Sevgili okurlar,
Türk seçmeni, son yılların en çetrefilli, en zor yerel seçimlerinden biri için sandık başına gidecek..
Elbette her seçmenin, kendi hür iradesi ile bir siyasi parti adayını, ya da kendi adayını seçeceği bu seçimlerin, ülke için büyük manalar ifade ettiğini, sanırım anlatmaya gerek var mı?
Daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi “ cehaletin tavan yaptığı” Türkiye gibi  alt liglerde yer alan bir ülke için,  “elbette gerek var” diyenlerin sesini duyar gibiyim!
Bir kere bu “fanatizmden” kurtulmadıkça, yani futbol takımı tutar gibi siyasi parti tuttuğumuz durumda, hep yanılmaya mahkum olduğumuzu, bilmemiz gerekir..
Yani siyasilerin, “ aldatıldık ey halkım” sözleri bile, bu kesim için bir mana ifade etmeyebiliyor!
Elbette bunları, üzülerek yazıyorum..
Hani şu sözü çok edilen, bir “karın kaşıyan adam” vardı, nerede şimdi?
Hatırladınız mı?
Bir siyasi parti lideri ve ileri gelenleri, bu sözü sıkça söyler ve okyanus ötesine selamlar sarkıtırdı..
Şu an ABD karargahı Pansilvanya’da keyif çatan ve Türkiye üzerine yeni oyunlar peşinde olan, o “karın kaşıyan adam”dan söz ediyorum..
Hatırlamadınız değil mi?
Sıkı durunuz, bir başka “karın kaşıyan adamdan” söz etmek istiyorum..
O da, bölücü terör örgütü televizyonu ROJ TV’ye çıkar, uzun uzadıya konuşur, yanında, başında sinekler öbekleşirken, karnını kaşır, kadın-erkek üzerine ahkâmlar keserdi?
Kim de bu adam, hatırladınız mı?
Her ikisini de bir aptallar sürüsü, ağızları açık dinlerlerdi!..
Ne benzerlik?
Biri Fetullah Gülen(FETO), biri Abdullah Öcalan(Apo)..
Kimse kusura bakmasın, benim irademi hiçe sayarak, aldığı vekâleti iyi kullanmayan, beceriksiz siyasetçilere biat edenlerin, “bu iki karın kaşıyan adama biat edenlerle” ne farkı var ki?
Her ikisinin Türkiye’ye, Türk insanına, Türkiye’nin geleceğine vurduğu darbeyi hesaplamak ne mümkün?
Sonunda her ikisi de silahlı mücadeleye girdi mi?
Girdi!
Bunlara şahit olduk mu?
Olduk!
Bunların işbirlikçileri var mı?
Var!
Peki, bu FETÖ ve APO cellâtlarını kim bugünlere getirdi, bu cellâtlar, karın kaşıyan iki adam, hangi ortam yeşertti dersiniz?
Bugünlerde “özneyi” bıraktık,”nesne” ile ilgilenmemizin sebebi ne ola ki?
Hani nerede bu FETÖ, yani “karın kaşıyan adama” biat eden siyasi kesim?
Hakkını yemeyelim, bir kesim ile mücadele var:
Askerler, polisler, memurlar, iş adamları takipte..
ASYA banka para yatıranlar, para kaldıranların bir bölümü de izleniyor, alıkonuyor ve adalete teslim ediliyor..
Yani bir kesim, yargı ile tanışıyor,bir kesim ise hala keyfe keder siyaset kulvarında yağan yağmurlarda ıslanıyor ve aveneleri ile birlikte yürümeye devam ediyor!..
Ne güzel işler, bu işler!..
Gün gelir, birilerini şişler!?

FETÖ ile APO
Biri Pansilvanya’da, biri İmralı’da!
Vay be, nereden, nereye?
Köprüler yaptırdık,  gelip geçmeye,
su hatları çektik, satıp, içmeye!

***
Sevgili okurlar,
Bu manada Karasu’da Mehmet İspiroğlu’nun, AK Parti kararına karşı bayrak açması çok anlamlı..
Neden mi?
Ah be kardeşim, Mehmet İspiroğlu seçimleri MHP listesinden kazandı mı?
Kazandı..
Sonra Başkan Mehmet İspiroğlu, AK Parti saflarına geçti mi?
Geçti?
AK parti ile MHP’nin birliktelik yaptığı şu seçimlerde, ne oldu da Mehmet İspiroğlu seçim arifesinde saf dışı bırakıldı?
Demek ki, bir hesap, kitap meselesi var!
Kardeşim, senin hesap kitabın var da, Mehmet İspiroğlu’nun yok mu?
İşte gitti, Büyük Birlik Partisi listesinden tekrar Karasu için aday oldu..
Özgür iradesi ile hareket edişi kadar, “Karasu Belediye Başkanını Karasulu Seçer” çıkışı çok önemli..
En önemlisi “biata” karşı, bayrak açması..
Sakarya’da bu  durumlarda, halk deyimi ile  “manda gözünü açtı” derler..
Yalan da değil, bakın hemen her ilçede  karşı aday adayları var..
Benim memleketim Akyazı’da bile bizden biri aday..
Temiz,dürüst muhtarlık döneminden hatırladığımız, esnaflığı ile takdir gören Adem Güner, “aday-maday” aranırken, çıktı İYİ Parti’den Akyazı için aday oldu..
Tüm adayları tebrik ediyorum..
Ama özellikle bu iki adayı, “özgür birey, hür seçmen” bağlamında ayrıca tebrik ediyorum..
Ey millet, dayatma adaylara değil, kendi adaylarınıza oyunuzu veriniz..
Birileri karın kaşıyarak meşhur oldu, yarın sizler, başınızı kaşıyarak, kaçan fırsatlara, elden gidenlere yanmayasınız!?
Yazmadı demeyiniz!?