Ramazan bayramı’nda  beslenme neden önemlidir?

Ramazan ayı boyunca kişilerin beslenme alışkanlıkları iki veya üç öğün olarak hatta bazı kişilerde tek öğün olarak değişmişti. Ramazanın bitip bayramın gelmesiyle yemek saatlerinde kısıtlamanın kalkması kişilerde psikolojik olarak daha fazla yemeye eğilime sebep olmaktadır.

Farklı saatlerde, daha az yemeye alışan mideler maalesef ki bir günde oluşan bu değişikliğe hemen adapte olamamaktadır. Mide rahatsızlıkları ve hazımsızlık ramazan sonrası en çok karşılaşılan sağlık sorunlarıdır. Bunu önlemek için küçük porsiyonlu öğünlerle mideler yeni beslenme saatlerine alıştırılmalıdır.

Az ve sık beslenilmeli, öğün atlamamaya özen gösterilmeli, mümkünse ana öğünler ara öğünlerle (meyve, süt, ayran, fındık, ceviz, badem gibi.) desteklenmeli, sabahları mutlaka kahvaltı yapılmalıdır.

Bayramdan itibaren eski yeme düzenimize dönebilmemiz için önerileriniz nelerdir?

Ramazan boyunca gece kalkıp sahur yapmak, ramazandan sonra gece yeme alışkanlığı şeklinde sürdürülmemelidir. Mutlaka günlük beslenme saatleri tekrar düzenlenmelidir.

Genel beslenme kuralları çerçevesinde dört besin grubunda bulunan besinler kişilerin ihtiyaçları doğrultusunda yeterli miktarlarda tüketilmelidir. Süt grubunda yer alan süt, yoğurt; et grubunda yer alan et, tavuk, yumurta, peynir, kuru baklagiller; sebze ve meyve grubu ve tahıl grubuna giren ekmek, bulgur, makarna, pirinç vb. besinlerin öğünlerde yeterli ve dengeli şekilde tüketilmesi gerekmektedir. Öğünler açlık süresi 4 saatten fazla olmayacak şekilde planlanmalı, ana öğünler arası daha uzun saatler varsa ara öğünlerle desteklenmelidir.

Özellikle diyabet, tansiyon, kalp rahatsızlığı, böbrek problemleri olan ve diyet yapanların bayram süresince diyetlerine dikkat etmeye devam etmeleri çok önemlidir. Yılda bir kez oluyor, 2-3 günlük kaçamaklardan bir şey olmaz gibi düşüncelerle bayramı fırsat bilip yağ ve karbonhidrat içeriği aşırı olan besinler günlük beslenmeye eklenmemelidir. Tatlı ve hamur işlerinin de sağlıklı olanları tercih edilmelidir.

Bu bayram da en büyük sorun şeker sanırım..

Geleneksel olarak Ramazan Bayramı’nın Şeker Bayramı olduğu düşünülecek olursa; bayramda çok fazla miktarda şeker, çikolata, tatlı hamur işleri (baklava, vb.) gibi besinler ikram edilmektedir. Kan şekerini hızla yükselten ve enerji içeriği yüksek olan bu besinler sindirim sistemi problemlerine ve özellikle kan şekerinde ani yükselmelere sebep olmaktadır. Bu nedenle bayram ziyaretlerinde sunulan ikramlara dikkat edilmeli, aşırıya kaçılmamalı, yeterli ve dengeli beslenme ilkeleri unutulmamalıdır.

Ara öğün olarak taze ve kuru meyveler yerine süt, yoğurt, ayran gibi süt ürünlerini veya çiğ kuruyemişleri tüketmek gün içinde fazla kaçabilecek olan tatlılardan alınacak karbonhidratları dengelemek açısından daha yararlı olacaktır.

Bayramda hangi tallıları tercih etmeliyi zpeki ?

Bayramda mutlaka tatlı tüketilecekse hamurlu, şerbetli tatlılar yerine sütlü veya meyveli tatlılar tercih edilmelidir. Tatlı yanında veya ayrıyeten ikram edilecek olan içeceklerin de mutlaka dikkatli seçilmesi gerekmektedir. Zaten şeker içeriği çok yüksek olan tatlıların yanına bir de tatlılar kadar şeker içeren şerbetler, hazır meyve suları, asitli içecekler kesinlikle tercih edilmemelidir. Bunlar yerine şekersiz veya az şekerli komposto/hoşaf, az şekerli limonata, ayran, çay gibi içecekler özellikle de SU ikram edilebilir.

Ramazan ayı dolayısı ile sıvı kaybına ilişkin ne söylemek istersiniz?

Ramazan ayı boyunca su ve sıvı tüketimin azalmasından dolayı vücutta oluşan sıvı kaybının yerine konması için günde en az 1,5-2 litre sıvı alınmalıdır. Susuzluk başka içeceklerle giderilmemeli MUTLAKA önceliğimiz SU tüketimi olmalıdır.

