hücrelerin belli bir düzeni var, çoğalmaları, büyümeleri belli bir plan dahilinde olur. Eğer bu düzen bozulursa, hücre kontrol dışı büyümeye ve çoğalmaya başlayacak ve tümörleri oluşturacaktır. İşte bu kontrolsüz çoğalan yapının bir de yayılabilme kapasitesi var ise (metastaz) o zaman kanserden bahsedebiliyoruz.  En basit olarak kanseri bu şekilde tanımlayabiliriz. Kontrolsüz hücre çoğalması ve bu hücrelerin yayılabilme kapasitesinin olması.

Burada hasarlı hücrelerin yayılma kapasitesin olması önemli sanırım

Tümörler halk arasında da sıkça duyduğumuz şekilde ikiye ayrılır; iyi huylu kötü huylu. İyi huylu tümörleri “Benign” olarak ta bilinmektedir ve vücudun diğer bölgelerine yayılım göstermezler. Sınırları bellidir. Kötü huylu tümörlere ise “Malign” adı verilir. Malign hücreler hızla çoğalıp kan ve lenf yolu ile çok uzak organlarda bile yayılım gösterebilirler. Bu şekilde diğer organların da sağlığını bozabilmektedirler. 

Çocukluk çağı kanserleri erişkinlerden farklı mıdır?

0 – 17 yaş arasında görülen kanserlere çocukluk çağı kanserleri diyoruz. Erişkin kanserlerine oranla yüz kat daha az görülür. Başka bir deyişle tüm kanserlerin yüzde 2-4 ‘ü çocuklarda görülmektedir. Erişkin kanserlerinden çok daha farklıdır. Örneğin erişkin çağı kanserlerine sağlıksız beslenme, sigara içme, kimyasal maddeye maruz kalma, hareketsiz yaşam gibi çevresel faktörler zemin oluşturabilirken, çocuklarda bu faktörler henüz oluşmamıştır.  Çocukluk çağı kanserleri ile erişkin çağı kanserleri arasında önemli bir diğer fark ise kanser türleridir. Erişkinlerde meme, akciğer, kolon, prostat gibi kanserler ön sıralarda yer alırken, çocuklarda lösemi, lenfoma, sinir sistemi tümörleri, nöroblastom, willms tümörü embriyonel döneme ait tümörler öne çıkmaktadır.

Çocukluk çağı kanserleri hemen fark edilebilir mi?

Çocukluk çağı kanserlerinin belirti ve bulguları, çocukluk çağında sık görülen sıradan bir enfeksiyon hastalığında da görülebilir.  Yine kanserin nerede görüldüğü, tipi ve hastanın yaşına göre aynı kanser her hastada farklı bulgularla da görülebilir. Elbette tüm bunlar erken teşhisi etkileyebilir.  İyi bir gözlemci olan anneler, babalar hatta öğretmenler gibi çocuğun hayatında fazlaca yer alan kişiler teşhis aşamasına büyük katkı sağlayacaklardır. Bu kişiler çocuktaki normal olmayan bulguları daha çabuk fark edeceklerdir. Yine çocuğun götürüldüğü aile hekimi uzmanı, pratisyen hekim, ebe, hemşire ve biz çocuk sağlığı uzmanları yani kısaca çocuğun ulaşmış olduğu sağlık personeli de bu konuda önemli görevler üstlenmektedir. Tüm bu aşamalardan sonra çocuk onkolojisinin, çocuk hematolojisinin olduğu birimlere çocuğun yönlendirilmesi, sevk edilmesi erken tanı ve tedavide kritik önem taşımaktadır.

Çocuklarda hangi belirtiler kanseri çağrıştırır?

Çocukluk çağı kanser belirtileri arasında yüksek ateş, gece terlemeleri, kemik ağrıları, iştahsızlık, baş ağrısı ve kusmalar, çok sık enfeksiyon geçirme olabilir. Daha önce belirttiğim gibi tüm bu belirti ve bulgular yaygın olarak görülen kanser dışı hastalık sebeplerinin de belirti ve bulgularıdır.  Anneler  “Benim çocuğumun ateşi var, gece terlemesi var, acaba kanser mi oldu” diye telaşlanmasınlar. Düzenli takibi yapılan çocuklarda, takibi yapan hekim aileyi yönlendirecektir. Diğer durumlarda ise ne zaman doktora gidileceği, hangi bulgu ne kadar sürerse önemlidir gibi bilgilerin bilinmesi önemli.  Yine çocuk daha önce olmadığı şekilde çabuk yorulabilir, çok sevdiği oyunları oynamak istemeyebilir, hızlı bir şekilde kilo kaybedebilir. Cilt bulguları önemli olabilir, anlamsız bir şekilde çocuğun vücudunda morluklar gözlemlenmesi gibi örneğin.  Yine boynunda kasıklarında bezeler oluşabilir. Vücudun herhangi bir yerinde kitleler ele gelebilir. Gözde ışık parlaması dediğimiz durum olabilir.  Aslında kanserli hücre hangi organı tutuyorsa o organa, o bölgeye ait farklı bulgularla karşımıza çıkacaktır.

