Sosyolog Ali Aktaş

Damat bütün düğün faaliyetleri sırasında bir arkadaşının evinde (şavuape, şavoş’ıp’e) kalır. Sağdıç (şavokot, şavoğ) ve yardımcısı (şavokodze) gereken her şeyi yapmaktan sorumludur. Arkadaşları, düğüne gelen gençler damadı burada ziyaret ederler ve geleneklere bağlılığını, dayanıklılığını ölçerler. Uygun bir fırsatta damat kaçırılabilir ve kurtarmalık alınarak iade edilir.

Gelin ve Damadın Düğüne Katılmaları

Köylerde yapılan düğünlerde erkek hiçbir biçimde görünmez, tabii kız da görünmez. Düğün tamamen onların dışında gelişir. Ancak şehirlerde, aynı diğer kültürlerde olduğu gibi; gelin ve damat düğüne beraber katılırlar. Geleneksel anlamda Çerkez gelini kendi düğününde oynamaz.

Gelin Alma (Nısaşe)

Çerkezlerde gelin babasının evinden çıkmaz, önceden alınıp bir akrabasının evine götürülür. Kız istenmeye, yani nikâh kıyılmaya gidileceğinde, kız baba evini terk eder, yakın komşuların (zaten komşular aile gibidir) evine gider. Dolayısıyla evi orasıdır, oradan çıkar. Ondan sonra bir müddet annesine, babasına görünmez.

Dini nikâhtan ve başlığın alınmasından sonra nısaşe (gelin alma) günü kararlaştırılır. Eskiden genellikle sonbaharda, hasat bittikten sonra yapılırdı. Ailenin büyüğü akrabalarına, köylülerine, kendi arkadaşlarına haber verir. Tören gelin alıcı sofrası (fızışe yefe) ile başlar. Törenin nasıl organize edileceği konuşulur ve gelin alıcı kafilesinin başkanı (fızışe thamade) seçilir, görevler belirlenir. Gelin alıcıya refakat için seçilen atlı gençler (fızışe şu) kendilerine gösterilen bu güveni onur sayarlar. Gelin arabası kırmızı bir örtüyle kaplanır. Arabada damadın kız kardeşi ve ya başka bir akrabası ve mızıkacı (pşınavo) bulunur. Arabanın çevresinde atlılar yer alır. Gelin alıcı (fızışe), günün aydınlık vaktinde yola çıkarılır.

Gelin alıcı alayı gelinin köyünün girişinden başlayarak evin avlusuna girinceye kadar engellenmeye çalışılır. Atlı gençlerin en başta gelen görevi arabanın kırmızı örtüsünü kaptırmamaktır. Gelini evden çıkarma ve arabaya bindirme görevi damadın kardeşinin veya yakın akrabalarından bir erkeğin görevidir. Gelini oturduğu yerden kaldırmak için “ğatecıpş’e” ve odadan çıkarmak için de “aşha vubıdıpş’e” ödemek gereklidir. Ayrıca avludan ve köyden çıkarken gençler tarafından yolu kesilen gelin alıcıdan geçiş bedeli (kuebjedene) alınır. Gelinle birlikte genellikle yengesi, teyzesi, amca-teyze oğlu veya kızı olan “gelin arkadaşı” (jemheğase veya nısedek’ue) gelir ve kocasının evine yerleşinceye kadar onunla birlikte kalır. Eskiden uygulanan “teyşerıs” geleneğine göre, gelin damadın bir akrabasın veya arkadaşının evine (teyşereş) getirilir ve “gelin çıkarmaya” (nıseyişe, nıseyişıj) kadar orada kalırdı. Ancak uzun zamandır gelin doğrudan damadın evine getiriliyor. Voreydade şarkısı eşliğinde arabadan indirilir ve özel hazırlanan odaya (lağune) götürülür. Bu sırada “nıvoj çetsıvej” denilen ilginç bir seremoni yaşanır. Damadın büyük ninesi varsa temsili olarak evden kaçar ve güzel sözlerle, vaatlerle ikna edilerek geri getirilir.

Bir süre sonra, voreydade şarkısı eşliğinde gelini yeni akrabalarıyla tanıştırma töreni (vuneyişe) yapılır. İkinci kez, yalnızca kadınların katıldığı vuneyişe tsuk da yapıldıktan sonra gelin kaynanasının yanına girmekte serbest olur.

Damat bütün düğün faaliyetleri sırasında bir arkadaşının evinde (şavuape, şavoş’ıp’e) kalır. Sağdıç (şavokot, şavoğ) ve yardımcısı (şavokodze) gereken her şeyi yapmaktan sorumludur. Arkadaşları, düğüne gelen gençler damadı burada ziyaret ederler ve geleneklere bağlılığını, dayanıklılığını ölçerler. Uygun bir fırsatta damat kaçırılabilir ve kurtarmalık alınarak iade edilir.

