Sevgili okurlar,
Bugün 24 Kasım 2018 Öğretmenler Günü..
Öncelikle, elleri öpülesi öğretmenlerimiz ile başta Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ü hatırlamamak olur mu?
Türk insanına yeni ufuklar açan, modern dünya ile buluşturan ve birçok yeniliğin arasına harf devrimini katan, bu yönde Köy Enstitülerinin kurulması için büyük özen ve özveriyi gösteren Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’e, minnet ve şükran duygularımızı ifadede ne beis olabilir?
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, aynı zamanda cephede ve aynı zamanda cephe gerisinde, “Türk Milleti”nin geleceği ile ilgili projeleri hayata geçirmek için, büyük bir seferberlik içindeydiler..
O yılların hakim fikirlerini halkı ile paylaşan Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’e gelin kulak verelim:
“1. Dünyanın her tarafında öğretmenler insan topluluğunun en özverili ve saygıdeğer unsurlarıdır.
2. Yeni kuşak, en büyük cumhuriyetçilik dersini bu günkü öğretmenler topluluğundan ve onların yetiştirecekleri öğretmenlerden alacaktır.

3. Öğretmenler!... Cumhuriyet, fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek seciyeli muhafızlar ister. Yeni nesli bu nitelik ve kabiliyette yetiştirmek sizin elinizdedir.

4. Öğretmenler; Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcilerini, sizler yetiştireceksiniz ve yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır…

5. Öğretmenler! Erkek ve kız çocuklarımızın, aynı suretle bütün tahsil derecelerindeki talim ve terbiyelerinin pratik olması mühimdir.
6. Memleket evlâdı, her öğrenim aşamasında ekonomik hayatta verimli, etkili ve başarılı olacak surette donatılmalıdır.
7. Cumhuriyet sizden "fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür" nesiller ister.

8. Ülkemizi gerçek hedefe, gerçek mutluluğa kavuşturmak için iki orduya ihtiyaç vardır: Biri vatanımızı kurtaran asker ordusu, diğeri ulusumuzun geleceğini yoğuran irfan (bilim, kültür) ordusudur.”
Sevgili okurlar,
Bir de bugüne dönersek, acı manzara ile irkilebiliriz?..
Yapılan açıklamaların başında, elbette şu içimize sindiremediğimiz, “İki ayyaş” tanımlaması gelir!
Kısacası dilim söylemeye varmıyor ama, bugünün siyasi anlayışı, ne Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, ne de İsmet Paşa(İnönü) seviyesindedir.
Hatta Cumhuriyet hükümetlerinde adı öne çıkan siyasi değerlerimiz, Celal Bayar, Osman Bölükbaşı, Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan, Turhan Feyzioğlu, Alparslan Türkeş seviyesindedir..
Bu kuşak farklı ve başka bir kuşak idi..
Allah gani, gani rahmet eylesin!
Onlar elbette Atatürk Türkiye’sinde yapılması gerekeni yaptılar..
Cumhuriyet ile üretime, geleceğe, eğitime, sanayileşmeye, bilime, öğretime, sevgiye, saygıya ve paylaşıma büyük önem verdiler..
Yaşadığımız son dönemin siyasi anlayışı ile ilgili en güzel değerlendirmeyi, elbette tarih verecektir..
Unutmamamız gereken şudur, bu dönem öğretmenler, öğrenciler ihmal edilmiştir!..
“Yaz-boz tahtasına” çevrilen eğitim anlayışı, Türkiye’nin geleceğini karanlık kılan adımlar atmıştır!..
“Eğitim-Öğretim” yapısı içinde yeni kararlar, yine siyasi adımlar, yeni taraflı ve yanlı eğitim uygulamaları ile gelecek neslin hafızası ipotek edilmiştir!..
Dini beklentiler içinde, “İmam Hatip Liseleri”nin öne çıkarılması, üniversitelerdeki hedefsiz eğitim ve öğretim,Türkiye’nin gelecekte canına okuyacak niteliktedir!..
Bir ülkenin kurucu değerine saldırılar, hakaretler, en tepeden, en aşağı kadar, artarak devam etmektedir!..
“Tekke, zaviye, şeyhler ve müritlerin” tekrar hayatımıza girdiği şu günlerde,” 24 Kasım Öğretmenler Günü”nde neler söyleyebiliriz?
Cehalettin her yandan bizi kuşattığı şu günlerde, terör olgusu ile oyalanan, yalan, dolan ve hile ile iktidarını sürdüren bir anlayışın Türkiye’ye vereceği ne olabilir ki?
İşte yaşayarak, her şeyi daha iyi görüyoruz..
Kişisel menfaatlerin, milli menfaatlerin önüne geçtiği şu günlerde, üzülerek ifade edelim ki, Cumhuriyet öğretmeni de görevini yapamamıştır!..
Bu geliş noktası ve gidişattan onları soyutlayamayız..
Bir öğretmen kökenli gazeteci olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, biz aynı şevk ve heyecanla insanımızı bilgilendirmeye, haberdar etmeye, Türkçe’ye katkılar sunmaya devam ediyoruz..
Sevgili okurlar,
Bizi yetiştiren, bilgi ile donatan öğretmenlerimiz, Bilal Bilmiş, Fevzi Hancı, Mehmet Hashalıcı, İbrahim Erol, Muzaffer Kurugöl, Turgut Altınköpe, İsmail Bayraktar, Evliya Parlak, Mustafa Kaya, İlhan Türemen, Sevim Türemen ve adını hatırlayamadığım öğretmenlerimiz ve öğretmen arkadaşlarımın,” 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü en kalbi duygularım ile tebrik ediyorum..
Ahrete intikal edenlere rahmet, hayatta olanlara sağlık ve güzellikler dileriz..
Unutmayalım ki, bu son 16 Yılda toprağa atılan kötü tohumların, gelecekte Türkiye’nin başına bela kesileceği muhakkaktır..
Bunu önlemenin tek yolu, sandıkta iyi, yetkin ve ülke için gerekeni yapacakları, işin ehillerini, milli şuurla yoğrulmuş, atasını unutmayan ve milli kültür geleneklerine sarılıp, geleceğe umutla bakanları iktidar kılmaktır..
Hala fırsat var mıdır?
Vardır!
İşte önümüzde yerel seçimler var..
İçimizden yetişmiş değerleri, ona, buna bakmadan, ona, buna alet olmadan, parti gözetmeden, seçmek ve seçebilmekten geçer..
Güçlü, müreffeh, mutlu, huzurlu, adaletli, üreten, paylaşan, geleceği yakalamış bir Türkiye için…
İnanarak, gücünüzü birleştirmeniz bile yetişir..
Teşekkürler öğretmenim!..
Teşekkürler!..