Bu bulgular ne zaman bizi rahatsız etsin? Sık görülen belirtileri tek tek ele alım isterseniz.

O zaman ilk olarak ateşten başlayalım.  Yüksek ateş çocukluk çağı kanserlerinin, özellikle kan kanseri (lösemi) ve lenf kanserinde (lenfoma) önemli bulgularından birisidir. Günlerce devam eden, düşürülemeyen ateş bizi tedirgin eder.  Enfeksiyona bağlı oluşan ateşleri genelde kontrol altına alabiliriz.  Uygun dozda uygun sürede uyguladığımız tedavilere rağmen ateşini düşüremediğimiz çocuklar, üstelik anemisi de varsa bizi bu konuda alarma geçirir.

Yine bilindiği üzere her yıl 4 – 6 kez çocuklar üst solunum yolu enfeksiyonları geçirebilir ancak geçmeyen ağır enfeksiyonlar oluyorsa, çocuğun savunma sistemini gözden geçirmek gerekir.

Boyunda çıkan bezeler pek çok anneyi telaşlandırmaya yetiyor sanırım...

Çocuğun boynunda, koltuk altında kasıklarında ele gelen şişlikler olabilir. Lenf bezi büyümeleri mevcut olan bir enfeksiyon varlığında sıkça gözlemlediğimiz bir bulgudur. Örneğin boyundaki bezeler çoğu kez bademcik, anjin, farenjit gibi enfeksiyonlarda da oluşabilir. Hemen kanserle bağdaştırılması doğru olmaz. Enfeksiyonu kontrol altına aldığımız zaman bu lenf bezelerinin kaybolmasını bekleriz. Yine uygun dozda,  uygun sürede uyguladığımız tedaviye rağmen geçmiyor ise özellikle lenf kanseri belirtisi de olabilir. Elbette kesin tanı ve tedavisi için çocuk hematoloji ve çocuk onkolojisi uzmanının hastamızı değerlendirmesini isteriz.

Başka hiç bir bulgu olmasa bile, üstelik sadece boyun, koltuk altı ve kasık bölgesi değil, göz, kol, bacak, karın gibi vücudun herhangi bir yerinde ele gelen, geçmeyen, gittikçe büyüyen kitlelerin, bezelerin, şişliklerin varlığı doktora danışılması gereken bulgulardandır. Yani belki geçer diye evde beklememek gerekir. Bu bulguları hissettiğinizde panik olmaya da gerek yok ancak bir doktora muayene olup, takibini yaptırmak erken tanı için önemlidir.

Bulantı, kusma ya da kilo kaybı bizi ne zaman tedirgin etsin?

Çocuklar hastalıklarında iştahları kesilip, bir miktar kilo kaybedebilirler. Kısa zamanda fazla miktarda kilo kaybını sorgulamak isteriz.  Ani kilo kayıplarına eşlik eden, başka bulgularda sıklıkla olur. Yine uygun fiziki muayene, laboratuvar tetkikleri bizi yönlendirecektir.

İdrar yolu enfeksiyonları, sinüzit gibi bazı hastalıklarda bulantı kusma olabilir. Burada bizim dikkatimizi çeken daha çok sabah erkenden olan fışkırır tarzda kusmalar, inatçı kusmalar.

Çocukta baş ağrısı da olabilir. Bu migren, sinüzit gibi hastalıklarla ya da psikolojik durumla ilişkili de olabilir. Geçmeyen baş ağrıları özellikle sabah gelen geçmeyen ve kusmanın eşlik ettiği durumlar önemli olabilir. Ayrıca çocuğun yürümesi değişti ise yani denge problemi yaşıyorsa, gözünde bir kayma meydana geldiyse de çocuğu mutlaka bir nöroloji uzmanı değerlendirmelidir.  Şüpheli durumlarda elbette hasta yine çocuk onkoloji ve çocuk hematolojisi olan merkezlere yönlendirilecektir.

Cilt bulguları dediniz...

Çocuklar oynar, oynarken düşer ve vücutlarında morarmalar meydana gelebilir.  Ancak bizim ekimoz dediğimiz bu morarmalar çok çabuk oluşuyor ve uzun süre geçmiyorsa yine bizim peteşi dediğimiz toplu iğne başı kadar kızarıklıklar yani döküntüler eşlik ediyorsa bunlarda özellikle kan kanseri, lenf kanseri gibi kanser türlerinin erken habercisi olabilir. Kısaca ciltte görülen morluklar yani ciltte dikkatinizi çeken her türlü bulgu, vakit kaybetmeden bir hekime danışmanızı gerektirir.

