Aliosmanoğlu, alkolün zararlarından bazılarını ise şöyle özetliyor: “Erkekler arasındaki intiharların 3’te1’inin alkole bağlı olduğu saptanmıştır.  Akıl hastanelerindeki hastaların yüzde 30’unun, hastalık nedeni de alkole bağlanır.  Birçoğunda hastalığın nedeni alkol değildir ama kişideki hastalığı gün ışığına çıkarmıştır.”

Alkole bağlı problemlerle her sosyal sınıfta karşılaşmak mümkün.  İşin ucu kaçarsa, suçlara meyili attırdığı da bir gerçek. ‘’Alkollüydüm, hatırlamıyorum’’,  ‘’Alkollüydüm pişmanım’’ gibi ifadeleri sık duymuşuzdur. 

Kimlere alkolik denir? Alkol ne kadar alınabilir? Alkol içmenin altında yatan psikolojik etmenler nelerdir? Psikiyatri Uzmanı Doktor Hanifi Aliosmanoğlu ile alkol bağımlılığını konuştuk. Hanifi Bey aynı zamanda şairdir.  Biraz sağlık biraz edebiyat derken, çok keyifli bir söyleşi oldu. ..

Edebi bir giriş yaparak  ve kendisine ait ‘’Meyhane’’ şiirini okuyarak söyleşiye başlıyoruz, Doktor Hanifi Aliosmanoğlu ile....

‘’Cihanda en aziz yer meyhane, en kamil insan pir-i mugan dır’’ der Füzuli.

MEYHANE

Dünyanın ahvalinden gönül efkara düşer

Medet saki, bade sun hüznüme hüsranıma

Goncalar hara düşer, bülbüller zara düşer

Bir dolu meyden gayrı çare ne isyanıma

Ey saki bize de ki; burası nesıl bir yer

Her bir kadeh bir derdi alır ummana döker

Hafiflerken yüreğim gönlüme hoşluk çöker

Tesellidir cam-ı cem derdime hicranıma

Çağırır gençliğimi bu saz, bu cümbüş, bu ney

Gönül azad can sermest, ne güzel bir şey bu mey

Hatırlarım mazimde en tatlı demleri hey!

Boşanır peymaneler can katılır canıma

Aşkın ocağı yanar bacası tüter burda

Bala döner sevgiler, kin nefret biter burda

Hüzünler yudum yudum tükenir yiter burda

Sever sarhoşluğumu, o yar gelir yanıma

Softalar garez etmiş, dem çekmek haram diye

Biz de deriz onlara gam çekmek haram diye

Felekten çalıdığımız bir nefes akşam diye

Ne zarar ki meyhane ast –olan imanıma...

       

Pir-i mugan : İhtiyar meyhaneci, Cam-ı cem : Cemşid’in içki kadehi, Peymane: İçki bardağı.

Alkolizm nedir?

İçene ve çevresine zarar verecek derecede ve sıklıkta alkol alımına alkolizm denmektedir.

Bunlar üç grupta toplanır

  1. Sosyal içiciler
  2. Akşamcılar
  3. Alkolikler

Bu son grupta, alkol kesildiğinde ve ya içilirken de bir takım ruhsal bozukluklar olabilir. Bunlara alkol psikozu denir.

Tarihe olan merakınızı biliyorum, alkol ile ne zaman tanıştık çok kısa olarak değinebilir misiniz?

Alkol insanlığın oluşumundan beri vardır. Eski yunanlılarda şarap tanrısı Dionisos’un üzümün suyundan şarabı bulduğu ve insanlara yaydığı söylenilir. Eski roma da Dionisos un karşılığı, tanrı Baccus’ tur. Sümerler de MÖ 3000 yıllarında biranın olduğunu şiirlerden anlıyoruz. Çinliler MÖ 2000 yıllarında alkolü bulmuşlardır.  İran lılarda Cemşit diye bir hükümdar alkolü bulduğunu söylemiştir. Alkol kelimesi arapçadır. Bizim Türklerde Orta Asya’da kımız daha sonra Anadolu’ da rakı şeklinde yaygınlaşmıştır.