Damat Çıkarma (Şavoyişıj/Şavekıçeş)

Düğünün son günü, yani gelin getirildikten (damat çıkarma) yapılır. Gelin geldikten sonra oğlan evinde düğün devam eder. Yatsıya doğru gelinle damadın vekâletleri alınarak imam nikâhları kıyılır. Sıra, damadın getirilerek, toplu olarak bir yerde oturan, büyüklerin elini öptürmeye gelir. Birkaç büyüğünde aralarında olduğu kızlı erkekli gençlerden oluşan kafile, akordeon ve tahta eşliğinde, dejüyler söyleyerek damadın kaldığı eve gelirler. Burada bir süre düğün yaparlar. Damat, sağdıç ve misafirlere hizmet için düğüne katılamayanlar oynatılırlar. Damat oynarken kızlar birbirinden devralarak yormaya çalışırlar. Damadın arkadaşları da damadı koruyarak onun yorulmasını önlerler. Daha sonra damat delikanlıların arasına alınarak gelindiği gibi yola çıkılır. Sağdıçlar damat kaçırılmasın diye iki koluna girmiş vaziyette yürürler. Bu el öpüp geri dönesiye kadar damadı kaçırmak isteyenlerle onu koruyanların mücadelesinin başlangıcıdır. Sağdıç evi damatla birlikte kurbanlığını, bir tepsi dolusu tğujesini, çerezini gönderir. Bunları taşıyanlar kafilenin en arkasından giderler. Yolda bazen oynayanlardan biri ayağı kırılmış gibi yere çöker, ayağına havlu veya benzeri bir şey bağlanmadan kalkmaz. Bazen de akordeon susar, kafile durur, akordeoncunun koluna da bir havlu bağlanır, kafile yoluna devam eder. Düğün evine gelindiğinde sağdıcın biri önde biri arkada, damat arada olmak üzere, büyüklerin bekledikleri odaya girer, themateden başlayarak el öperler. Kapının yanında biraz dikildikten sonra, thematenin müsaadesiyle dışarı çıkar, hızla kaybolurlar. Böylece oğlan evindeki düğünde son bulmuş olur.

Düğünde “Göz Aydın” Merasimi

En az iki kişinin bir araya gelmesiyle bir grup oluşur. Çerkez geleneğinde; grupta temsil ve otorite vardır. Grubu oluşturan iki kişinin de karşı tarafla muhatap olması gerekmez, hangisi daha büyükse, hangisi daha yetenekli ise o muhatap olur. Bin kişi adına bir kişi selam verir ve bir kişi selam alır. Bir köy olarak ya da bir grup olarak düğüne gidildiğinde ise; grup adına bir kişi görevlendirilir ve o kişi thamadeye “göz aydın”lığı verir. Gelin gelmeden, eve girmeden de göz aydına gidilmez.

Düğün Başlaması

Ev sahibi pozisyonunda olan bir kimse hatta hatiyako, düğünü öncelikle “şagarey” oynayarak başlatır. Yani yabancı olmayan birisi düğünü başlatır, ondan sonra misafirlere, diğerlerine sıra gelir. İlk önce misafirler oyuna çıkartılmaz. Düğünde çok değer verilen bir misafir varken düğün bitirilmez. Misafir düğünden ayrıldıktan sonra, düğün “wuig”le sonlandırılır.

Çerkez düğünlerinde oturmak yoktur. Yaşlı, genç düğüne katılan kim olursa olsun oturmaz. Yalnızca evli kadınlar arkalarda, bir köşeden düğünü seyrederler. Bunun dışında herkesin ayakta durması, ayakta duramayacakların düğüne katılmaması gerekir. Ancak günümüzde düğün yapılırken kızlar oturuyorlar.

Düğünde erkekler bir tarafa, bayanlar bir tarafa dizilirler. Düğün yapılan yerin en korunaklı tarafı kızlara ayrılır. En sağ başta, “baş koruyucu” denilen kişi durur, onun yanında “jan” tabir edilen “prenses” durur. Onun yanında da “Xhıgebz-thamade” durur. Yani düğün içerisinde herkesin duracağı oyun yeri bellidir. Onların yanında varsa misafir kız, daha sonra toplumdaki toplumsal statülere göre diğer kişiler, en sonda da düğün sahibi aileden bir kız yer alır. Bu kızın yanında da koruma görevi yapan bir erkek bulunur.

