Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın istihdam seferberliği başlatmasının ardından kurumlar, kuruluşlar işsizlikte ilgili Sakarya’da bir dizi açıklamalar yaparak mücadeleye katkı sunduğunu açıklamaya çalıştılar.
Belediyeler geçici yani mevsimlik işçilere imza törenleri düzenledi.
Diğer yandan Sosyal Güvenlik Kurumu Genel Müdürlüğü verilerine göre Sakarya’da Genel Sağlık Sigortası primi devlet tarafından ödenen kişi sayısı 55 bin oldu. 30 bin kişi de kendi ödüyor.
Yani GSS kapsamında Sakarya’da 85 bine yakın kişi var.
Hiçbir sosyal güvencesi olmayan resmi kişi sayısı 17 bin 500.
Bu iki istatistik bize 100 bin kişinin açıkta olduğunu gösteriyor
Ayrıca Sakarya’da 155 bin emekli var.
Ve bakıma muhtaç (Eş-anne-baba üzerinden sigortalı) kişi sayısı 485 bin.
Bu rakamları ben uydurmadım.
SGK Genel Müdürlüğünün resmi verileri bunlar.
Bunun değerlendirmesini bu yazıyı okuyanlara bırakıyorum.
Devlet bir kişinin iş sahibi olması için inanılmaz bir şekilde bütçe kullanıyor.
Mücadele ediyor.
Bugün artık en büyük bela işsizlik. Gençler hep iş arıyor.
Sosyal patlama; parasızlık ve geçim sıkıntısı gibi nedenlerden kaynaklanıyor.
Üniversite mezunları başka işler yapıyor. Hiç kimse umduğunu bulamıyor.
Fabrikalar düşük ücrete ağır şartlar altında çalıştırıyor.
Büyük fabrikalar 5 ay 29 gün ya da 8 ay gibi geçici alım yapıyor.
İş arayana iş çok; gerçekten çok fazla imkan var. Ama geleceğe güven veren meslek kalmadı diyebiliriz. Genç insanlar iş arıyor, mezun oldukları bölümlerinden dışında bir şeyler arıyor.
Sakarya Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Muzaffer Elmas’ın bu konuda çok ciddi bir tespiti var.
‘Öğrenciler mezun olduktan sonra tek bir iş yapmak istemiyor. Mezun oldukları bölümden memnun olmayanlarda başka alanlara yöneliyor’ diyor.
Bir sohbette dinledim.
Direksiyon eğitmen kursu açılıyor. İş arayan bazı üniversiteli işsizler için fırsat olmuş.
Halk Eğitim merkezi kayıtları alıyor, kişileri eliyor vs.vs.
Bu eğitimde belge sahibi olanlar belki de iş sahibi olabilecekler.
Para kazanarak alanında ihtisas yapabilecek, bir sürücü kursunda eğitmen olabilecek.
Bu eğitime katılanların birçoğunun emekli, halen görevde olan eğitimciler, müdürler, müdür yardımcıları gibi kişilerden oluştuğunu duydum.
Yani devletin iyi kademedeki memurları eğitmenlik için kursa geliyor.
O kursa çok sayıda başvuru yapılıyor, elemelerde bunlar geçiyor.
Torpil yapılıyor demiyorum. Asla böyle bir şey demem. Herkes eşit haklara sahip.
Peki ön lisans-lisans mezunu olan işsiz insanların bu kurslara yönlendirilmesi daha iyi olmaz mı?
Başka bir deyişle kurslara katılım listesi hazırlanırken böyle değerlendirmeler yapılsa..
Şartları taşıyan ve başvuru yapan işsiz insanlar bu kurslara alınsa daha iyi olmaz mı?
Bu kriterlerin olmaması nedeniyle işsizler hep işsiz kalıyor. Umutları çalınıyor.
Zaten devletten 3-4 bin lira maaş alan insanların ek gelir uğruna devlet kapısında kurs peşinde koşmasını anlamıyorum. Anlamayacağımda. Tamam hakkın. Kimse kimseye karışmıyor.
Sadece binlerce işsiz varken ek gelir için devletin sağladığı imkandan yararlanma çabası akla izana sığmıyor.
Burada sisteme küçük dokunuşlar gerek. Bir düzenleme gerekiyor.
İş imkanı sağlayacak böylesine kurslarda bence öncelik şartları taşıyan işsizlere verilmelidir.
İstihdam seferberliği deniyor ya; istihdam seferberliğine bakış açısı bu olduğu sürece, seferberliğe devletin kurumları empoze olamadığı sürece bu işler kolay yürümez.
Meslek kurslarında öncelik işsizlerin olması benim vicdanımın talebidir.
Umarım o işsizlerinde sesi olmuşumdur.