Bithynia Krallığı, Romalılar, Bizanslılar gibi ilkçağ ve ortaçada Anadolu’da kurulmuş uygarlıkların yönetiminde kalan Kaynarca zengin tarihi dokuya sahiptir.

Osmanlılar döneminde Kaynarca’nın adı “Şeyhler” olarak geçmektedir. Osmanlı belgelerinde “Kandıra Kazasına tâbi Şeyhler Nahiyesi” şeklinde sıkça geçmektedir.

Kaynarca İlçesi, Kocaeli yarımadasının doğu uzantısında, Sakarya Vadisi ile Karadeniz arasında yer almaktadır. Sakarya’nın kuzeybatısında yer alan Kaynarca’nın, kuzeyinde Karadeniz, doğusunda Karasu ilçesi, güneydoğusunda Ferizli ve Söğütlü ilçeleri, güneyinde Adapazarı ilçesi, batısında ise Kocaeli’ne bağlı Kandıra ilçesi yer alır. Kaynarca 40° 53´ 22´´-41° 10´ 57´´ kuzey enlemleri arasında ve 30° 13´ 50´´-30° 28´ 49´´ doğu boylamları arasında yer almaktadır. İlçe yüz ölçümü 33.316 hektardır. İlçenin sınırları yaklaşık 90 kilometre uzunluktadır. İlçe merkezinin denizden yüksekliği 50 metre yüzölçümü 363 km²’dir. Oflak ve Baba dağları arasında, Kandıra-Adapazarı yolu üzerinde kurulmuştur. Kandıra’ya 15, Adapazarı’na 38 kilometre uzaklıktadır.

Kaynarca, Marmara Bölgesi’nde Karadeniz ikliminin tesiri altındaki yerlerdendir. Karadeniz’in etkisi, günlük ve yıllık sıcaklık farkları üzerinde ılımanlaştırıcı etki yapmaktadır. Ancak tam anlamıyla Karadeniz ikliminin özelliklerini göstermezken, Karadeniz ikliminin geçiş tipi özelliğini yansıtır. Karadeniz ikliminde görülmemesi gereken yaz kuraklığı ilçede belirgindir. Özellikle haziran ayının ikinci yarısı ile Ağustos ayının ilk yarısı arasında kalan zaman kurak geçer. İlçede yıllık ortalama sıcaklık 14 Cº’dir. Yaz ayları sıcaklık ortalaması 22 Cº iken, kış ayları sıcaklık ortalaması 6 Cº’dir. Yıllık ortalama sıcaklık farkı 16 Cº’dir. Nemlilik oranı % 70’dir.

Kaynarca ilçesi sınırları içindeki arazi geçmiş dönemlerde tamamıyla orman örtüsü ile kaplıdır. Yer yer görülen orman kalıntıları bunun en güzel kanıtıdır. Evliya Çelebi, Çatalca-Kocaeli yarımadasını gezerken buradaki orman örtüsünün sıklığını ve gürlüğünü anlatmak için; pek çok insanın bu ormanlara girip bir daha çıkamayarak heder olduğunu hikâyelemiştir. Ayrıca Osmanlı döneminde sarayların yakacak ihtiyacının bu yöreden sağlandığı rivayet edilmektedir. İlçede 1970-1979 yılları arasında toplam 10.712,5 ha alan orman arazisi, günümüzde 10.150,5 ha alana düşmüştür. Kayıp olan 562 ha orman arazisi tarım arazisine dönüşmüştür. Son olarak ilçeden ayrılan köylerde kalan orman arazisi ile birlikte mevcut orman arazisi 9.150 ha alana düşmüştür. Yaklaşık 1.000 ha orman alanı diğer ilçelere dahil olmuştur. İlçenin dörtte birinden fazlası orman örtüsü ile kaplıdır. Kaynarca’da orman varlığı üç alanda toplanmıştır. Bunlar ağırlıklı olarak Oflak, Turnalı ve Acarlar Gölü ormanlarıdır. Acarlar gölü Orman işletmesi günümüzde sit alanıdır.

