Gelin şu işi uzatmayalım; yılın ilk kar yağışında halk olarak iki gün tık nefes kaldık mı?
Kaldık!
Gazetelerin sayfalarını dün süsleyen haberler neydi?
“Elektrik enerjisi kesildi…”
“Elektrik olmayınca şehre su verilemedi…”
“Doğalgaz çalışmadı…”
“İnsanlar evlerinde kış kıyamette tir tir titredi…”
“Doğalgaza bağlı bazı işletmeler üretimi durdurmak zorunda kaldı…”
“Köylerde kümes işletmelerinde mal kaybı yaşandı…”
“Hastanelerde sağlık hizmetleri sekteye uğradı…”
“SEDAŞ Çağrı Merkezi telefonlara çıkmadı…”
Vesaire…
Tamam mı?
Tamam…
***
İyi de… Halkı canından bezdiren olaylar her yıl tekrar tekrar yaşanırken, şu Sakarya Elektrik Dağıtım Şirketi hakkında çıkan yazıların mürekkebi onun verdiği elektrikten çok değil mi?
Başına yorganı çeken SEDAŞ, vatandaşın sesini neden duymuyor…
Görevi şehre elektrik enerjisi vermek olan, bu görevi üzerine aldığı için yığınla para kazanan SEDAŞ, verdiği sözü tutmuyor, müşteriyle alay gediyor, koskoca Sakarya halkına sanki burnuyla gülüyor…
İşte cüret budur!...
***
Şehirdaşlar Sakarya Elektrik Dağıtım Şirketi’nden ‘lütuf’ değil, parası karşılığında elektrik enerjisi istiyor.
Şirket elektrik veremeyecekse, kusurlu hizmet vermeyi sürdürecekse taahhüdünü yerine getirmediği için dağıtılır.
Aboneleri parayı biraz geciktirecek olsa hemen elektriği kesen bu şirketin kasasına akan altın suyunu kurutmak için ne bekleniyor?
Kayıp ve kaçak elektrik bedelini diğer müşterilerinin faturalarına yansıtan şirket, bu uygulamasını ilgili yasaya dayandırmasını biliyor; peki, eksik ve kusurlu hizmet alan biz vatandaşların hakkını koruyan yasa yok mu?
Sakarya halkı diyor ki:
“Sakarya Elektrik Dağıtım Şirketi’nin sözleşmesi derhal niçin bozulmuyor?