Terör bir insanlık suçudur.

PKK, İşid, Fetö, Kahramanmaraş, Çorum, Sivas, 6-7 Eylül Olayları, Ruanda, Afganistan, Ku Klux Klan yakın tarihimizin acı gerçekleri,

Yeni Zelanda,

Dünyanın en sakin ülkelerinden biri,

Eğitim kalitesi yüksek,

Barış içinde yaşayan insanların yaşadığı bir ülke,

Bir manyağın, psikopatın gerçekleştirdiği katliamla sarsıldı.

Öyle bir katliamki, ibadetlerini yapmak için camide bulunanların haçlı ruhu ile katledilişi,

Dünyayı, insanlığı derin bir mateme soktu.

Terörün dini, dili, ırkı, mehzebi olmaz, olamaz.

Paris, Londra, Madrid, İstanbul, Ankara, Bağdat, Beyrut, Şam.

Hiç fark etmiyor.

Ölen masum insanlar,

Rahmet olsun.

İnsanlık suçu işleyeyenlere,

Lanet olsun, Lanet olsun, Lanet olsun…

ÇANAKKALE GEÇİLMEZ

Yurdunu, namusunu, onurunu korumak için şahlanan, inaçlı, azimli, kararlı bir Millet,

Güçlü ekonomileri, asker sayısı, tartışılmaz silah üstünlükleri ile saldıran düşman güçleri,

Düşman bir olmuş, Çanakkale ‘yi geçmek kararlılığında,

O kadar kolaymı elini kolunu sallayarak Çanakkale’yi geçmek diyen imanlı yürekler karşısında,

1914-1915 DENİZ SAVAŞLARI,

1915-1916 KARA SAVAŞLARI,

Ve ÇANAKKALE GEÇİLMEZ…

18 Mart 1915 tarihimizin en şanlı, şerefli, sayfalarını oluşturan zaferlerden biri olan ÇANAKKALE DESTANI.

Selam olsun Seyit Onbaşılara,

Mustafa Kemallere,

Selam olsun bu vatan ve millet uğruna şehit olanlara…

KABATAŞ’TAN TAKSİM’E

Herşey Benim Başörtülü Bacıma saldırdılar sözü ile başlamıştı.

Belden yukarısı çıplak, deri eldivenli, siyah bandanalı 80-100 kişilik bir grup bebeğiyle birlikte durakta bekleyen bir kadını taciz edip dövmüşlerdi.

Yetmezmiş gibi üzerine de idrarlarını yapmışlardı.

Sonra konu ile ilgili görüntüler ortaya çıktı.

Saldırı yok, fiziki müdahale yok, idrar yok.

Tamamen hayal, tamamen senaryo olduğunu gördük öğrendik bu fantazinin.

Aynı günlerde buna benzer hayal, senaryo, fantezi ne dersek diyelim Dolmabahçe Camiinde ortaya kondu.

Camiye ayakkabı ile girdiler, camide bira içtiler falan filan,

Bu olayı kurgulayan Milli Saraylara Daire Başkanı oldu.

Böyle bir şeyin asla olmadığı gerçeğini söyleyen Cami İmamı ise görev yerinden sürgüne gönderildi.

Bu tür olaylar bitmiyor.

Şimdi de;

Feminist Kadınların protesto eylemi bahane edilerek  toplum tahrik edilmeye çalışılıyor.

Neymiş efendim…!

Taksim’de Ezan okunduğu sırada ıslıklar  çalınmış, sloganlar atılmış,

Açıkça Ezan protesto edilmiş dediler.

Tahrik etmeye bak yahu,

Görüntüleri izleyen herkes açıkça gördü ki,

Slogan ve ıslıklar ezandan çok önce başlamış.

Yüksek sesteki düdük, ıslık ve sloganlar nedeniyle sonradan başlayan ezan sesini orada bulunan kalabalıktan büyük bir çoğunluğun duymadığı gün gibi ortada.

Tablo olduğu gibi değil kuyruklu yalanlarla anlatıldı.

Amaç muhalif kim varsa halkın gözünden düşürmek.

Ne demiş atalarımız Yalancının Mum’u Yatsıya kadar yanar.

Bu teknoloji ile yatsıyı bile bulmuyor yalancının mumu.

Yazık…!

Muhalif görüşlere olan kin ve nefret; yalan, adaletsizlik, haksızlık yapma yetkisi mi veriyor ?

Rövanşist duygular niye bitmiyor?

Niye toplum sürekli bölünüyor ?

Kabataş’tan Taksim’e kardeşlik duyguları niye yok ediliyor ?

Niye sürekli kin tohumları ekiliyor ?

Rüzgar Eken Fırtına Biçer

Yazık etmeyin bu ülkeye, bu millete,

İktidar her ülkede var,

Muhalefet ise ancak demokrasilerde,

Üç günlük saltanat için değmez be…

KISSA’DAN HİSSE

Nasrettin Hoca’ya sormuşlar Hocam Padişah mı büyük yoksa çiftçi mi ?

Hoca Çiftçi büyük elbette demiş.

Acaba nedendir Hocam diye sormuşlar,

Çünkü çiftçi buğday yetiştirip vermezse padişah açından ölür demiş hoca