EN YÜKSEK TEPESİ OFLAK

Çatalca-Kocaeli Platosu’nun bir parçası olan Kaynarca’nın ortalama yükseltisi 177 metredir. İlçede doğal set oluşturacak yükseklikte dağlar olmadığı gibi, ilçe yüzeyi ova görünümünde de değildir. Dalgalı bir arazi yapısına sahiptir. Bu tepecikler içerisinde en önemlisi olan Oflak Tepesi (353 metre), Adapazarı ile Kaynarca arasında bir eşik gibidir. İlçede yer alan tepeler ve adları: Karanlık Tepe (72 metre), Akmeşe Tepe, Turnalı Tepe (46 metre), İyrek Tepe (87 metre), Çukurtarla Tepe (64 metre), Kömür Ocağı Sırtı, Siyamlar Sırtı, Kara Çökükler Sırtı, Kırava Tepe, Germeağzı Tepe, Kırmasırta, Kocataşlar Tepe, 135 metre Rakımlı Tepe, Pirenlik Tepe (144m.), İgrelti Tepe, 138 metre Rakımlı Tepe, Teperen Tepe (134 metre), Çakırtarla Sırtı, Koca Açma Sırtı, Kavacık Tepe, Saltaoğlu Tepe, Odalar Sırtı, Uzuntarla Sırtı, Mehter Tepe (154 metre), Güniğreği Sırtı, Yirce Mezarlığı Sırtı, Türbeleni Sırtı, Armutlar Sırtı, Taflan Tepe (121 metre), Taşlıaçma Sırtı, Belenağzı Tepe, Hadırol Sırtı, Beşikli Tepe, 116 metre Rakımlı Tepe, Yığıntaşlar Sırtı, Muhacır Kırma Tepe (128 metre), Keçilli Tepe, Kerpiç Sırtı, Oflak Dağı (353 metre), Saçlık Sırtı, Keltepe, 157 metre Rakımlı Tepe ile birçok isimli ve isimsiz tepe mevcuttur.

İlçede; Türkiye yüz ölçümüne göre önemsiz ancak ilçe yüzölçümüne göre önemli yer kaplayan alüvyonlarla kaplı ova nitelikli arazi mevcuttur. Genel bir adı olmamakla birlikte Andallı, Sarıköyaltı, Gölçealtı gibi isimlerle ifade edilir. Genişleyerek Karadeniz sahiline kadar uzanır. Üzerinde yerleşme olmayan ova tarım açısından uygundur. Roçkan Kanalı bu ovanın drenajını (su tahliyesini) sağlarken, yapılan göletlerle ovanın bir kısmı sulamaya açılmıştır. Kumsal, ilçenin batı kıyısından başlayıp kesintisiz bir şekilde komşu ilçe Karasu ve onun komşusu Kocaali ilçesinde de devam eder. Kumullar kıyıdan içerilere yaklaşık 2 kilometre kadar sokulabilmiştir. Bitki örtüsünün tahrip edilmesi kıyılarda bulunan tarım ve orman arazilerinin kum örtüsü ile kaplanmasına neden olmuştur. Belli başlı sular ve dereler: Karakamış Çayı, Keçiyatağı Dere, Ağa Dere, Karabacak Dere, Kirazlık Dere Keçkekler Dere, Bostancık Dere, Kösepınarı Dere, Kavaklıavı Dere, Kösteregeçidi Dere, Kubuz Dere, Hayeller Dere, Düzler Dere, Kızanlık Dere, Kızıl Dere, Obruklar Dere, Kaynarca Dere, Kuzuluk Dere, Hamam Dere, Kırmalar Dere, Akçalar Dere, Çorçar Dere, Eşmegül Dere, Hacıbayram Dere, Anadere, Çingenler Dere, Sayvanaltı Dere, İğrek Dere, Kaz Dere, İresilcik Dere, Çörmenler Dere, Büyük Dere, Kiraz Geçit Dere, Kaşıklı Dere, Karabaş Dere, ve kurutma kanalları ile isimsiz bir çok dere vardır.

İlçenin en büyük ve en önemli doğal gölü “Acarlar Longozu”dur. “Kanlıgöl” ve Kandıra ile sınırı oluşturan “Kamış Gölü” diğer doğal göllerdir. Göllerde turna, sazan vb. birçok balık türünün yanı sıra pek çok canlı yaşamı mevcuttur. Kanlı göl ve çevresinde oluşan küçük göllerin üzeri bahar aylarında tamamen nilüfer çiçekleriyle kaplanır. Kamış Gölü bir akarsu görünümünde olup yılın belirli zamanlarında sularını kum örtüsünün altından denize boşaltan bir lagün durumundadır. Karaboğaz kumsalında birbirine benzeyen küçük gölcükler yıl içerisinde dönemsel olarak oluşup kaybolur.

