►Hazırlayan: Ali AKTAŞ

I GAZİ MUSTAFA KEMAL PAŞA’NIN ADAPAZARI GEZİSİ

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Adapazarı ve yakın çevresine gerçekleştirdiği 4 ziyaret içerisinde en uzun süreni ve en fazla bilgiye sahip olunan gezisi, 1922 yılındaki ikinci ziyaretidir.

Gazi Mustafa Kemal Paşa 13 Haziran 1922 günü Milli Savunma Bakanı Kazım Paşa (Özalp) ile birlikte Sarıköy İstasyonuna gelir. Burada Garp Cephesi Komutanı İsmet Paşa (İnönü) ile buluşarak vagonda uzun bir görüşme yaparlar. Genel Taarruzun Ağustos ayında yapılması o taarruzda kararlaştırılır.  O gün Kazım ve İsmet Paşalar Sarıköy’de kalır, Gazi Mustafa Kemal Paşa, Kocaeli ve çevresindeki direniş hareketlerini ve askeri organizasyonları denetlemek üzere Göynük-Taraklı yollarını izleyerek Geyve’ye hareket eder. Bu yolculuğun asıl amaçlarından biri de annesi Zübeyde Hanım’la buluşmak ve İzmit’e geçerek Claude Farrere ile görüşmektir5.  Göynük’te geceleyen ve Taraklı’da birkaç saat kalan kafile, 13 Haziran Günü gece karanlığında Geyve’ye varır. Çadırda yenen akşam yemeği gece yarısına kadar sürer, Başkomutan yemek süresince I. Dünya Savaşında Güney Cephesinin durumunu, Yıldırım Orduları Grubu komutanı olduğu günlere dair anılarını anlatır.  Gazi Mustafa Kemal Paşa geceyi Geyve Belediye Başkanı Rasim Bey (Turhan)’in evinde geçirir, Geyvelilerle “Kuva-yı Milliye” konusunda görüşmeler yapar.

3 YILDIR GÖRMEDİĞİ ANNESİYLE HASRET GİDERDİ

Mustafa Kemal Paşa, 14 Haziran 1922 Çarşamba Günü sabahı Geyve’den hareket eder, Doğançay İstasyonunda İzmit Mutasarrıfı Sadettin Bey, eşraf ve Müdafaa-i Hukuk Heyetlerince karşılanır. Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya Adapazarlılar şehir girişinde büyük tezahürat yapar.

Zübeyde Hanım ise oğlunun yönlendirmesi ve isteğiyle Padişah ve taraftarlarının muhtemel kötülüklerinden korunmak için İstanbul’u terk ederek, Ankara’ya gitmeye karar verir. Bu karar gereği Zübeyde Hanım doğrudan Atatürk’ün görevlendirdiği kişiler tarafından tebdil-i kıyafet ve takma isimle Adapazarı’na getirilip Askerlik Şubesi Reisi Binbaşı Baha Bey’e teslim edilir ve Baha Bey’in İstasyon karşısındaki evinde ikamet eder.  Gazi Mustafa Kemal Paşa, elini öpüp hayır duasını alarak Samsun’a hareket ettiği 15 Mayıs 1919 tarihinden bu yana görüşemediği annesiyle Adapazarı’nda buluşur.

Zübeyde Hanımın misafir edildiği Baha Beyin İstasyondaki evinin önü mahşer yeri gibi kalabalıktır. Gazi Mustafa Kemal Paşa balkona çıkar, annesinin kollarına atılır. Bu tarihi ve duygusal buluşmanın doruğa çıkardığı heyecanla meydandaki kalabalıktan çıkan “yaşa Gazi Mustafa Kemal Paşa, varol Gazi Mustafa Kemal Paşa, Allah ayırmasın” sesleriyle ortalık çınlar. Kalabalık içindeki anneler ve kadınlar ağlayarak dua ederler. Gazi Mustafa Kemal Paşa o gün ve geceyi annesiyle bu evde geçirir.

Gazi Mustafa Kemal Paşa, Adapazarı’ndaki ikinci gününde; 15 Haziran Perşembe günü Adapazarı eşrafıyla görüşmeler yapar, çarşıyı gezer ve Hanaltı’nda Acem İsmail Efendi’nin dükkânında kahve içer, etrafını saran hayranlarının elini sıkar, çeşitli mağaza ve dükkânlara uğrayarak herkesten kendi sanatlarına dair bilgi alır, Başkumandanın halk arasındaki doğal davranışları, alçak gönüllü hareketleri son derece iyi etki yapar.

