Dünyadaki obez çocuk sayısının 400 milyona yaklaştığı söyleniyor. Öyle ki Arjantin’de düzenlenen G20 Sağlık Bakanları Zirvesi’nin de ana gündem maddelerinden biri de bu konuya ayrılmış. Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca bu oturumda ‘Malnütrisyon: Çocukluk Çağı Fazla Kilo ve Obezite Sorunu’ başlığında bu konuya değinmiş. Ülkemizdeki verilere bakılırsa durum vahim... Bu konuda kısa süre önce İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Aziz Öğütlü ile yaptığımız söyleşide, önemli uyarılarda bulunmuş ve beslenme okuryazarlığı üzerinde durmuştu.

Görünen o ki, bu konuyu daha çok konuşacağız...

Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi Beslenme ve Diyet Polikliniğinde pek çok obez çocuk ve ailesine obezite ile mücadelede katkı saylamaya çalışan Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuğba Yümnü, bu söyleşide pratik bilgiler verdi.

Çocuk obezitesinin altında yatan temel nedenler neler olabilir?

Özellikle ailelerin güvenlik nedeniyle çocuklarını park bahçelere yönlendirmemesi, çocuklarının bilgisayar ve televizyon karşısında fazla vakit geçirmelerine izin vermeleri yani fiziksel aktivite yoksunluğu temel nedenlerden birisi. Kapıdan servis alıyor, yine kapımıza servis bırakıyor, birlikte yürümüyoruz, spor faaliyetleri okul başarılarını etkileyecek kaygısı ile başarılı bile olsa bu tür faaliyetleri yasaklıyoruz.

Başka bir neden, birçoğu aç olmadığı halde atıştırma alışkanlığı edinmiş, aşırı kalorili besin tüketiyorlar. Yüksek kalorili hiç bir besin değeri olmayan, kek, pasta, börek yaparak ya da çikolata gibi ‘besinimsilerle’ çocuklar ödüllendirilmiş. Dolayısı ile çocukların yüksek kalorili gıdalara yönelimi arttı. Sebze yememiş, örneğin kerevizin, pırasanın, ıspanağın tadını bilmeyen çocuklar var.

Tabi tüm bunların yanında çevresel faktörlerde var, düşük sosyoekonomik düzey, anne baba ayrılığı veya kaybı sonucu büyük anne ve baba ile yaşam gibi.

Bu konuda ailelere önerileriniz nelerdir?

İlk olarak yapmamız gereken çocukların içeceklerinin kontrolü... Çocukları gazlı içeceklerden kurtarmak gerek. Gazlı içeceklerin sağlığa zararlarını artık herkes biliyor. Gün içinde su içmeyen çocuklar var. Çocukları gazlı ve şekerli içecekler yerine su, ayran, kefir, şalgam suyu gibi içeceklere yönlendirmek işe başlayabilirler.

Çocuklar okula kahvaltı etmeden geliyorlar...

Evet, maalesef bu konuda da sınıfta kaldık. Sabah kahvaltısının önemini de bilmeyen yoktur sanırım. Buna rağmen simit, poğaça kahvaltısından çocukları kurtaramadık. Sabah çocuğunuzu on dakika önce uyandırın ve lütfen bu konu kırmızı çizginiz olsun. Peynir, yumurta, zeytin, domates salatalık, süt gibi besin değeri olan gıdaları almalarını sağlayın. İçerisine kuru meyve parçaları attığınız tahıl gevrekleri de olabilir. Kahvaltının sağlığa faydaları konusunda çocukları ikna edin.  Tükettiğimiz sıvılar kadar önemli bu konu da...

Çocukların atıştırmaları nasıl olmalı?

Atıştırmalıklarını evde kendiniz yapabilirsiniz. Kuru yemiş, kuru meyve, taze meyve, kendinizin sebzelerden hazırlamış olduğu cipsler, şeker kullanmadan bal, pekmez hurma, muz gibi gıdaların karışımı ile kekler yapabilirler. Bu konuda internetten pek çok tarif bulabilirler. Yeter ki aile zaman ayırsın, bu konuyu ciddiyetle ele alsın. Her zaman inandığım ve söylediğim gibi bu konu da yasaklamadan ikna ederek yol almalılar. Gerektiğinde destek almalılar, ama mücadele edilmeden başarı sağlanamıyor.