Alkollü içkilerin etkileri nelerdir?

  1. Sedatif (sakinleştirici) etki, rahatlatıcı, hafif ağrı dindirici, gevşetici çözücü etki
  2. Eförik etki, kişinin kendisini olduğundan daha güçlü, yeterli sanmasını, buna inanmasını sağlayan kışkırtıcı etki
  3. Narkotik etki , bilinç hareket ve duygularda uyuşturucu etki.

Alkolün dozu arttıkça vücutta neler oluyor?

Alkolün kandaki  seviyesi 100 mg ‘ı geçerse kişinin alkollü olduğu anlaşılır. Konuşması, hareketleri değişir. Vücut dengesinde hafif bozulmalar olabilir. Düz bir çizgide yürümesi güçleşir.

Kanda 200 mg ın üstünde olursa bu konuşma ve hareketler iyice bozulur, bilinç bulanıklaşır, saçmalamaya başlar, dil iyice peltekleşir.

400 mg ın üstündeki bir seviye de ise; narkoz hali, uyuma ve uyuşma vardır. Koma hatta  ölüme kadar gidebilir.

Alkol içme isteğinin altında yatan esas psikolojik neden ne olabilir?

Gerginlikten kurtulma, ruhsal deşarj,  rahatlama isteği, mutluluk duygusu, bazen efkarlı olma alkole meyili arttırır. Şarkılarda da geçmektedir bu durum ‘’kimi dertten içermiş, kimi neşeden’’..

Bir diğer neden aşağılık komplekslerini yenmek, topluma uyum sağlamak, keyifli vakit geçirmek, bazen de insanın kendisini özgür hissetmesi şeklinde karşımıza çıkıyor. Gayet beyefendi saygın birisi, hareketlerine davranışlarına dikkat eden bir insan alkol aldığı zaman, daha serbest hareket eden içindekileri daha rahat konuşabilen kişiye dönüşür.

Bağımlılık nerede başlıyor?

Daha önce sigara için bahsettiğimiz bağımlılık ve tolerans alkolde de geçerlidir. Şahsın alkolü almadığı zaman yoksunluk belirtisi göstermesi, onu araması, bulamadığında ise strese girmesi, huzursuz ve mutsuz olması.  Yani alkol kesildiğinde ve ya içilirken de kişi de bir takım ruhsal bozukluklar oluşuyorsa,  kişi bağımlı olmuş demektir.

Alkol psikozlarını hep ilginç bulmuşumdur.  Alkol Psikozları hangi şekilde karşımıza çıkabilir

Çeşitli alkol psikozları vardır, bazılarına değinelim.

Patolojik sarhoşluk: Kişinin normal hali dışında alkol aldığı zaman kişiliğin değişmesi,  saldırganlaşması, çevreyi ve ya eşini suçlaması, paranoid düşünce hali oluşmasıdır.

Alkol paronayası: Kronik alkolizmde ortaya çıkan sürekli eşini kıskanan, eşinin kendisini aldattığı duygusunu taşıdığı bir alkol psikozudur. Eşinin eşini komşunun 10 yaşındaki oğlundan, kendi çocuğundan bile kıskanan vakalarımız olmuştur.

Hikaye uyduran psikozlar da var sanırım...

Bunlara Korsakof Psikozu deriz. Bu vakalarda  polinöropati (ayaklarda tutulma) yanında, hikaye uydurma vardır. Hasta kendi uydurduğu hikayeye kendisi de inanır

Yine özellikle ülkemizde Ramazan’larda görülüren, titreme, saldırganlık, sinirlilik, uykusuzluk, saçmalama, gördüğünü yanlış değerlendirme ile karekterize bir delirme hali vardır ki biz bu psikoza Deliryum Tremens deriz. Bu vakalar kendisine ve çevresine zarar verebilir, yüksekten atlayabilir.

