Sakaryaspor’un Fethiyespor ile oynadığı mücadele için stadyumun yolunu tuttuk. Kritik süreçte takıma destek olmak için gelen yüzlerce taraftarın arasında maçı takip ettik.

Fethiyespor hem düşme hattında yer alması hem de rakibin Sakaryaspor olması sebebiyle maça ayrı bir motivasyonla hazırlanmış.

Butik bir stadyum, tribünler dolu. Aklımızdan geçen sadece 3 puan.

Ev sahibi takım maça hızlı başladı. Golü de buldu.

Ardından yaptıkları baskıyı da kıran Sakaryaspor ilk yarı da çok ciddi bir atak bulamasa da son dakikalarda bulduğu golle soyunma odasına eşitlikle gidildi.

İkinci yarıya etkili başlayan ve hemen golü bulan Sakaryaspor, bu dakikadan sonra kapanınca rakibinin rahat oynamasını sağladı.

Atak olan takım Fethiyespor’du. Hızlı ataklar bulduk ancak değerlendiremedik. Eğer o pozisyonları gol yapsak fark olurdu.

Maçın son dakikalarında skor 2-1 devam ederken stadyumdan ayrıldık. Bu sırada ev sahibi takımın beraberliği yakaladığını tribünlerden yükselen seslerden anladık.

Çok kritik bir mücadelede 2 puan bırakmış olduk. Altay’ın kaybettiği, Gümüşhanespor’un berabere kaldığı haftada alacağımız 3 puan bizi şampiyonluğun en güçlü adayı yapacaktı.

Ama olmadı. Cezalı ve sakat oyuncuların çokluğu, forvette pozisyonların cömertçe harcanması, ligin son sıralarında yer alan takıma karşı puan kaybetmemizi sağladı.

‘Atamayana atarlar’, ‘Olmayınca olmuyor’ gibi klişe laflar kullanmaktansa şampiyonluğa oynayan bir takımın her bulduğu pozisyonu değerlendirmesi gerektiğini iddia edeceğim.

Onlarca insan evinden, çocuklarından, harçlığından ayırarak binlerce kilometre yol geliyor. Ne için?


Sadece Sakaryaspor için. Başka hiçbir gerekçeleri yok. Şimdi bu insanları sevindirmek oyunculara düşmüyor mu?

Şampiyonluk için mücadele eden tüm takımlar ellerinde altın tepsiyle geziyor. Adeta şampiyonluğu birbirlerine ikram ediyorlar.

İnşallah bu tepsi Sakaryaspor’un elinde kalır!