Kereviz, pırasa, ıspanak dediniz çocuk sevmiyorsa baskı yapmadan aile bu durumla nasıl baş edecek?

Sebzeleri çorbalara katmakla başlayabilirler örneğin. Küçük parçalar halinde omlete katabilirler. Mücver yapabilirler. Köfte ve et yemekleri ile sunabilirler. Haşladıktan sonra hafif soteledikleri sebzeleri sarmısaklı yoğurtla sunabilirler. Yine tost makinasında zeytinyağı ile hafif yağlayıp ızgara yaptıkları sebzeleri sarmısaklı yoğurtla servis edebilirler. Pek çok tarif var bu konuda da, yeter ki aile bu işle mücadele kararı alsın. Kısaca besinleri çocuğunuzun sevebileceği şekilde sunmanız alıştırma aşamalarında önemli…

Sıradaki öneriniz nedir?

Uzun çiğneme alışkanlığı edinin, çocuklarınıza uzun çiğnemeyi öğretin. Gün içinde fazlaca koşuşturuyorsak yemek yememizde hızlı oluyor ve çiğnemeden yutuyoruz. Televizyon izlerken, bilgisayar başındayken de aynı şekilde hızlı yemek yemek söz konusu olabiliyor. Bunun pek çok sakıncası var. Yemeğin tadından bir ey anlaşılamayacağı gibi pek çok sindirim problemini de beraberinde getiren bir sorun. Hızlı yersen fazla yersin, uzun süre tokluk hissetmezsin. Sonuçta fazla kalori alımı kaçınılmaz oluyor. Yemekleri yemek masasında, elimizde telefon, tablet, karşımızda televizyon olmadan iyi çiğneyerek yiyelim. 

Peki, sağlıklı bir beslenme çantasında neler olmalıdır?

  • Izgara köfte, ızgara tavuk et grubundan biri yanında mevsime uygun sebze ve meyveler
  • Haşlanmış yumurta, peynir,
  • Ayran, süt veya kefir mutlaka su içmesi öğütlenmeli
  • Fındık, ceviz, badem gibi ev koşullarına uygun kuru yemiş, kuru meyveler
  • Sağlıklı sandviçler

Bunları çoğalta biliriz. Her aile çocuğunun için, kendi imkânları ölçüsünde sağlıklı bir beslenme çantası hazırlayabilir

Ailenin destek alması gerekiyorsa yani artık tedavi süreci gerekiyorsa durum nasıl yönetiliyor?

Her obezite tedavisinde olduğu gibi çocuk obezitesinde de hekim, diyetisyen, psikolog ve hasta işbirliği önemlidir. Çocuklarda da bu sürecin temel amacı; vücuda alınan kalori miktarını azaltırken, vücut tarafından harcanan kalori miktarını artırmaktır. Kısaca düzgün beslenme ve sporun yaşam biçimi haline getirilmesidir.

Her çocuğun kendine ve kendi günlük rutinine uygun olacak bir diyet menüsü olacağı gibi ebeveynlerin bu diyete uyulması konusunda göstereceği titizlik, tedavinin başarısını doğrudan etkilemektedir. Yalnızca diyet uygulaması yeterli olmayacağından, yine ebeveynlerin çocukları için planlanan ekstra kalori yakıcı aktivitelerde çocuklara rehberlik etmesi ve bu aktivitelerin doğru şekilde yerine getirilmesini sağlaması gerekmektedir.

Temelde benzese de çocuklarda obezite tedavisi erişkin obezitesi tedavisinden farklı sanırım...

Çocuklarda obezite tedavisi yetişkinlere göre çok daha hassas ve dikkat edilmesi gereken bir süreçtir. Öncelikle obezitenin altında yatan etmenlerin düzeltilmesi, beslenme tedaviye cevap verecek duruma getirilmesi gerekmektedir. Gelişim dönemini henüz tamamlamamış olan çocukların alması gereken besinlerden uzak tutulmaması ve bu tedavinin uzman yardımı eşliğinde yapılması çok önemlidir.

Obezitenin tedavisinde basit olarak

1- Alınan enerjinin azaltılması

2- Harcanan enerjinin arttırılması gerekir.

Bu maddeleri biraz açalım isterseniz.

