►Hazırlayan: Ali AKTAŞ

YUNAN İŞGALİ…

Adapazarı 26 Mart 1921 günü İzmit ve yöresini de işgal altında bulunduran XI. Yunan Tümeni tarafından işgal edilir, işgal öncesinde Manisa Tümeni olarak da adlandırılan Yunan tümeninin öncü birlikleri Akmeşe-Kandıra hattında bulunmaktadır. Adapazarı’nın işgali Yunan Ordusunun 23 Mart 1921’de başlattığı genel taarruz çerçevesinde girişilen bir harekâttır. Yunan Ordusu İnönü’de düzenli Türk Ordusuyla yaptığı ilk savaşı kaybeder. Doğal olarak bu sonuç Yunanistan’a müttefikleri nezdinde saygınlık kaybettirir. İşte Yunanlılar bir taraftan bu yenilgiyi örtbas etme çabalarına girişirken, bir taraftan da bu mahcubiyetten kurtulmak, müttefiklerine güçlerini ve güvenirliklerini kanıtlamak amacıyla 23 Mart taarruzunu başlatırlar. Yunan Genelkurmayının bu çerçevede XI. Yunan Tümenine verdiği görev, bu genel taarruza yardımcı olmak amacıyla Adapazarı, Sapanca, Geyve kesiminde toplandığını öğrendikleri Türk kuvvetlerini burada tespit etmek veya taarruz ederek dağıtmaktır. Yunanlıların Adapazarı ve askeri durumla ilgili istihbaratı özellikle İngiliz keşif uçuşlarına dayanır.

İşgal öncesinde Adapazarı ve yöresindeki askeri duruma gelince: Batı Cephesi Komutanlığı düşmanın Bursa ve yöresindeki kuvvetlerini güçlendirmesinden, ikinci kez İnönü yönünde taarruza geçeceğini anlaşılır ve bu nedenle de geniş olan Batı Cephesini ikiye bölerek kuvvetlerini daha derli toplu hale getirilir. Bu düzenleme çerçevesinde bağımsız bir tümen olarak Kocaeli Komutanlığı’nın kuruluşuna başlanır ve komutanlık görevine de Albay Halit Bey atanır. Daha sonra bünyesi daha da geliştirilen Kocaeli Komutanlığı işgal öncesinde iki tümen, Karamürsel Milli Müfrezesiyle, grup bağlı birliklerinden oluşur. Ancak komutanlığın subay ve asker toplam sayısı 6.655 kişiden ibarettir. Yunanlıların varlığından haberdar oldukları kuvvetler işte bu kuvvetlerdir. Bu miktar kuvvet de şüphesiz o günün şartları içinde Adapazarı ve yöresini bir Yunan tümenine karşı savunmak için yeterlidir.

2. İNÖNÜ ZAFERİ…

Ne var ki Batı Cephesi Komutanlığı Kocaeli Komutanlığı’na Yunan Ordusunun kuzey kanadına saldırma emri verilir, II. İnönü savaşı öncesinde bu emri alan Albay Halit Bey altı tabur kadar bir kuvvetle Batı cephesinin imdadına koşar. Düşmana Adapazarı ve yöresini işgal etme fırsatını da ortaya çıkar. Fakat bu bir hata değildir. Bir bakıma düşmanın oyunundan kurtulmadır. Çünkü Yunan Tümenine verilen görev bölgedeki Milli kuvvetleri tespit etmektir. II. İnönü savaşının sonucu şüphesiz Adapazarı ve yöresini savunmaktan çok daha büyük önem taşır. Aslında Adapazarı yöresinin işgalden kurtuluşunda II. İnönü Zaferinin büyük katkısı olur.