ORHAN CAMİİ’NDE CUMA NAMAZI

Adapazarı’ndaki üçüncü gününde (16 Haziran 1922) Cuma namazını Orhan Camii Şerifinde kılan Mustafa Kemal Paşa, öğleden sonra yanındakilerle birlikte “Çark’ta onuruna düzenlenen “Kurtuluş Günlerine Doğru” adlı üç perdelik müsamereyi gözleri yaşararak izler, öğrencilere iltifatlarda bulunur”. Bu arada Gazinin gelişini haber alan Hendek Numune Mektebi öğretmen ve öğrencileri, vaktin gecikmesine rağmen Adapazarı’na yetişirler, Çark’taki müsamerede hazır bulunurlar. Müsamerenin bitiminde Paşa’nın yolu üzerinde tek tip elbiseleriyle, önde musiki takımları olduğu halde, omuzlarında “Ya İstiklal Ya Ölüm” ve “Hakkıdır Hakka Tapan Milletimin İstiklal” levhası ve mızraklarıyla bir hürmet saffı oluştururlar. Paşa bahçe kapısına geldiği sırada öğrencilerden 124 nolu İsmail Vefa, okulunu takdim eder, Paşa, öğretmen ve öğrencilerin her birinin ellerini içtenlikle sıkar.  Kendilerine “Bendeniz için uzak yoldan buraya kadar ihtiyar-ı zahmet edişinize müteşekkirim. Ne ile geldiniz? Selametle avdet edinizder. Öğrenciler bizzat kendi şubeleri eseri olan Sakarya Marşı’nı söyleyerek yürüyüşe geçerler, Mustafa Kemal Paşa da Çark’tan Askerlik Şubesi’ne kadar olan mesafeyi öğrencilerin arkasında yürüyerek kat eder. Daha sonra Hendek Numune Okulu öğrencilerini belirlediği bir mahalle yerleşir ve marşlar, manzumeler okurlar. Mustafa Kemal Paşa, özellikle, öğrencilerin iki defa okudukları:

İşte aduv karşıda hazır silah,

Arş yiğitler vatan imdadına!

Marşını bütün ruhuyla alkışlar. Öğrencilere tekrar tekrar teşekkür ederek, kendilerine şeker dağıttırır, o sırada asker için hazırlanan karavanadan bir kaşık yemek tadarak halkın coşkun tezahüratı arasında ikametgâhına gider.