Obezite tedavisinde birçok özel diyet örnekleri önerilir. Ancak bunları uygulamak doğru değildir (Manken ve gazete-magazin diyetleri). Çocuğun uygulayacağı diyet, çocuğun ve ailenin yeme örneğine uygun olarak her çocuğa özel hazırlanmalıdır. Diyet hazırlanırken çocuğun büyüme ve günlük aktivitesi göz önüne alınarak, gerekli besin maddelerini içermesine dikkat edilmelidir. Bu nedenle diyet listesi uzman diyetisyen tarafından hazırlanmalıdır.

Diyet ana ve ara öğünlerden oluşmalıdır. Büyük bir öğün yerine sık, küçük öğünler tercih edilmelidir. Çocuğun enerji ihtiyacı belirlenirken büyümesi de göz önüne alınır. Demir, kalsiyum, çinko ve vitaminlerin diyetle eksik alınmaması sağlanmalıdır.

Harcanan Enerjinin Arttırılmasını da kısaca açıklarsak…

Enerji harcanması için fiziksel aktivite obezite tedavisinde son derece önemlidir. O nedenle diyet tedavisi mutlaka egzersizle beraber yapılmalıdır. Egzersiz programının da kişiye göre düzenlenmesi gereklidir. Başlangıçta hafif egzersiz programları verilir, daha sonra egzersizin sıklığı ve şiddeti arttırılır.

Günlük egzersiz süremiz en az 30 dakika olmalıdır. Yürüyüş, hafif koşu, bisiklete binme, evde aerobik, dans yapılabilecek basit egzersiz türleridir (asansör yerine merdiven kul­lanmak da bir egzersizdir).

Çocuğun obezite tedavisinde başarılı olabilmesi için gerek yeme şeklini gerekse fiziksel aktivitelerini bir davranış biçimi ve hayat tarzı haline getirmesi gerekmektedir. Fizik aktivite sadece enerji tüketimini arttırmaz. Aynı zamanda insülin duyarlılığını arttırarak şeker hastalığının ve iyi kolesterolü (HDL) arttırarak kalp-damar hastalıklarının gelişimini önler.

Son olarak ne eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Bu konuda ki genel sağlık önerilerini biz de tekrar edelim;

  • 4 temel besin grubunda yer alan besinler her öğünde mutlaka tüketilmelidir.
  • Günde en az 2 su bardağı süt veya Ayran içilmelidir.
  • Günde 5 porsiyon taze meyve ve sebze tüketimi sağlanmalıdır.
  • Bilinçsizce diyet yapılmamalıdır.
  • Yemekler yavaş ve iyi çiğneyerek yenmelidir.
  • Sıvı tüketimi günde en az 8-10 bardak olmalıdır.
  • Düzenli ve yeterli süre uyunmalıdır.
  • Çiğ tüketilen sebze ve meyveler bol su ile yıkanmalıdır.
  • Yemeklerden önce ve sonra eller mutlaka yıkanmalıdır.
  • Öğün aralarında şekerli besinler tüketilmemesine özen gösterilmelidir. Tüketildiği takdirde dişler fırçalanmalı ya da ağız bol su ile çalkalanmalıdır.
  • Çay, kahve, gazlı içecek, hazır meyve suları yerine; süt, ayran ve taze sıkılmış meyve suları tercih edilmelidir.
  • Düzenli güneşlenerek kemik ve diş sağlığı bakımından önemli olan D vitaminini almaları sağlanmalıdır.
  • TV ve bilgisayar başında geçirilen zaman azaltılmalı, düzenli olarak egzersiz yapılmalıdır.
  • Çocukların boy uzunluğu ve ağırlık takibi mutlaka yapılmalıdır.

TUĞBA YÜMNÜ KİMDİR?
Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuğba Yümnü, 1980 yılında Ankara’da doğdu. İlkokulu Ankara’da, ortaokulu Ünye’de, Liseyi Ankara‘da okudu. 1999 yılında girdiği Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyet bölümünden 2004 yılında mezun oldu. Sonrasında Hacettepe Üniversitesi Beslenme Bilimleri programına katıldı. 
2008 yılında Sağlık Bakanlığı bünyesinde Sakarya Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesine tayin oldu. 2008 yılında Sakarya Üniversitesi İşletme Fakültesi MBA (Master of Business Administration) bölümünden mezun oldu. Halen Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi (SAÜEAH) Kadın Doğum ve Çocuk Kampüsü’nde görevine devam etmektedir. Evli ve bir kız çocuk sahibidir.

Editör: TE Bilişim