Düğünlerde kızlar sırayla oyuna çıkar, erkeklerde ise sıra yoktur. Ancak onlarda gelişigüzel bir biçimde çıkamazlar. Bir delikanlı, bir kızı gözüne kestirmiş ve onunla oynamak istiyorsa, o kızın sırasına denk getirir, öyle oyuna çıkar. Kendiliğinden de çıkamaz. “Hatiyako” (düğünde oyuna çıkma sırasını idare eden kimse) dediğimiz kişiyi tembihleyerek, hatiyakonun organizesiyle düğüne çıkar. Çünkü düğünün kuralı budur. Kızlar sıra olduklarında, ablası ya da kendi sülalesinden bir büyüğü olan kız arka sırada dikilir, düğüne katılır ama oynamaz.

Düğünler uzun sürdüğü ve sürekli ayakta durulduğu için grup grup, önce misafirler, sonra diğerleri dinlendirilir ve dinlenenlere ikramda bulunulur. Düğünden dinlenmek için çıkarken büyük olan kişiden izin istenir, geri gelindiğinde tekrar gelindiği bildirilir. Düğüne gelişigüzel girilip çıkılmaz.

Kocakarı Düğünü “Nivojgegu”

Düğünden bir gün sonra, akrabadan, komşudan köyden kadınlar toplanır. Gelin yanında münasip birisi ile gelir ellerini öper. Gelin kapıdan girdikten sonra yakın akrabalar gelin el öpmek için yanlarına gelirken, yere elbiselik kumaş, seccade, oyalanmış yazma gibi şeyler sererler, buna legucetin denir. Bunlar gelin çıkarken toplanır, gelinle birlikte gelenlere geline takdim edilmek üzere verilir.

Gelin ve yanındakiler kapının yanında biraz dikilirler, müsaade verildikten sonra da çıkarlar.
Gelin zeğah merasiminden sonra akrabalara rahatça dönebilecektir artık.

Gelin çıktıktan sonra misafirlere şhelako’dan “kelle-paça” oluşan bir yemek verilir. Yemekten sonra kadınların arasından bir meydancı çıkar, kocakarı düğününü başlatır. Eğer kadınların arasında akordeon çalacak biri yoksa kapının önünde bir delikanlı çalıverir. Böylece son halkada tamamlanmış olur.

Bohçalar

Kız tarafı oğlanın akrabalarına birer bohça hazırlar. Duruma ve akrabalık derecesine göre erkeklere takım elbiselik kumaş, gömlek, namazlık, çorap, havlu gibi şeyler konur. Bayanların bohçasında ise elbiselik kumaş, namazlık, namaz örtmesi, çorap, havlu bulunur. Erkek tarafı da kız tarafının akrabalarına aynı ayarda bohçalar hazırlarlar. Erkek tarafı bohçaları düğünden önce gönderir. Kız tarafının bohçalarını kız çeyizi ile birlikte götürür. Bazen iki taraf karşılıklı anlaşarak bohçaları ev bireyleri ile sınırlı tutarlar.

Dil Tutma

Gelin, damat tarafının bazı büyükleriyle, bu büyükler gereğini yapıp konuşma izni veresiye kadar konuşmaz. Uygun bir hediye alınıp izin verilirse konuşmaya başlar, o da çok alçak sesle olmak şartıyla. Bazen ani sorular sorularak veya dalgınlık anında konuşturmaya çalışılır. Ama gelinler kolay kolay bu tuzağa düşmezler. Çağımızda telefon bu geleneği yerle bir etmektedir. Her ne sebeple olursa olsun kazayla konuşan geline hediyesi gene alınır. Bu geleneğin özünde, varolan saygı ve otoritenin devamlılığın sağlanması vardır.

Lakap Takma

Anne ve babalar çocuklarına büyüklerinin yanında isimleri ile hitap etmezler, aynı şekilde gelinlerde büyüklerin isimlerini gıyaplarında bile kullanmazlar. Anneler, babalar, gelinler isimlerini kullanamadıkları bu kişilere birer isim takarlar ve onu kullanırlar. Eğer kişinin başkası tarafından takılmış lakabı varsa o kullanılır. Bu takılan lakapları hanım ve beyi birbirlerinden bahsederken kullanırlar. Bu takma isimler bazen o kadar benimsenir ki, esas isimleri unutulur. Ta ki resmi bir işleme kadar.

Dizi Kardeşler Evliliği

Evlenme yaşına gelmiş erkek kardeşlerin, başka bir aileden evlenme yaşına gelmiş kız kardeşlerle karşılıklı olarak evliliği. Bu evlilik türüne bazı Kuzey Kafkasyalı gruplarda rastlanmaktadır. Ortak oturma ve/veya eş paylaşma gibi tutumlar bulunmadığı için, bu tür evlilik kesinlikle bir küme evliliği sayılmaz. Bu evlilik türünde her bir evlilik, ayrı bir birim ve ayrı bir hanedir. Bu evlenme biçiminde erkek kardeşler birbirine bacanak olurken, kız kardeşler de bir birine elti olmaktadır.

Editör: TE Bilişim