İZMİT’E HAREKET

Paşa, 17 Haziran 1922 Cumartesi Günü öğleden sonra Claude Farrere ile görüşmek üzere, üzerinde “Aleyke Avnillah” (Allah’ın yardımı üzerinize olsun) yazılı bir trenle İzmit’e hareket eder. Adapazarı Ahşap Malzeme Fabrikası da sürekli düdük çalmak suretiyle istasyondaki uğurlamaya katılır. Arifiye’de bir süvari birliğinin selamladığı tren, Sapanca gölünün ormanlıklar arasındaki şirin sahilini takip ederek Sapanca İstasyonuna varır. Yediden yetmişine Sapanca halkı toplandığı istasyonda, her tarafta “Büyük halaskarımız, hoşgeldin” levhaları yer alır.  Karşılayanlar arasında Mutasarrıf Sadettin Bey, Reji Müdürü Gani Bey, Nahiye Müdürü Fuat Bey de vardır. Halka doğru ilerleyen Paşa, ön saftakilerin birer birer ellerini sıkar; Sağ tarafta toplanan erkek, sol tarafta toplanan kız öğrencilerle ilgilenir, küçük öğrencileri sever. Büfe olarak hazırlanan pasta, dondurma, meyve ve şurupların ikram edildiği Sapanca İstasyon Binasında 5 dakika dinlenen Mustafa Kemal Paşa, 8-10 yaşlarında (Vecihi Bey adlı birinin Nezihi adlı oğlu olan) bir öğrencinin irticalen (hazırlıksız, doğal) yaptığı “Büyük Halaskarımız” diye başlayan ve “Büyüklüğünüz yanında ben ne kadar küçüksem, küçük kalbimin duygusu da size karşı o kadar büyüktür. Tıpkı şu mini mini gölümüzün o ulu deryalarımızı hatırlattığı gibi... Onu, beni, bizi, hepimizi, en korkunç uçurumlardan siz kurtardınız. O uçurumlar kadar derin gönlümüzün, gölümüz kadar derin minnet ve şükranları ne yolda takdim edilebilir ki. (...) Gerçi pek küçük bir Sapancalıyım. Fakat sapanım ve sapanımla sizlerin emellerinizin arkasındayım”  ardından Milli Mücadeleyi öven manzumeler okuması ve sözlerini “Misak-ı Millimizin tamamıyla muhafazası uğrunda hiçbir fedakârlıktan çekinmeyeceğiz. Çünkü biz de yaşamak isteriz...”  ile bitirmesi üzerine Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın öğrenciye teşekkür ederek ve saçlarını okşar ve “Bütün vatanın kurtarılmış evlatları emin olabilirler. Sizin için esaslı bir zemin-i hayat bırakacağız. Merak etmeyin” sözleriyle kısa bir karşılık verir. Derbent üzerinden tren istasyonuna ulaşan Paşayı İzmit’te çok büyük bir kalabalık karşılar ve “Yaşa Paşa Hazretleri” nidalarıyla şiddetli tezahürat yaparlar.İstasyondan saraya çıkılan yolun yarısına gelindiğinde İzmit Meşayihinin yaptıkları dedegan tarikatı sancakları altında kudüm ve nakkare çalınması ziyarete ayrı bir derinlik katar. İzmit Müftüsü burada Milli Ordu’nun zaferine, Mustafa Kemal Paşa’nın sıhhat ve ikbaline, bütün İslam ülkelerinin her türlü afet ve musibetten korunmasına dua eder, aynı zamanda üç kurban birden kesilir. Atatürk geceyi İzmit’te Sultan Abdülaziz tarafından yaptırılan ve kendisine tahsis edilen Kasırda (sarayda) geçirir ve biraz dinlendikten sonra bir dizi görüşmeler yapar.

TÜRK DOSTU FRANSIZ ROMANCI İLE BULUŞMA

Claude Farrere, 18 Haziran 1922 Günü sabah 06’da İstanbul’dan İzmit Körfezi’ne Fransız Torpidosunun eşliğinde hareket eder. Dört buçuk saat sürecek olan bu deniz yolculuğunda Farrere’nin yanında İstanbul Gazetelerinden, başta Vakit Gazetesi Başyazarı Ahmet Emin (Yalman), Vakit yazarı Hakkı Tarık (Us), Tevhid-i Efkâr gazetesi yazarı Velid Bey olmak üzere birçok gazeteci de bulunur. Öğle saatlerinde Kasr-ı Hümayun Köşkü’nde gerçekleşen ve bir saat kadar süren Atatürk-Claude Farrere görüşmesinden sonra Paşa, orada bulunan haziruna yarım saat kadar süren bir konuşma yapar. Kemal Paşa “Efendiler, Türkiye halkı asırlardan beri hür ve müstakil yaşamış ve bağımsızlığını hayati bir ihtiyaç olarak görmüş bir kavmin kahraman evlatlarıdır. Bu millet bağımlı yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır” sözleriyle başlayan konuşmasında, bütün dünyaya bir kez daha bağımsızlık mesajları verirken, ardından Claude Farrere bir söz söyleyerek iyi dileklerini sunar. Atatürk o geceyi İzmit’te geçirir, akşam kasırda (sarayda) başkomutan tarafından Fransız misafirin şerefine yemek verilir. 15 Tevhid-i Efkâr’ın haberine göre yemek sonunda, ertesi gün birlikte Adapazarı’na kadar bir gezi yapılması kararlaştırılır. 19 Haziran 1922 Pazartesi Günü, istasyonda toplanan İzmit halkının “Yaşasın Halaskar Kumandanımız Mustafa Kemal, Yaşasın Müstakil Türkiye” tezahüratları arasında trenle hareket eden Atatürk, her istasyonda 15-20 dakikalık karşılamalardan sonra, iki buçuk saatlik bir yolculuktan sonra, yanında Claude Farrere, Hamid Bey, Macid Bey, Ercüment Ekrem Bey, Ahmet Emin Bey ve Velid Beyle birlikte Adapazarı’na ulaşır.

