Arada sırada, okuyucularımdan tek tük mektup alırım.Arada sırada, tek tük diyorum, ne yapayım, ben anlı sanlı bir yazıcı değilim ki!Bunun böyle oluşuna canım sıkılmıyor.Büyük başın ağrısı büyük olur derler; benim ağrılarım büyük, başım da büyük olursa sonra ne yaparım?Arada sırada okuyucularımdan tek tük mektup alırım diyordum.Bu mektuplar çoğunlukla elektronik mektuplardır.Mektupların kimi çatar bana, kimisi beni över.Ne çatanlara kızarım, ne övenlere koltuklarım kabarır.Benim bu yazdıklarımı okuyanlar varmış diye sevinirim sadece.Bir çocuk sevinci işte…Gelen mektupların kiminin altında yazanın adı sanı vardır, kimi ‘okuyucularınızdan’ der geçer, kimi okur ise ‘bu yazıları kimin yazdığını bilirsen aferin sana’ diye bir bilmece söyler.Okuyucu mektupların kimisi öyle güzel konulara temas eder ki, bana örnek olur.İşte son aldığım mektup, ben onu belki biliyorum, belki bilmiyorum…Bileyim bilmeyeyim, öyle ışıklı parçaları var ki içinde, bunları öteki okuyucularıma da okutmaktan kendimi alamadım.İşte:“ Arada sırada araştırma şirketleri, kurumların güvenilirliği ile ilgili anketler yayınlarlar. Bu anketlerden en güvenilmez kesimin politikacılar ile gazete yorumcuları olduğunu biliyoruz. Fakat ne hikmetse her iki insan tipi de müşteri bulmak da zorluk çekmez…Eşeğin ‘deh’ deyince yürümesi , ‘çüş’ deyince durması insanlara düşünmeden inandığı içindir. Yani eşekliğindendir.Yaşayışımızın tüm yükü, kişisel düşünce sistemimiz temeli üzerine oturuyor, bu sistemin önemini kavrayalım, gereksiz yükleme yapmadan sürekli kullanalım…Düşünce sistemini kullanmayanlara düşüncesiz denir…İnsan ömrü ‘an’lar dizisi… Hiç durmadan vurup- dinlemek, durup-düşünmek şart…Başkalarının düşünmesini yeterli görüp inanılamaz…Düşünmeden inanmak ‘kellesel miskinlik’ türüdür…”İçinden gelişigüzel parçalarını aldığım mektup budur.Bugünkü yazımı doğrudan doğruya o yazdı.Þimdi ben altına nasıl, ne yüzle imza atacağım kendi adımı koyacağım bu yazının altına bilmiyorum ama bu sayın okur haklıdır.Varlığını kimi politikacılara ve kimi yazıcılara armağan etmiş insanımız bolcadır.Ve bence bu mektubu bana yollayan okuyucu ve onun gibiler, günümüz birçok politikacı ve yazıcısını kalaylasa bile hakkıdır…