Adapazarı’nın muhtarları ve okul aile birlikleri başkanları İl Milli Eğitim Müdürü Fazilet Durmuş başkanlığında toplanmışlar…
Toplantıda meydan savaşı yaşanmış…
Maarifin başındaki kişi katılımcılara öfke saçmış…
Bu muameleye bozulan muhtarlar toplantıyı terk etmiş…

***

Toplantı Adapazarı’nda eğitim sorunları üzerineydi…
İl Müdürü Durmuş şikayeti olan bir muhtarın sözünü keserek tepeden bir bakışla demiş ki:
“-Otur yerine!..”
Müdüre hanım, muhtar, çuhtar, başkan maşkan dinlemiyor…
Kim oluyormuş muhtar?..
Ne sanıyor kendini okul aile birliği başkanı?..
Vız gelir Fazilet Durmuş’a….

***

Olayın bir yüzü bu!...
Ya öteki yüzü?..
İşin öteki yüzü çok acıklı…
Muhtarları celallenerek azarlayan Durmuş, daha sonra Muhtarlar Derneği Başkanı Erdal Erdem’le konuşmak için aracılar kullanarak rica minnet randevu talebinde bulunmuş…
Ah bir verse…
O zaman Sayın Müdür ‘yanlış anlaşıldım’ diyerek vaziyeti kurtaracak…

***

Geçen Cuma günü Bizim Sakarya’da olay ‘Muhtarlar İsyan Etti’ başlığıyla manşetten duyurulmuştu…
İbretlik bir haberdi…
Birkaç satırını yineleyeyim:

Durmuş, mahallesindeki okulun hasarlı olduğunu ve programda olduğu halde yapılmadığını söyleyen bir muhtara ‘Sen nereden biliyorsun’ ifadeleriyle çıkıştı.”

İl Milli Eğitim Müdürü Durmuş, 21 Haziran İlköğretim Okulu’ndaki mülteci çocuk sayısının çokluğuna ilişkin sıkıntı gündeme geldiğinde sorumluluğu muhtarlara attı. Buna karşı çıkan Tekeler Mahallesi Muhtarı Necdet Kabasakoğlu’na ise ‘Oturunuz oturduğunuz yere’ diye hitap etti.”

Durmuş’un bu çıkışına, Maltepe Mahallesi Muhtarı Süleyman Çetin’den ‘Siz nasıl böyle hitap edebiliyorsunuz?’ diye tepki gösterdi. Muhtarlar daha sonra salonu terk etti.

Olmaz böyle şey!..
‘Mümin, mürit, kul’ diye vurgulanan Anadolu insanı, cumhuriyetle birlikte ‘birey, vatandaş, kişi’ olarak gündeme girdikçe, milli eğitimimiz uygarlık çapında değerini kazanmıştı…
Döne dolaşa geldiğimiz yere bak!..
Muhtar kimliğinin saygınlığı bir yana, Cumhuriyet Türkiye’sinde – hem de eğitimci- bir bürokrat karşısındaki bir vatandaşı azarlayabiliyor…

 

***

Pek ünlü bir tekerleme vardır:
Sen seni bil..
Sen seni…
Sen seni bilmez isen…
Bildirirler haddini…”

Peki, bu olayda haddini aştığı için susup asıl oturması gereken kim?..
Ne yazık ki öğrenci velileri ve muhtarlarla işbirliği koşulları aramak varken, kafası kızdığı için aklının direksiyonunu öfkesine teslim eden milli eğitim müdürünün ta kendisi!...