Metal sektöründeki toplu sözleşme görüşmeleri anlaşmayla çözümlenmiş. MESS ve Sendikalara hayırlı olsun : -)

Birleşik Metal-İş’in, “ Sendikamızın teklifindeki, Kıdem zammı, seyyanen zam, sosyal haklar, tamamlayıcı sağlık sigortası gibi bir çok madde kabul edildi.” açıklaması çok değerli ve sevindirici.

MESS Başkanı Kudret Önen’in açıklaması anlaşmaya başka değer katmış, “ Bu anlaşmayla geleceğe yönelik sürdürülebilir gelir artışının kapısı açıldı. Kazanan Türkiye oldu.” sözleri önemli.

                                                                    *

Sevinirim tabii. Dünyada yaratılan servetlerin en deli yüzdesi bir avuç insan tarafından paylaşılırmış. Nüfusun büyük kısmı artıkları kapma yarışı yaparmış.

Dünya bu farklılığı tartışıyor. Mutluluk hakça paylaşımlı bir dünyada çoğalır.   Yönetenin işine gelmeyeni sorarsan tepene binilmemesi başka zenginliktir.

                                                                    *

Çağdaş ekonomilerde Tekel de, Kartel de sözde (?) yasaktır. Fakat, Piyasada, çalışanların ücretlerinde Tekel, Kartel “ gibi şey ” var mı? Kim denetliyor ki?

“ Çarşılarda, ortalama çalışan ücreti şu kadar. Şu sanayilerde ise şu kadar! “ diye söylenir. Bunu aşan işyeri, belirgin farklı maaş ve sosyal haklar verirse tepki alır.

                                                                     *

  Bin kere yazdım. Alışveriş çarşılarında ve sanayilerde akıl almaz şartlarda gençler var. Asgari ücret, şu bu demiyorum;

SGK da, Sendikalar da; AVM’lerde ve çarşılarda çalışan gencecik insanların, hiç müşteri ve yapacak işi yokken de, dinlenecek bir tabure bile olmayan iş yerinde, saatlerce ayakta çürüdüğünü göremez mi?

                                 SOKAKTA ERKEK PSİKOLOJİSİ ???

Hiçbir ortamda, kadın-erkek, bir insana tek bir fiske vurmayı acizlik sayarım.

Kadıköy’de, yolda yürüyen 17 yaşındaki kızı akıl almaz silleyle yaralayan O genci asla anlamam. Yakalayıp, sokaklara salıvermeyi de hiç anlayamam.

                                                                  *

Ülkenin en büyük gazetesinde yazan birisi ne yazdı,“ Sokakların ve bazı erkeklerin psikolojilerinin fena halde bozuk olduğunu gösteren bir olay.” 

Eksik de bırakmıyor, “ Üzerinde uzun uzun konuşulması gereken bir olay.” diye de gündemi kaçırmamış gibi yapıyor. Gerçek gündemi yazsa, keyfi kaçırılır ya.

Yok öyle ülkede yaşanan yanlışlardan sıyırmak. Yaşatanlara, yanlışlarını yaz!                              

                                                                   *

Ülkeyi Yöneten Siyaset, hemen her olaydan sonra, “ Bu Adalet’in aldığı bir karar. Biz hukuka müdahale edemeyiz; bağımsız mahkeme kararı var.” demesin.  

Aynı siyaset, ülkede ortaya çıkan bunca yüksek gerginliğin hiç birisinden kendisini sorumlu tutmuyor. Akla gelen bunca olaydan Yöneten ders çıkarır.

 Nasreddin Hoca’nın dediği gibi, “ Ülkeyi Yöneten Siyaset’in hiç mi suçu yok?” Siyaset ayrımsız hesap sorsa, hangi babayiğit, sokakların hakimiyim diyebilir?

                                                                    * 

17 Yaşından küçük ve çoğu da 13-14 yaşlarında, yüzlerce ÇOCUK bir hastanede doğum yapıyor. Yasak; adalete bildirilmemiş. Hala da saklanmak istenir gibi.

Olayı ortaya çıkaran kamu çalışanı ise sanki cezalanacak gibi : -( “ Sokakta bazı erkeklerin psikolojisi bozuk !” lafıyla geçiştirmek olur mu?

Siyaset, kendi istediği ülke sokak psikolojisini arkalamasın sorunları çözer.

                              KOLAY YOLDAN KAZANMA FIRSATÇILIĞI

“ Çarıklı Erkan !” lafını duyduğumda küçüktüm. İlkin ne anlama geldiğini anlamadım. Büyüdükçe, çalışma ve kazanma yaşlarında bile anlayamamışım.

Bugün hayal bile edemeyeceğim Çarıklı Erkan örneklerini gördükçe şaşırıyorum. Çünkü, Onlar bu ülkede hiçbir zaman görülmemiş ölçüde Saygı görüyorlar.

                                                                  *

Saygı görmek için; Saygın İşin olacak; saygın makamın, saygın siyasi çevren, ya da siyasi konumun, saygın yaptırma gücün!

Sonrası, yürü ya kulum !

Küçük İşlerle başlarsın. Amcaları inandırdıkça, büyük işleri de önce sen haber alırsın. Üleşmeyi öğrendikçe de, İşin erbabı olmak önemli değildir.

Müteahhit bile olursun. İş bilmezsin, çakın da yoktur. Sürüyle iş makinen olur. Piyasada iş yaptıracak adam çok. Betonu da, asfaltı da çözersin. İş var çünkü.

                                                                   *

İşi yapmak dert değildir; ihaleyi almak imkansız. İşi al, yapanı bulmak ohooo!

Aklım yine de şunu aklım almaz. Nerede, hangi değersiz arazide ne yapılacak? Nereden yol geçecek, baraj istimlaki yapılacak birileri 2-3 yıl önceden bilir.

Yani; imarı olmayan, pek para da etmeyen arazilerin değerinin artacağını birileri öğreniyor. Parası olmasa bile, O para bulunuyor. Köylü arazisi ucuza kapatılıyor.

Şehirde de örneği çoktur. İmara açtıran servet kazanıyor. İstimlak olacağını bilen de servetler kazanıyor. Göz önünde O kadar çok örnek var ki.

Futbolcu simsarlığı ise büyüleyici ve izleyenleri salaklaştıran bir kazanma İŞİ…