Haziran 2015 seçimleri sonrasında bu sütunlarda yaptığımız değerlendirmeye şu cümleyle başlamışız:

“Seçim sistemimizin bütün eksik ve dengesizliklerine rağmen çoğu zaman Türk seçmeni mesajını sandığa yansıtmayı başarıyor.”

Referandum sonuçlarını değerlendirmeye ise şu cümleyle başlayalım:

Seçim öncesi kampanyaların bütün dengesizliklerine, oy sayımı ve seçim sürecinde kantarın topuzu ağır bir şekilde bir yana yatmasına rağmen Türk seçmeni mesajını sandığa yansıtmayı başarıyor!

Referandum 2017’nin sonuçları 10 temel nokta ile değerlendirilebilinir.

***

1.      Referandum sonucu bir galibiyettir ama asla bir zafer değildir! Bunu hem evet blogu hem de hayır cephesi için söyleyebiliriz. Yani, ne evet’çilerin ne de hayır’cıların meydanlara çıkıp gösteri yapacak bir durumu yoktur! Demokratik temayüllerle sonuçlar TV ekranından takip edilip sakin kalınmalıydı. Kimse kimseye üstünlük sağlamamıştır. Yağmurlu havada havai fişek gösterisi yapılacak bir zafer yoktur ortada!

2.      Referandumun en açık ve net sonucu; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başkanlığına evet denilmiştir ama halk Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu temel değerlerine sahip çıkmıştır. Halk yönetim şekli değişikliğini onaylamıştır ama rejim değişikliğine sıcak bakmamıştır.

3.      Gergin siyasi atmosfer, ötekileştiren söylemlerin sandıkta karşılık bulmadığı bir kez daha görüldü. Ülkede siyasi atmosferi düşürmek gerekiyor. Gergin ortamın kimseye bir faydası yok!

4.      Referandum sonuçlarının Türkiye’yi ikiye böldüğü savı gerçeği yansıtmıyor. Bir kesimin başka bir kesimi baskı altına alamayacağı, dayatmada bulunamayacağının göstergesidir. Bu birlikteliğin ve bir elmanın iki yarısı gibi ortadan bölünen Türkiye’nin yaşatılmasının yolu güçlü demokratik yaşamdan geçer. Aksi halde elmayı bir bütün olarak tutmak zorlaşacaktır.

5.      AK Parti seçmenin fire vermediğini düşünmek büyük bir iyimserlik olur. AK Parti Genel Merkezi, bunun sonuçları üzerinde iyi bir analiz gerçekleştirmezse siyasi kayıpları devam edecektir.

6.      MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin tabana hakim olamadığı netlik kazandı. Buna karşılık Meral Akşener, Sinan Oğan ve Ümit Özdağ gibi isimlerin MHP tabanındaki etkisinin güçlü olduğu anlaşıldı. Bunun sonucunu Bahçeli doğru değerlendiremeyecektir ama genel merkez yönetimi mevcut sistemi sürdürmekte ısrarcı olursa MHP büyük oy kayıpları yaşar. MHP cephesinde önümüzdeki günlerde yaşanacak siyasi gelişmeler Türkiye siyasetine de etki edecektir.

7.      Muhalif siyasi partilerden çok daha güçlü bir muhalif yapı mevcut. Muhalif siyasi partilerin mevcut yapısı bu muhalif yapıya cevap veremiyor, muhalif tabanı toparlayamıyor. Başta CHP olmak üzere muhalif siyasi partiler bunun analizini iyi yapmalıdır.

8.      Bütün kısıtlı imkanlara rağmen yürütülmüş olan Hayır kampanyası, ‘nasıl olsa kazanamayız’ umutsuzluğuna yer olmadığını halka dokunan siyasi söylemlerin karşılık bulabileceğini göstermiş oldu.

9.      Aynı şekilde; bütün meydanları taraftarlarla doldurmak, bütün sokakları afişlerle donatmak, tüm medyaya hakim olmak seçmenlerin tamamının seni destekleyeceği anlamına gelmediğini göstermiş oldu.

10.  Ve son olarak; seçim sistemimizi gözden geçirmeliyiz! Seçimler, sonuçlar hiçbir şüpheye yer verilmeden sonuçlanacak bir yapıya kavuşturulmalı.