Yarın 14, öbür gün 15 Temmuz. Vatana kast edilişin üzerinden bir yıl göz açıp kapayıncaya kadar geçti. fetullahçı terör örgütü (fetö) ülkeyi neredeyse kıyma makinesine çeviriyordu ki, kahraman millet, tankın önüne yatarak bunu önledi.

                                                      **

Ben günlerde takılı kalmıyorum. Bu günlere bakıyorum. 14 Temmuz 2017’ye, 15 Temmuz 2017’ye bakıyorum. Birde, ‘İşte ülkeyi bir anlamda yok etmek için harekete geçen hainler bunlardı’ dedikleri listelere bakıyorum.

                                                     **

Tabi ki önce Akın Öztürk gibi Mehmet Dişli gibi hainlere bakıyorum. Ama sonra da fetö nedeniyle işinden uzaklaştırılmış insanlara da bakmak zorundayım. Dolayısıyla onlara da bakıyorum. Sonra, fetöden tutuklanıp hapishanelere doldurulanlara da bakıyorum.

                                                     **

Subay, pilot, astsubay, hakim, savcı, avukat, emniyet müdürü, emniyet amiri, komiser, polis memuru, profesör, doçent, öğretim görevlisi, öğrenci, tamirci, pastacı, fırıncı, emekli, çiftçi, her meslekten her türden insana bakıyorum. Bakıyorum… Bakıyorum…

                                                   **

Kimse kusura bakmasın ama bunların hiç biri beni kesmiyor. Ordunun içindeki çürükleri tek kalemde toplayıp bu milletin başına bela eden yok bilmem ne kuvvetleri imamı, yok şunun imamı yok bunun imamı… Hiç biri beni kesmiyor.

                                                  **

Bu imam, ağabey, abla muhabbeti de bana çok çok inandırıcı gelmiyor. Yapılandırmanın içinde olabilirler belki ama bunların öyle bir halt yiyeceğine, çok büyütsem bile inanmıyorum. Çünkü, fotoğraflarına bakıyorum, tipsiz tipsiz, çapsız çapsız portreler!

                                                  **

Yani şu ana kadar yazdığımı kısaca özetlemek gerekirse; Ben şu ana kadar gözaltına alınan, içeri tıkılanlara bakıp rahatlayamıyorum, huzur bulamıyorum. Çünkü bunların sütresinde çok daha kuvvetli, herkesin ezbere bildiği isimler olması lazım. Nerede o isimler?

                                                    **

Yani diyorum ki; fetö belasını bu milletin üzerine, bu vatanın üzerine gönderen siyasetçiler nerede? Neden o isimlere hiç kimse bir şey yapmıyor. Neden bilindikleri halde o isimler ellerini kollarını sallayarak dolaşıyor. Yoksa alındıkları zaman kendilerinden de önemli isimleri deşifre edeceklerinden mi korkuluyor?

                                                        **

Onların kimler olduğunu mu öğrenmek istiyorsunuz. Çok basit bir yöntemi var. Çıkın sokağa, ilk gördüğünüz birine, ‘Siyasetin içindeki fetöcüler kimler?’ diye sorun. Net söylüyorum; Size söyleyeceği isimlerin onda dokuzu kesin fetöcü. Siz de şu anda içinizden geçiriyorsunuz ve işte onlar da fetörcü. Bunu sen, ben herkes, hepimiz biliyor ama kimse adım atmıyor. Bu nedenledir ki, bir yıldır gözaltılarmış, içeri tıkmalarmış inanın beni kesmiyor. Çünkü patronlar hala dışarıda!