Adapazarı Þeker Fabrikası…APEK…PANKO…Þeker Ãœst Kurulu…Þeker Kotası…Kredi Borcu…Hani sözcükler üzerine kurulu oyunlar vardır, sanki onlardan biri bu şehirde oynanıyor gibi.***Oyunun ana karakteri Adapazarı Þeker Fabrikası’na ilişkin dün ve önceki gün gazetelerde çıkan haberlerden ortak bir tümce:“ Borçları nedeniyle özel sektöre devredilen Adapazarı Þeker Fabrikası’nda kampanyada sona gelindi. 31 bin 500 ton şeker kotasına sahip fabrika kotasını dolduramadı. Kota 28 bin 500 tonda kaldı.”Haydaa!..65 bin çiftçinin öz be öz malı olan fabrikanın satılması için öne sürülen gerekçe neydi?Pancar kota oranı yetersiz…Fabrika kapasitesi altında çalışıyor…Bu kapasite üretimle fabrika zarar ediyor…Yapacak bir şeyimiz yok…Milletvekilleri ilgisiz…Fabrika özel sektöre satıldı; kota oranı aynı; ama, bu kez pancar ekicileri, pancar ekmemiş...Bak sen şu işe!Neden?Sorulur mu?Cevabı pırıl pırıl…Sakıncalı bir soru işaretinin çengeli pancar ekicisinin yüreğine takılı kaldı bir kere…Nedir o?- Fabrika amaca uygun yönetilmiyor!..***Her kişi gibi, pancar ekicisi de kuşkunun kuyusuna bir kez düştü mü rahat edemez…Gönlü daralır…Bunalıma girer…- Fabrika sinsi bir tertiple, özel sektöre mi şavullandı?- Kota mota yıllardır işin bahanesi miydi?- Pancar eksem mi, ekmesem mi?Pancar ekicisinin yüreğine işlemiş kuşkulu soruları bu şekilde sıralayabilir miyiz?…***Pabrika satıldı, pancar ekicilerine hesap veren yok…Adapazarı ekonomisine artı değer kazandıran kurum elden çıkarıldı, kamuya bilgi veren olmadı…Basın önce hık/pık yaptı, sonra havlu attı…Siyaset desen fıs fıs…Peki, gerçek nasıl açığa çıkacak?Ya da çıkacak mı?Çiftçinin kuşkusu yerindedir…***Bektaşi sabahtan meyhanede bir güzel demlenmiş; sonra eve giderken, sokağın başına vardığında, burnuna balık kokusu gelmiş.Sokağın ortasında bakmış ki bir balıkçı dükkanı, tezgahtaki levhada şöyle yazıyor:“Burada taze balık satılır”Baba Erenler dükkanın önünde durmuş.- Ulan, demiş dükkan sahibine, ‘Burada’ sözcüğüne ne gerek var?Balıkçı:- Haklısın Baba Erenler, demiş, silelim.Ama Bektaşi gitmiyor, elindeki şişeden bir fırt daha çektikten sonra:- ‘Taze’ lafına ne gerek var, yani balığın bayatını mı satacaksın?Balıkçı:- Haklısın, demiş, onu da silelim.Bektaşi bu kez dayatmış:- ‘Satılır’ lafına ne gerek var? Balıkların turşusunu mu kuracaksın?Balıkçı düşünmüş:- Haklısın Baba Erenler silelim.Tezgahın üzerindeki levhada yalnız ‘Balık’ sözcüğü kalmış; ama Bektaşi gitmiyor, elinde şişe, dükkanın önüne dikilmiş duruyor…Balıkçı sormuş:- Baba, başka ne var?Bektaşi:- Ulan, demiş, ‘Balık’ sözcüğünü de sil! Meretin kokusu ta mahallenin başında duyuluyor…***Adapazarı Þeker Fabrikası kokusundan milletin burnu düştü düşecek…