Çocuğun genel görünümünde solukluk ve eşlik eden halsizlik varsa yine çok önemlidir.  Anemi yani kansızlık açısından değerlendirmek üzere bir hekime başvurmak gerekir. Bu demir eksikliğine bağlı olarak ta gelişebilir ancak bir türlü kansızlık geçmiyor ve tedavi edilemiyorsa muhakkak araştırılması lazım.

Ayrıca diş etlerinde kanamalar, sık olan burun kanamaları gibi kanamaya meyilli bir durum olup olmadığının araştırılması için kanama belirtileri de basite alınmayıp doktora danışılması önemlidir. Tüm bunlar kanser çıkacak diye de bir durum yok elbette ancak erken tanı için önemsiyoruz.

Çocuklar büyürken kemik ağrıları normal değil midir?

Çocuklarda büyüme ağrıları olur, ancak bize kemik tümörlerini düşündüren bulgular bu ağrılardan çok daha farklıdır. Büyüme ağrısı gece ve her iki ekstremitede görülür. Çocuk gece her iki bacağının ya da her iki kolunun ağrısından değil de; tek kolunda ya da tek bacağında belli bir noktada ağrıdan bahsediyorsa orda bir dururuz. Yine uykudan uyandırıyorsa bu ağrılar önemli. Bunun dışında çocuklarımız gün içinde de oynar, zıplar düşer, bacağını kolunu vurur ve o bölgelerde ağrılar olabilir. Bu ağrılar zaman içinde gerilemiyor, geçmiyor ise yine mutlaka bir hekimin çocuğu görmesi gerekir.

Çok önemli olduğu söylenen bir bulgu da bebeklerde gözün parlaması sanırım...

Evet, özellikle bebeklik döneminde gözden kaçırılmaması gereken bir durum. Göz sanki parlıyormuş gibi ışığı yansıtıyor. Dikkatli anneler daha çabuk fark ediyor bunu, ama bazen aile içinde çok önemsenmeyebiliyor.  Aslında önemsenmesi gereken bir bulgu. Gözde parlama bulguları daha çok gece fark edilir. Ayrıca bebeğin fotoğrafları da teşhis koymada önemlidir. Şöyle ki fotoğraf çekildiğimiz zaman bazen gözlerimiz kırmızı çıkar, üzülürüz fakat bu aslında bir sağlık göstergesidir. Bebeğin fotoğraflarında bir gözü kırmızı, diğer gözü beyaz çıkmış ise vakit kaybetmeden doktorunuza başvurmak önemli. Bu bulguları olan bebek bize geldiğinde, hemen bir göz hastalıkları uzmanının da görüşünü alıp ileri merkezlere yönlendiririz. Erişkinlerde görülmeyip çocuklarda görülen göz tümörü yani retinoblastom dediğimiz hastalıkta erken tanı ile çocuğun yalnız hayatı değil gözü de kurtuluyor.

Değerli hocam son olarak bu konudaki önerilerinizi alabilir miyiz?

Tüm annelerin, babaların, çocuk bakıcılarının ve öğretmenlerin bu konuda bilgili ve iyi bir gözlemci olmaları, anormal bulguların fark edilmesi açısından önemlidir. Çocukluk çağı kanserleri ender görülse de çok hızlı olarak ilerleyebiliyor. Bu nedenle erken tanı çok önemlidir. Kanser ve yanı sıra pek çok hastalık açısından doğum anından itibaren çocuğun güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olması için gereken tedbirlerin ihmal edilmemesi gerekir. Bunların başlıcaları doğru beslenme, temizlik ve çocukluk aşılarıdır. Bu konuda farkındalığın arttırılması için hepimize büyük görevler düşüyor.

UZ. DR. NURSEN AKGÜL KİMDİR

İlk ve orta öğrenimini Sakarya’da tamamladı. 1989 yılında başladığı İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden 1995 yılında mezun oldu.

2 yıl Kastamonu ilinin Tosya ilçesinde pratisyen hekim olarak çalıştı. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ihtisasını 1998-2002 yıllarında Ankara Dışkapı SSK Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tamamladı. 2003-2005 yılları arasında Ankara Etlik Kadın Doğum Eğitim Araştırma Hastanesi Yenidoğan Ünitesinde Çocuk Hastalıkları Uzmanı olarak çalıştı.

2005-2009 yılları arasında Sakarya Yenikent Devlet Hastanesi’nde Çocuk Hastalıkları Uzmanı Olarak görev yaptı. 2010 yılı itibari ile Özel Sakarya Beyhekim Hastanesi’nde Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı olarak görev yapmaktadır.

Uzmanlık eğitimi ve uzmanlık süresince pek çok yurt içi ve yurt dışı eğitim ve mesleki seminerlere katılmıştır ve katılmaktadır. Evli ve iki çocuk annesidir.

Editör: TE Bilişim