Yunan işgali öncesinde Adapazarı ve yöresinde Kocaeli Komutanlığından geriye 33. Süvari alayı ve bir avuç kuvvet kalır. Bu alay da Kuvay-i Milliye’den nizamiyeye çevrilen bir birliktir. Albay Halit Bey’in ayrılması nedeniyle Kocaeli Komutanlığı vekâletini, Hendek’te bulunan Albay Nurettin Bey üstlenir. Adapazarı ve yöresinin işgali, Yunan Tümeninin 24 Mart’ta Kırkpınar ve Sapanca’yı işgal etmesi ile başlar. Harekete geçen Yunanlılar, aynı gün kısa bir çarpışmanın ardından Kırkpınar’ı ele geçirirler ve akşam karanlığının basması nedeniyle hareketini burada durdururlar. Düşmanın bu harekâtına yerli Rum ve Ermeni çeteleri de katılırlar. Yunan kuvvetleri 25 Mart’ta zayıf örtme birliklerini püskürterek Sapanca’yı işgal ederler, daha doğuya öncü birlikleri çıkarırlar. Adapazarı kesiminde de Kuvay-i Milliye’nin bazı zayıf birlikleri yer alır. Buna karşılık Kocaeli Komutanlığından geriye kalan 33. Süvari alayı savunmasını doğal bir hatta dayandırmak amacıyla Sakarya Nehri’nin doğusunda mevzilenir. Bu gelişmeler üzerine Adapazarı halkı muhtemel işgale karşı yoğun bir şekilde şehri terk etmeye başlar. Tarafsız statüsünden dolayı şehirde güçlü bir milis teşkilatı oluşturulamaz. Tarafsız Yönetimin başında bulunan Sadri Bey kadın ve çocukların nehrin doğusuna geçirilmesini duyurur, şehirde yalnızca yaşlılardan oluşan zayıf bir savunma kuvveti kalır. Kimsesiz kadın ve çocuklar da İran Konsolosluğuna sığınırlar.

ADAPAZARI’NDAKİ DİRENİŞ…

Yunan kuvvetleri 26 Mart’ta zayıf bir direnişi kırdıktan sonra Adapazarı’na girerler ve Tavuklar Köprüsü’ne de yönelerek bu köprüyü ele geçirirler. Şehrin yardımına koşmak isteyen 33. Süvari alayı ise düşmanın Tavuklar Köprüsü’nü top ateşi altına alması nedeniyle nehri geçemez, ancak köprüyü ele geçirerek Sakarya Nehri’nin doğusuna geçen düşmanı karşı bir taarruzla nehrin batı yakasına atar. 28 Mart sabahı makineli tüfek ve topçu ateşi desteğindeki bir Yunan birliği Tavuklar Köprüsünü aşarak nehrin 500 metre kadar doğusuna ilerlerse de dört saat süren bir çarpışmanın sonunda nehrin batısına çekilirler. Yunanlılar Trabzonlar Köprüsündeki mevzilere de saldırırsa da gördükleri mukavemet üzerine geri çekilirler. Yine aynı gün topçu desteğindeki iki taburlarıyla biri cepheden, diğeri de Şükriye ve Memnuniye yönünden Milli kuvvetlerin sol kanadına taarruz ederek Geyve Boğazını da ele geçirmeye çalışırlarsa da, milli kuvvetlerin karşı taarruzu karşısında 100 kadar kayıp vererek geri çekilmek zorunda kalırlar. Aynı tarihteki önemli bir olay da Yunanların Kaynarca’yı işgal etmeleridir. (Yunanlılar Kandıra ve Kaynarca’yı 3 Mayıs 1921 ‘de boşaltırlar)