Başka bir psikoz çeşidi ise Dipsomanidir. Bu psikozda şahıs alkolik olsun ya da olmasın krizler halinde alkol içme istediğindedir. Bazen kişi aylarca alkol içmez ama bir kriz geldiğinde günlerce uyumadan yemek yemeden alkol içer. Ya sızar ya da deliryuma girer. Bir hastamız alkolik olmadığı halde kriz zamanları 6 gün 6 gece hiç uyumadan yemek yemeden her gün bir büyük rakı içmek kaydıyla sızıncaya kadar içiyordu. Genç yaşında bir kriz sonrasında öldü gitti. Dipsomani bir epileptik krizdir. 

Çok üzücü... İnsanlar hem kendileri hem de çevreleri için zarar verici hale dönüşüyorlar...

Elbette. Alkol intihar riski doğurur.  Suçlarda alkolün çok büyük etkisi vardır.  Eskiden hafifletici bir neden iken, şimdi ağırlaştırıcı bir neden olarak karşımıza çıkmaktadır. Erkekler arasındaki intiharların 3 te 1 inin alkole bağlı olduğu saptanmıştır.  Akıl hastanelerindeki hastaların yüzde 30’unun, hastalık nedeni de alkole bağlanır.  Birçok alkolik ruh hastalarında,  alkol hastalığı yaratmamış, hasta olan kişi deki hastalığı gün ışığına çıkarmıştır. Alkolün psikozları yanında, fiziki hastalıkları da çok tehlikelidir. Karaciğer sirozları, mide ve dueonum ülserleri, demanslar bunlardan bazılarıdır.

Alkolün bağımlıları tedavi edilebiliyorlar mı?

Alkolikleri tedavi etmek, şahıs isterse çok kolaydır.  Alkol bağımlısının değişime hazır olması, en önemli adımdır. Ailleler de bu tedavinin bir süreci olmalı, baskı ve zorlamadan uzak durulmalı. Mutlaka bir psikiyatris desteği alınmalı. Alkol bağımlılarında tedavi ancak profesyonel bir yardımla sağlanabilir.  Terapilerin dışında, alkol arama istegini ve davranışını  azaltmaya yönelik ilaç tedavisi de vardır. Pek çok hastayı hastaneye yatmadan, kişileri sosyal yaşamından, sorumluluklarından  koparmadan yani ayaktan tedavi edebiliyoruz. Ancak bazen hastaneye yatırılıp tedavi edilmesi gereken vakalarımızda oluyor maalesef...

Değerli hocam son olarak ne söylemek istersiniz?

İçkiyi dozunda içmek, özellikle et gibi balık gibi proteinli yiyeceklerle birlikte içmek, ağır ağır içmek çok önemlidir. Çabuk içilen içkiler kana çok çabuk karıştığı için sarhoşluk yaratmaktadır. Alkol barsaktan B vitamininin emilimini zorlaştırır. Siroz oluşumunun da en önemli nedenlerden biridir.

Bir bilgin der ki: alışkanlıklar bırakılmazlarsa zamanla ihtiyaç haline gelir...

PSİKİYATRİ UZMANI DOKTOR HANİFİ ALİOSMANOĞLU KİMDİR?

1944 yılında Kilis’in Oylum köyünde doğmuştur. İlköğretimi köyünde, orta ve lise eğitimini Kilis Lisesinde tamamladı. 1965  yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi ardından 1967 yılında eğitimine devam ettiği Cerrahpaşa Tıp Fakültesinden  1971 yılında mezun olmuştur.  1976-1980 yılları arasında Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Psikiyatri ihtisasını tamamlamıştır. 1980 – 1982 yılları arasında Antep SSK Hastanesi’nde, 1982 – 1998 yılları arasında ise Sakarya  SSK Hastanesi’nde çalışmıştır. 1998 yılı emeklilik sonrası, Belediye Polikliniğinde 2004 yılına kadar çalışmıştır. Özel Doğa Tıp Merkezinin kuruluşunda yer almıştır. 2014’ten itibaren Özel Vatan Hastanesi’nde psikiyatri Uzmanı olarak çalışmaya devam etmektedir.  Bir kızı Eczacı, iki oğlu Mühendis olan Doktor Hanifi Bey şöyle der; Yaşamı, İşini, eşini sevmek başarının temelidir.

Editör: TE Bilişim