Acarlar Gölü

Sakarya nehrinin Karadeniz’e ulaştığı ağız kesiminin yaklaşık 6 kilometre batısında yer alır. Kıyı çizgisinden ortalama 1,5 kilometre içeride ve kıyıya paralel bir uzanım gösteren Acarlar gölünün uzunluğu yaklaşık 12 kilometre, genişliği ise 250 metre ile 1.250 metre arasında değişmektedir. Sakarya ilimizin Kaynarca ve Karasu ilçelerinde yer alır. Bu Longoz (Subasar orman) alanı; Karasu ve Kaynarca’nın, Denizköy-Karamüezzinler-Taşlıgeçit-Başoğlu-Camitepe-Birlik-Turnalı-Büyükyanık-Üçoluk-Ortaköy-Zongildik köylerinin arasında kalır. Acarlar gölünün toplam alanı 2517 ha olup 861 ha alanı bataklıktır. Göl arazi parçasına ait olup, açılan kurutma kanalı neticesinde tarım arazisine dönüşmüş 360 ha alan mevcuttur. Acarlar gölü lagün (denizkulağı) özelliğinde olup, satıhlarda değişik özelliklerinde volkanik kayaç, fliş serisi, eski karasal sediment ve değişik yaşlardaki (Eosen-fliyosen) kayaçlar yüzeylenmektedir. Gölün tabanı alüvyon depoları ile kaplı olup kıyı kesiminde kumul depoları, gölün yakın çevresinde ise bataklık ürünü killi depolar mevcuttur. Sahanın ekolojik dengesi yıpratılmış olmakla beraber halen doğallığını korumaktadır. Zengin bitki örtüsü (florası) korunan yaban hayvan türlerine bol ve çeşitli beslenme olanakları sağlamaktadır. Ayrıca, gölün sık ormanlarla kaplı olması ve su altı bitkisinin sıklığı hayvanlar için ideal korunma alanı sağlamaktadır. Bu durum hayvanların yuvalanma, yumurtlama ve yavrulamaları için mükemmel şartlar sağlamaktadır. Yabani hayvanların birbirine tehdit oluşturmadığı görülür. Su kuşları ile yırtıcı kuşların beslenme farklılığı nedeniyle de beslenmeleri açısından rekabetin yoktur. Saha longoz ormanları ile kaplı olup göl tabanı tamamen geçilmez çok sık bitki örtüsüyle kaplıdır. Sazlık ve bataklık özelliği taşımaktadır. Gölün su kaynağını; dereler, kış mevsimindeki yağışların etkisiyle taban suyunun yükselmesi ve Sakarya nehrinde oluşan taşkınlarla gelen sular oluşturmaktadır. Ormanın hâkim ağacını dişbudak %80 oranı ile oluşturmaktadır. Dişbudak ağacını %10 oranı ile karaağaç %9 oranı ile kızılağaç %0.15 Akçaağaç %0.05 ile de titrek kavak takip etmektedir. Bunların dışında çok az dağınık olarak gürgen, kayın, kızılcık, fındık, üvez, geyik dikeni ile meşe ağaçları da mevcuttur. Alanda çok miktarda liana (sarılıcı) vardır. Az miktarda gelişmemiş ağaç türlerine de (gürgen, üvez, kayın, ova akçaağacı, kızılcık ve yabani fındık) rastlanmaktadır. Göl ile deniz kıyısı arasındaki kumul dizelerinde karaçalı, akçakesme, dağınık olarak da bodur meşeler yer alır. Kıyıda yakın zamanda yayılan kumul alanlarında ise kum sazları ve kum zambakları bulunur. Değişik türdeki sarmaşıklar, sırımbağı (daphne pontica) ve çeşitli otlardan meydana gelen zengin bir orman altı örtüsü mevcuttur. Bataklık kısımlarda sazlar, nilüferler, sumercimeği ile kaplı su aynaları ve su altı bitkileri bol miktarda mevcuttur. Acarlar gölünde 243 kuş türü yaşamaktadır. Balıkçıl türlerinin, dalgıçların, ibislerin, karabatakların, yaban ördeklerinin ve bataklık kuşlarının birçok türünün, deniz ve balık kartalının bu bölgede konakladığı bir kısmının da kuluçkaya yatar. Gölde yaşayan başlıca su canlıları ise; sazan, yayın, yılanbalığı, sarıbalık, yağlıbalık, kızılkanat, turna, kefal gibi balık türleri ile zengin kurbağa türleri, tatlı su kaplumbağaları ve tatlı su yılanlarıdır. Kasım ayı ile gelmeye başlayan göçmen kuşların büyük bir bölümü mart ayı itibari ile sahadan ayrılmış olmaktadır. Acarlar gölü (2517 ha) yaban hayatı koruma ve geliştirme sahası kapsamına alınmış olup sit alanı ilan edilir.