29 Mart’ta bir Türk müfrezesi Sakarya Nehri’nin batısına geçerek Seyifler’deki Yunan mevziine bir baskın yapar, ancak bu hareket Yunanlılar tarafından önceden haber alındığından başarılı olamaz. 30 Mart’ta bir Yunan taburu Sinanoğlu’ndaki Milli kuvvetlere ait bir müfrezeyi topçu ateşiyle dağıtmak suretiyle nehrin doğusuna geçerse de ertesi gün geri çekilmek zorunda kalırlar. 3 Nisan’da Tavuklar köprüsüne yaklaşmaya çalışan bir Yunan birliği geri çekilmeye zorlanır ve bunun üzerine ahşap olan köprü Milli kuvvetlere bağlı birliklerce yakılır. (Bunun için yeterli gaz bulunamadığından, köylerden toplanan eski yorganlar geceleyin köprünün ayaklarına bağlanır ve yakılır.) Aynı tedbir çerçevesinde Taşlık Köprüsü de yakılır. 5 Nisan’da Yunanlıların Geyve Boğazı’na mevcut sisten yararlanarak yaptıkları baskın girişimi başarılı olmaz. İşgal süresince Sakarya Nehri doğusundaki köylerin halkı sürekli nehir kıyısında siperler kazarlar. Gündüzleri elde bulunan 7,5’luk bir topla Büyük Esence Köyü tepesinden düşmana ateş açılır, topun yeri sık sık değiştirilir. Bu arada civardaki tepelere top süsü verilen yüzlerce soba borusu yerleştirilir.

DÜŞMANI TELAŞA DÜŞÜREN TAKTİKLER

Adapazarı ve yöresinin kurtuluşuyla sonuçlanan olayların gelişimine gelince; Türk Genelkurmay’ı Adapazarı ve yöresinin Yunan işgaline uğraması üzerine 30 Mart 1921 tarihinde Kocaeli Bölgesinde Mürettep Kolordu adıyla yeni bir kolordunun kuruluşunu kararlaştırır, komutanlığına da Albay Halit Bey’in II. İnönü Savaşında yaralanması nedeniyle Albay Kazım Bey’i atanır. Bu kolordumuzun görevi Kocaeli Bölgesini düşmanın işgalinden kurtarmaktır. Mürettep Kolordu birlikleri beş tabur piyade ile bir milli süvari alayından oluşturulur. Bu taburlardan biri Recep Reis’in Kuvay-i Milliye’den nizamiyeye çevrilen taburudur. Biri de Ethem Şevki Bey komutasındaki Adapazarı Milli Taburu, ikisi de Ziboğlu Hüseyin Efendi komutasında yine Kuvay-i Milliye’den nizamiyeye çevrilen taburlardır. Kolordunun topçu gücünü ise üçü seri, ikisi adi ateşli olmak üzere beş toptur. Taburların subayları eksik, mevcutları az, nakliye vasıtaları yoktur. Silahları değişik, cephaneleri yetersiz, kıyafetleri düzensizdir. Kolordunun bu zayıf durumunun düşmanlara hissettirilmemesi için Milli Kuvvetlerin olduğundan fazla gösterilmesine çalışılır. Bunun için İstanbul basınında yer alacak haberler uydurulur, taburlara başka alayların taburları gibi ayrı ayrı numaralar verilir. Yine bu tür yanıltıcı faaliyetler çerçevesinde Sakarya Nehri’nin muhtelif noktalarından nehri geçmek üzere sallar ve kayıklar yaptırılır.

1921 Mayıs’ın başlarında Kolordu Komutanı Kazım Bey karargâhını Düzce’den Geyve’ye nakledilir, kolordunun tabur sayışı da altıya çıkarılır. Bununla beraber bu kuvvetler çok geniş bir alanda dağınık bir haldedir. Buna karşılık düşmanın bu bölgedeki gücü düzenli bir tümendir. Bir alayı Sakarya Nehri boyunca yayılan, bir alayı Arifiye istasyonundan İzmit Körfezine kadar devam eden hattı işgal etmektedir. Bir alayı da İzmit yakınında yedekte beklemektedir. Yunanlılar bu yayılma nedeniyle her hatta zayıf bir durumda bulunuyorlardı. Bundan dolayı Haziran başında, en küçük bir keşif faaliyeti karşısında telaşa kapılırlar. Öte yandan Haziran ortalarında düşmanın çekileceğine dair bazı haberler alınır, 16 Haziran’da İzmit-Sapanca-Adapazarı dolayında normalin üzerinde bir ulaşım faaliyeti dikkati çeker. 17 Haziran’da Yunanlıların Beylikkışla’daki karakollarını kaldırdıkları, eşya ve hayvanlarını Adapazarı yönüne gönderdikleri görülür. 20 Haziran’da Sinanoğlu’dan Sakarya’nın batısına geçen bir keşif kolu Yunanlıların Söğütlü civarındaki ordugâhını karışık bir halde bırakarak çekildiği görülür ve Yunanlıların gece yarısından itibaren Söğütlü’den çekilmeye başladığını öğrenilir. Bu kesimdeki Yunan kuvveti Ferizli ve Damlık köylerini yaktıktan sonra Adapazarı yönünde çekilir. Yapılan gözetlemede düşmanın uzun bir ulaştırma kolunun Serdivan sırtlarından İzmit yönüne gittiği izlenir.