Bireyler özellikle de yaşlı ve tansiyon hastası olanlar çay, kahve gibi kafein içeriği yüksek içecekleri fazla miktarda tüketmemelidirler.

Bayram sabahı kahvaltı nasıl olmalıdır?

Bayram sabahı hafif bir kahvaltı ile güne başlanmalıdır. Kahvaltıda kızartma, kavurma yöntemleriyle pişirilmiş besinler, hamur işleri yenmemelidir. Bayram ziyaretlerinde geleneksel olarak tatlı ikramı olacağı için kahvaltıda şeker, bal, reçel gibi tatlı besinlerin tüketilmemesi daha iyi olacaktır. Domates, salatalık, maydanoz, taze biber gibi çiğ sebzeler bolca tüketilmeli, az tuzlu peynir tercih edilmelidir. Daha uzun süre tokluk vermesi açısından yumurta tüketilebilir. Sucuk, salam, sosis gibi yağlı besinlerden, börek gibi hamur işlerinin tüketiminden kaçınılmalıdır. Ekmek olarak tam tahıl veya çavdar ekmeklerinin tercih edilmesi kan şekerini kontrol altında tutulmasına katkıda bulunacaktır.

Gün içinde hazımsızlık problemlerinin daha fazla yaşanmaması için tüketilen besinler iyi çiğnenmeli, aşırı hızlı besin tüketiminden kaçınılmalıdır.

Bayram tatili boyunca egzersiz sorunumuz da olacak gibi...

Bayram süresince alınan fazla enerjiyi harcamak için mutlaka harcanan enerji de artırılmalıdır. Egzersiz veya yürüyüş yapmaya çalışılmalıdır. Fırsat bulunamıyorsa mümkün olduğunca daha hareketli olunmalıdır. Kısa mesafelerdeki bayram ziyaretlerine araba yerine yürüyerek gidilmelidir. Asansör yerine merdiven tercih edilmelidir. Fiziksel aktivitenin kan şekeri ve kolesterolü azaltmaya, kilo kaybetmeye ve bağırsak hareketlerini arttırmaya yardımcı olduğu unutulmamalıdır.

Son olarak, günlük almamız gereken kalorinin ne kadarı şeker olabilir?

Dünya Sağlık Örgütü, 2003 yılında yayınladığı tavsiye raporunda; besinlerin doğal yapısında bulunan şeker dışındaki eklenen şekerler ile yapılan tatlılar ve çay şekerinden alınan karbonhidratın günlük enerji miktarının % 10’unu geçmemesi gerektiğini tavsiye etmektedir. Bunun anlamı günde ortalama 1800 kalori ihtiyacı olan bir kişinin sadece 180 kalorisini şekerli gıdalardan alabileceğidir.

Bu doğrultuda bayramda sıklıkla tüketilen bazı şekerli besinlerin enerji miktarları aşağıdaki gibidir. Tüketirken bir kez daha düşünmek lazım;)

Bu tarz enerjisi yüksek tatlı ve şekerlemeler yerine evde kolaylıkla hazırlayabileceğiniz sağlıklı alternatifler, alacağınız enerjiyi azaltmaya yardımcı olacaktır.

Bitter çikolata kaplı meyveler, rendelenmiş meyvelerle hazırlanacak.

Toplar, şekeri azaltılmış sütlü tatlılar sağlıklı alternatifler olarak sayılabilir.

Sevdiklerinizle birlikte sağlıklı, huzurlu, mutlu bir bayram geçirmenizi dilerim.

Diyetisyen Füsun ÇALIŞKAN TORT Kimdir?

1989 yılında Kocaeli İzmit’te doğdu. İlk, Orta ve Lise eğitimini Kocaeli’de tamamladı. 2008 yılında girdiği Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi’nden 2012 yılında mezun oldu.

Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü’nde yüksek lisansına devam etmektedir.

2012-2013 yılları arasında Yenikent Devlet Hastanesi’nde Kurum Diyetisyeni olarak çalıştı.

2013-2016 yılları arasında Özel Altınova Hastanesi’nde Klinik ve Kurum Diyetisyeni olarak çalıştı.

2016-2019 yılları arasında Özel Sakarya Vatan Hastanesi’nde Klinik Diyetisyen olarak çalıştı.

2019 Ocak ayı itibariyle kendi merkezi olan Diyet F Sağlıklı Beslenme Eğitimi ve Diyet Danışmanlığı Merkezi’ni Karasu’da hizmete açtı.

2019 Şubat ayı itibariyle de Ada Medica Tıp Merkezi’nde Klinik Diyetisyen olarak çalışmaya başladı.

Şu anda Pazartesi, Salı ve Cumartesi günleri Diyet F Sağlıklı Beslenme Eğitimi ve Diyet Danışmanlığı Merkezi’nde ve Çarşamba, Perşembe, Cuma ve Cumartesi günleri Ada Medica Tıp Merkezi’nde çalışmaya devam etmektedir.

Evli ve 1 çocuk annesidir.

Editör: TE Bilişim