SABİHAHANIM MEKTEBİNDE SERGİ ZİYARETİ

İstasyondan Başkumandan Gazi Mustafa Kemal Paşa ve misafirlerine tahsis kılınan konağa kadar gayet muntazam askeri kıta yer almaktadır. Paşa kıtaat arasından geçtikçe kesin bir seda ile “Merhaba Asker” diye kahramanları selamlar, binlerce askerin hep bir ağızdan “Merhaba Paşam” cevabı gök gürültüsü gibi etrafı inletir. Askerin ve halkın bu samimi tezahürat ve karşılaması arasında tahsis edilen ikametgâha kadar gidilir. Adapazarı’nda yenilen öğle yemeğinin ardından Claude Farrere’ye Vakıf Mektebi Çarşısı ve Sabihahanım Mektebi gibi yerler gezdirilir. Sabihahanım Mektebini ziyaret sırasında okuldaki el işi sergisi gezilir, jimnastik gösterileri izlenir ve öğrenci korosunun konserini dinlerler. Okul ziyaretinde, Kemal Paşa’nın Riyaziye/Matematik Öğretmeni Faik Bey de hazır bulunur. Paşanın okul ziyaretini öğrenen öğretmenler pastalar çörekler hazırlar. Atatürk beraberinde kaymakam ve belediye başkanının da bulunduğu kalabalık bir kişilerle birlikte gelir. O zamanki müdire Şehime Hanım ile birlikte okulu gezerler. Daha sonra öğretmenlerle çay-pasta sohbetine katılarak uzun süre konuşurlar. Bu ziyaret sırasında Atatürk öğretmenlerle birlikte fotoğraf çektirir. Eşraf ve hükümet memurları ve bazı önemli kişilerin ziyaretinin ardından İzmit’e dönüş için saat üç buçukta hareket edilir. Bu süre içinde halk, askerler hiç kimse yerinden kımıldamamıştır, aynı tezahürat devam eder. Claude Farrere Hükümet Caddesi/Atatürk Bulvarı üzerindeki bayrakları hürmetle selamlar, öper. Mustafa Kemal Paşa ile yanındaki erkanı ve başyazar Velid Bey cepheyi teftişe gitmek üzere muhterem misafire ve beylere veda ederler. Tren İzmit’e doğru hareket eder.

İLK KURTULUŞ GÜNÜ

 Gazi Mustafa Kemal Paşa, 20 Haziran 1922 Salı Günü annesiyle birlikte Ankara’ya dönmeyi düşünürse de ertesi gün Adapazarı’nın düşman işgalinden kurtuluşunun 1. yıldönümüdür. İleri gelenlerin “Paşa hazretleri, ilk yıldönümü birlikte kutlayalım, sevincimize ortak olunuz” davetini ve ısrarlarını kıramayarak yola çıkışını bir gün erteler, o gün öğleden sonra DETA Fabrikası’nı (Ahşap ve Demir Fabrikası-daha sonra TZDK) ziyaret eder, 21 Haziran 1922 Çarşamba günü, çok coşkulu bir biçimde kutlanan bu törenlere katılır. 

Atatürk’ün huzurunda askeri geçit yapıldıktan sonra Belediyenin Önünde (bugünkü Atatürk Bulvarı’nda AKM’nin karşısında bulunan alanda) toplanan halkla birlikte İzmir ve Edirne’nin de bir an önce işgalden kurtuluşu için topluca dua edilir, duanın ardından kürsüye çıkan Atatürk, kısa ve heyecan veren bir konuşmayla Adapazarlılara hitap edecek, “yakında düşmana kesin darbenin indirileceğinden emin olunmasını, özgürlük ve bağımsızlık günlerine kavuşmanın yakın olduğunun” altını çizerek kürsüden inecek , ardından annesiyle birlikte otomobille Geyve üzerinden Ankara’ya hareket edecektir. O gün Geyve’de coşkulu bir kalabalık tarafından karşılanan Atatürk, geceyi Geyve Belediye Başkanı Rasim Bey’in evinde geçirdikten sonra, ertesi gün Kocaeli Grup Komutanı Halit Paşa (Deli Halit Paşa) ile birlikte cepheyi teftiş eder. Paşa, Kocaeli Bölgesinde incelemelerde geçirdikten sonra 24 Haziran 1922 günü otomobille Ankara’ya döner ve doğruca Çankaya’ya gider. 

Editör: TE Bilişim