Sevgili okurlar,
Sakarya’da evimdeyim..
Bir Eylül gününde ayrıldığımız evimize, tekrar dönmenin sevinci anlatılmaz.. Ama bu güzellik bile insanı hüzünlendiriyor.. İnsanın sevdikleri yanında olmayınca her şey yarım ve eksik kalıyor!..
Hani şairin dediği gibi, ‘Sen olmayınca, sol yanım boş kalıyor!’
Evet, liseden öğrencim kardeşim Hüseyin Cinal ile evimizin kapısını açtık ve bizi o loş karanlık ve havasızlık, yalnızlık hüznü karşıladı.
Kapıyı, pencereyi açtık..
Evimizi havalandırdık..
Ötelerden pancarın kokusu sardı her yanı..
Belli ki ‘Şeker Fabrikası’ çalışıyor..
Ama bizim toprakların ürünü pancarı değil, komşu illerden gelen ürünleri işliyor, bu yılların tarihi fabrikası..
Hey gidi yıllar hey!
Kent içindeki Zirai Donatım Fabrikası’nın bile yerinde yeller esiyor!..
Bir tek bacası ayakta!
Bir tek bacası!
Ne yaşanmışlıklar, ne güzellikler, ne sıkıntılar, ne hayaller tarihin derinliklerinde kaldı..
Bir de fabrika adına bir futbol takımı vardı, Donatımspor...
Ne maçlar yapılır, ne çalımlar atılır, ne goller ile ayağa kalkılırdı..
Hey gidi günler, hey gidi gençlik hey!
Bir Ekim ayında Sakarya’dayız..
Sevgili Bizim Sakarya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Tuncer Kalaycı kardeşim aradı..
“-Ağbi, yarın Sakarya AK Parti milletvekili ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz konuğumuz.. Bir sabah kahvaltısında buluşacağız, sorular paralelinde bir buluşma bu!”
Gitmemek olur mu?
Sakarya milletvekillerinin çoğunun adını bile bilmem.. Bir defasında Brüksel’de Sakarya milletvekili sıfatı ile ayaküstü Şaban Dişli ile tanışmıştık..
Sonra sevgili yazar, gazeteci kardeşim Fahri Tuna’nın bir söyleşisinde, yine AK Parti Sakarya milletvekili  Prof. Dr. Mustafa İsen ile bir araya gelmiştik..
Eski Ankara Caddesi’ndeki Bizim Sakarya Gazetesi’ne hareket ettim..
Giderken, bir adet ‘Bizim Sakarya’ gazetesi satın almayı ihmal etmedim..
Hala gazete satın alanlar var mı ki?
Gazeteye bizden önce, sevgili Genel Müdür Özgür Arık ve yılların starı Erol Girişken gelmişti..
Selamlaştık ve diğer arkadaşları beklemeye başladık..
Nihayet AK Parti Sakarya milletvekili Ali İhsan Yavuz çıka-geldi..
Yüzü gülüyor, bu yaşa rağmen genç, yakışıklı ve iyi görünüyordu..
Selamlaştık ve bir masa etrafında yerimizi aldık..
Bizim Gazete Sahibi Adnan Yüksel usta, masa etrafındaki arkadaşlarını, milletvekili Ali İhsan Yavuz ile tanıştırdı..
Ve sorular gelmeye başladı..
Hendek ilçe temsilcileri baskın çıktı ve ilk sorular ekonomiden geldi..
Banka kredileri ve icralık fabrikalar, kalifiye işçi sıkıntısı dillendirildi..
Bu bağlamda icralık fındık tarlaları gündeme gelmedi.. Ama bir gerçek vardı ki, o da banka kredilerine balıklama dalanların, tarlarını, yani fındık bahçelerini bile, kredi aldıkları bankalara kaptırdıklarıydı!
Sonra AK Parti iktidarı döneminde Sakarya’ya yapılan yatırımlar gündeme taşındı..
Ballıkaya, Karasu liman yatırımları ve bu bağlamda demiryolu, bin yataklı hastane, organize sanayi bölgesi merkezleri, tarım, eğitim, turizm, sanayi bağlamında geleceğe dönük düşünceler..
AK Parti projelerinden, “Kanal İstanbul Projesi, nükleer enerji santralleri”, olmazsa olmazları sıraladı Ali İhsan Yavuz..
Bu arada kendisine alternatif enerji alanlarından söz ettim..
Batı’nın “rüzgar ve güneş” enerjisine yaptığı yatırımları irdeledim..
Umursamadı bile!
Varsa, yoksa ‘nükleer enerji’ dedi, yetmedi, Türkiye’yi uçuracak iddiasında olduğu, ‘Kanal İstanbul Projesi’ne dikkat çekti..
AK Parti iktidarının lokomotif alanı olan, inşaat konusuna değinmeden olur mu?
“Bilen de bilmeyen de bu sektöre adım attı.. Sonra üzülenler oldu ve işin içinden çıkamayanlar” demeyi ihmal etmedi..
Bu sabah kahvaltısında seçimleri konuşmadan olur mu?
Uzun, uzun, ballandıra, ballandıra, “İstanbul 94 Recep Tayyip Erdoğan Belediyecilik Ruhu”na göndermelerde bulundu ve aday adaylarının, bu ruha uygunluğunu çok önemseneceğini anlattı..
Yetmedi?
“Dava, teşkilat, kazanabilirlik, sevilebilirlik,  iş yapabilirlik..” gibi kavramları da sıraladı..
Anketlerden, mülakat ve yeni sistem inceleme ve araştırmalardan söz etti..
Bu arada milletvekili Ali İhsan Yavuz, son “andımız”  tartışmalarına da değinerek, Danıştay kararını eliştirdi..Siyasetin rolüne vurgular yaptı..
Suudi Arabistanlı  gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti ile ilgili olarak, Türkiye’nin gerekeni yaptığını söyledi..
Milletvekili Ali İhsan Yavuz Ankara’da kalıyor..
Belli ki siyaset rüzgarı onu uçurmuş..
Ayakları yere basmıyor..
Ona bu buluşmada, domatesin, Sakaryalıların çok sevdiği biberin sofralara uğramadığını soramadım!?..
Evet, Euro-Dolar girdabında, iyice eriyen emekli paralarını bir kenara bıraktım!..
Şu günlerde sofralara uğramayan domates ve biberi!,,
Soramadım, soracak oldum yüzüm kızardı..
Ama milletvekili Ali İhsan Yavuz’u sevdim..
‘-Ailem çiftçi, kardeşim işçi, yakınım şurada çalışıyor, mal varlığım bu!
18 Yıldır siyaset içindeyim.. Geleceğim yere geldim. Artık bir yerde bu işe nokta koymak gerekiyor der’ gibiydi..
Tahminim bu, üstlendiği görevden sonra, o çoğu siyasetçinin yapamadığı jübilesini yapar mı, yapar!
Evet, sevgili milletvekilimiz Ali İhsan Yavuz’a, o ağır yüklü ödemeleri, faturaları, adaletsizlikleri, adam kayırmaları, devlet malının nasıl da har-cur edildiğini, millet mallarının nasıl yok pahasına satıldığını, siyasetin nasıl aldatıldığını soramadım?..
Sağlık olsun, yolu açık olsun!
Ben soramadım ama millet yerel seçimlerde unutmaz, sorar inşallah!
Teşekkürler Adnan Yüksel ustam!
Teşekkürler Tuncer Kalaycı kardeşim, teşekkürler Özgür Arık usta!..
Memleketi, bu yüzle de tanımak güzel!

 

[email protected]