21 HAZİRAN 1921, SAAT 04.00

Yunanlılar II. İnönü Savaşında da yenildikleri için, bu durumu son bir şans olarak görürler ve geniş çaplı bir saldırı için yeni düzenlemeler yaparlar. XI. Yunan Tümeni bu düzenleme çerçevesinde ordu komutanlığından aldığı emir gereği 16 Haziran’da itibaren İzmit’te toplanmaya başlar. Burada toplandıktan sonra Bursa yönüne çekilecektir. Adapazarı ve yöresi de dâhil olmak üzere Kocaeli Bölgesini düşman işgalinden kurtaran asıl güç İnönü’deki ikinci mücadeleden de yüzünün akıyla çıkan düzenli ordudur. Yunanlıların bu hareketlerini değerlendiren Mürettep Kolordu Komutanlığı da bunun düşmanın kolordu cephesinde genel bir çekilme hareketi olduğunu anlar, bu nedenle de Sakarya’nın batı yakasına daha çok kuvvet geçirerek düşmanın Adapazarı’nı yakmasına fırsat verilmemesini sağlar. Bunun üzerine Sakarya Bölge Komutanlığının görevlendirdiği üç baskın kolu kısa bir çarpışmanın ardından 21 Haziran 1921 sabahı saat 04.00’da Adapazarı’na girerler. Şehre ilk giren kuvvetler Halit Molla ve Kazım Kaptan kuvvetleridir. Taşkısığı yönünden Adapazarı’na giren Halit Molla derhal şehrin güvenliğinin sağlayacak ilk tedbirleri alır, kurtuluştan sonraki ilk sabah ezanını da kendisi okur. Kazım Kaptan da hükümet konağına Türk bayrağını çeker, ayrıca şehrin güvenliğinin sağlanmasıyla meşgul olur.

Aynı sabah 07.30’da bir süvari bölüğümüz Sapanca’ya girer, bir taraftan da İzmit yönünde çekilen Yunanlıların izlenmesine devam eder. Bu yöndeki harekât da nihayet Sakarya Bölge Komutanlığı emrindeki süvari birliğinin 28 Haziran sabahı İzmit’e girmesi, böylece Adapazarı’ndan sonra İzmit’in de Yunan işgalinden kurtarılmasıyla sonuçlanır. Mürettep Kolordu’nun 21-29 Haziran günleri arasında Adapazarı ve İzmit yöresindeki harekâtı sırasında verdiği kayıplar 1 subay, 74 er şehit, 9 subay ve 180 er yaralıdır. Buna karşılık Yunanlıların kayıpları ise 3 subay, 34 er ölü, 2 subay, 84 er yaralıdır. Kurtuluşu takiben Adapazarı halkı adına T.B.M.M Başkanlığı’na Belediye Reis Vekili Mustafa imzasıyla bir şükran telgrafı çekilir, telgrafın metni meclisin 4 Temmuz 1921 tarihli toplantısında okunur.

(Devam edecek)

YARIN: Atatürk’ün Adapazarı’na Gelişi

Editör: TE Bilişim