Büyükşehir Belediyesi Nisan Kültür Sanat Etkinlikleri kapsamında ‘Türk Düşüncesinde Yerlilik Arayışı’ isimli panel ile devam etti. Notlar Dergisi Editörü Ekrem Özdemir, “Mevlana’nın var olduğu bir yerde arabesk kültürün barınmasına gerek yoktur. Mevlana insana ciddi sorumluluklar yükler. ‘Başıma geleni yaşıyorum’ diye bir şey yoktur onda. Başına gelende senin de payın vardır” dedi.

 

Sakarya Büyükşehir Belediyesi Nisan Kültür Sanat etkinlikleri ‘Türk Düşüncesinde Yerlilik Arayışı’ isimli söyleşi ile devam etti. Programa Notlar Dergisi’nden Ekrem Özdemir, Sait Mermer ve Murat Erol konuşmacı olarak katıldı. Ofis Sanat Merkezi’nde gerçekleşen programa Kültür ve Sanat Şube Müdürü Adem Turan ve pek çok kültür sanat dostu katıldı.

 

Mevlana insana ciddi sorumluluklar yükler

Mevlana ve Türk Kültürünün felsefesinden bahseden Ekrem Özdemir, “Mevlana diyor ki: ‘Yaşadıklarının sorumluluğunu üzerine almak Adem’e, suçu başkasına atmak iblise mahsus bir özelliktir.’ Yani insan iradesiyle yeryüzünde kararlar verir ve bunların karşılığını görür. Bizim inancımızda kul ister, Allah yaratır şeklinde bir düşünce vardır. Mevlana’nın var olduğu bir yerde arabesk kültürün barınmasına gerek yoktur. Mevlana insana ciddi sorumluluklar yükler. ‘Başıma geleni yaşıyorum’ diye bir şey yoktur onda. Başına gelende senin de payın vardır. Burada hikmet kavramı önemlidir. Kendi hayatını şekillendirme konusunda bu derece sorumluluğa sahip bir Türk kültüründen bahsediyoruz” diye konuştu.

 

Yerlilik zaman ve mekan bağlamında düşünmektir

Türk Düşüncesinde Yerliliği zaman ve mekan üzerinden tasvir eden Murat Erol, “Yerlilik her şeyden önce zaman ve mekan bağlamında düşünmektir. Zaman geçmiş, gelecek ve şimdiki zaman olarak karşımıza çıkıyor. Biz şimdiki zaman merkezli bir düşünme istidadındayız. Ayağımızın biri şimdiki zamanda ve mekanda. Diğer ise geçmişe ya da geleceğe hareket edebilmektedir. Yerliliğin zaman ve mekan boyutu geçmişte tarih olarak bize geliyor. Zamanın insan, millet, kültür birikimi bize yerliliğin ne olduğunu gösteren bir boyuttur. Yerlilik Anadolu’dur, İslam’dır, tasavvuftur demiyorum. İslam bizim yerliliğimizin esasıdır. Birden çok yerlilikten bahsedilebilir. Onları göz ardı edemeyiz. Yerlilik eşittir tasavvuf ya da İslam dersek zaman ve mekanın bunları taşıyıcılık işlevini göz ardı etmiş ve doğru bir noktaya varamamış oluruz” ifadelerini kullandı.

 

Güvenilir coğrafya

Din ile yerlilik arasındaki bağı anlatan Sait Mermer, “Biz her şeyden evvel Resulullah’ın doğduğu toprakların ve Mekke’nin yerlisiyiz. O toprakların genişletilmesiyle bugünlere kadar geldik. Mekke’nin genişlemesi sadece toprakların değil, anlamında taşınması demek oluyor. Hz. Adem ile başlayıp Hz. Muhammed ile sona eren bir risalet ve din var. Bu din aynı din. Hz. Adem ile doğup Hz. Muhammed ile kemale eriyor. Mekke, Peygamberimize 40 yaşında Peygamberliğin bildirilmesi ile birlikte bir tevhid şehri haline gelmeye başladı. Peygamberimize bahşedilen ‘El Emin’ sıfatının yaşandığı coğrafya ‘Belde-i Emin’ olur. Güvenilir coğrafya olur” dedi.

Editör: TE Bilişim