Bir konuşmanın bir yerinde idealist, başka bir yerinde materyalist felsefe geçerliyse, kimi yerinde kapitalist, kimi bölümünde sosyalist yaklaşım ağır basıyorsa, üstü kaval altı şişhane bir mantık mozaiği sergileniyordur ki, burada kafa karışıklığı söz konusudur.Eskiler buna ‘perişan mantık’ derdi.Günümüz politikasında yeni moda oluştu; artık mantık perişanlığı bilgiçlikle birlikte sunuluyor.Örnek mi istiyorsunuz? İşte:-Ben kendini, ‘Türk-Müslüman-Sosyalist’ olarak tanımlayan bir kişiyim. Bugüne kadar benim bu özelliklerime uyan bir parti görmemiştim. Halkın Sesi Partisi’ne katılmamın nedeni bu özelliklerimi kapsadığı içindir.Þu yukarıdaki sözleri, Halkın Sesi Partisinin kurucu üyelerinin tanıtıldığı toplantıyı habere dönüştüren 5 Kasım Cuma günkü Yenigün gazetesinde okudum.Elhak, parmağım ağzıma gitti.Olur a! Demeyin.Þu yukarıdaki sözün sahibi herhangi biri değil, bir Profesör, daha daha bir felsefe profesörü.Sözün sahibi Prof. Dr.Hakan Poyraz.Numan Kurtulmuş’un kurduğu yeni partinin kurucu üyelerinden olur.Peki, Hakan Poyraz Hoca’da bir kafa karışıklığı mı söz konusudur?O kadar ileri gidip bir felsefe hocasına allamelik taslayamam.Ya ne peki?Değişik türdeki felsefi, ideolojik, kuramsal, siyasal görüşlerin eklemlerini gelişigüzel derleyip birleştiren eklektizm dedikleri düşünce kalıbı mı?Bence o da değil…Bana göre Hakan Poyraz Hoca…Profesörlere halkın beslediği saygınlığın, hayranlığın ve güvencenin sınırsız olduğunu bilmektedir.Profesör unvanının zihinlerde uyandırdığı sihirli etkinin ölçüsüz gücünü kullanarak, dindarlık, milliyetçilik ve sosyalizm kavramlarını bir sepete koymuş, harmanlamış ve seçmeni tavlamaya yönelik kötü bir kurnazlık sergilemiştir.Ve dindarlara, milliyetçilere, sosyalistlere kocaman bir ayıp etmiştir.Sahi, ‘aydın’ sorunu Türkiye’nin kadim sorunu idi değil mi?