Kaynarca Türkçe “kaynamak” fiilinden türemiş olup, kaynayan, kaynamış, kaynayan yer anlamındadır. Kaynarca (Şeyhler), Bithynia Krallığı (M.Ö 435-279), Romalılar, Bizanslılar gibi ilkçağ ve ortaçağda Anadolu’da kurulmuş uygarlıkların yönetiminde kalmıştır. Roma ve Bizans döneminde Kandıra ve Şeyhler (Kaynarca) yöresi önemli bir yönetim yeridir. Bu uygarlıklardan kalan heykel, sikke, mezar, suyolu, yol, kale vb. gibi kalıntılara Şeyhler (Kaynarca) bölgesinde sıkça rastlanmaktadır. Özellikle toprak altında kalmış ve bir vesile ile gün yüzüne çıkarılmış eserler, bu bölgenin tarihsel zenginliğini göstermektedir. Taş ve mermer kalıntılar, lahitler, çeşitli dönemlere ait para ve sikkeler bu bölgede yaşamış eski uygarlıkların medeni ve kültürel boyutlarının genişliğini göstermektedir.

OSMANLILAR DÖNEMİNDE ŞEYHLER…

Osmanlılar döneminde Kaynarca’nın adı “Şeyhler” olarak geçmektedir. Osmanlı tarihî belgelerinde “Kandıra Kazasına tâbi Şeyhler Nahiyesi” şeklinde sıkça geçmektedir. Belgelerde “Şeyhler”, “Şeyhlü”, “Şıhlar” şeklinde yazıldığı da görülmektedir. Ayrıca “Hocaköy” ve “Dudu Divanı” adı da geçmektedir. İlk Osmanlı fetih dönemlerinde adından sıkça söz edilen bir yerdir. Kaynarca bölgesinde Osmanlı yönetimi, Orhan Gazi döneminde, Akçakoca beyi bu yöreyi 1308-1317 yılları arasında fetih etmesiyle başlar. Bu bölgedeki yerleşimler yörenin fatihi olan Akçakoca’nın fetihleri sonrasında kurulur. Akçakoca ve gazileri, Kandıra, Kaynarca yöresini fethederek bu bölgelere birçok gaziler ve ahiler yerleştirir. Arazi rejimine göre, ilk Osmanlı Beyleri tarafından gaza erlerine tımar, zeamet, has olarak tevcih olunur. Orhan Gazi buradaki bazı toprakları gazilere ve savaşlarda başarı kazananlara tımar ve zeamet olarak verdiler. Bunların adları ve ne kadar gelirlik tımara ve zeamete sahip oldukları Kocaeli Livası Tapu Tahrir Defterlerinde (Defter-i Hakanîler) kayıtlıdır. Osmanlı Tapu, Maliye, Evkaf kayıtlarında bu durum belgelenmektedir. Divanlar, karyeler ve onluklar bu döneme ait izlerdir. Gaziler, Şeyh Timarı, Zeamet (Ziyamet), Kaymas divanı, Kayalar divanı, Taşoluk divanı gibi... Buralara iskân olunan Türkmen obaları ve alp erenler değişik köyler kurarak, bölgeyi Türkleştirir ve Müslümanlaştırırlar. Yerleşen Türkler Rumlarla iyi komşuluk ilişkileri içinde bulundular.

Osmanlı Devleti zamanında Kandıra kazası ve Şeyhler, Üsküdar’a bağlı idi. Kandıra ve Şeyhler’in ilk tarihi bilgileri Üsküdar kadı sicilleri içinde geçmektedir ve XVII. yüzyılda Kaptanpaşa eyaletine bağlıdır. 1860’lı yıllarda nahiye olan Şeyhler (Kaynarca) doğrudan İzmit (Kocaeli) Sancağına ve Kandıra ise doğrudan Beykoz’a bağlı bir yerleşim merkezidir. Şeyhler (Kaynarca), Mehmet Bey’in voyvodalığından sonra, 1868’de Kandıra’nın kazâ olması üzerine Kandıra’ya nahiye olarak bağlanır.

Editör: TE Bilişim