Sapanca’da; Yüzevler, Hacımercan, Sapanca üstü, Mahmudiye, Kırkpınar, Kurtköy, Yanık ve hatta Maşukiye dağlarında inşaat yapan dikkat edecek.

Kimse kızmak, sövüp saymak için acele etmesin; yazıyı okusun.

**

Geçen hafta Kocaeli Üni. Umuttepe Tıp Fakültesi yollarını 4 gün teptim.

Her yıl gittiğimde, O yolda yeni yapılmış sayısız mekanlara ve yeni yollara rastlarım. Yeni kazılmış hiçbir toprakta taş veya kaya parçası görülmez.

Yağmurlar sırtlarda 300-500 metre aralıktaki dere yataklarıyla vadiler oluşturmuş. Yani; o tepeleri yağmur bile yavaş yavaş kaydırıyor.

Tabii, bir gün büyük bir yağmurun o tepeleri kaydırması sürpriz değil gibi. O tepeler yaşlı, taş yok gibi, bal gibi de toprak. Toprak, küçük yağmurda iniyor.

**

Ülkemizde, ölümlü toprak kaymalarına karşın umarsızız. Geçenlerde de bir örneği yaşanmıştı. Kocaeli Umuttepe sırtları da deniz yüzeyi gibi dalgalı.

Karadeniz sahillerinden, nerdeyse Bilecik’e kadar; bölgenin dağları yaşlı. Sert, sağlam zemin çok az. Yapılacak inşaatlar için hassas Zemin Etüdü şart.

Pamukova’da, Yüksek Hızlı Tren için yapılan tünelin çöktüğü bir sır değil. Dağ yaşlıydı, tünel çöktü. Tünel açan aracı kullanan da, araç da çıkarılamadı.

Sapanca’da var olan sayısını bilmediğimiz su fabrikalarının çektiği yer altı sularının yaratacağı çökmelerin de neler getireceğini kimse umursamıyordur?

**

Sakarya’da gezip gördüğüm tehlikeleri yazıyorum. Düne kadar, şehirde sular kesilince, “ Esentepe’de toprak kayması oldu; içme suyu hatları patladı. Şehre 2-3 gün su verilemeyecek!” anonsları ile ürperdiğimizi unutmadım.

Su hatları artık tepeler üstünden çelik hatlarla döşendi. Fakat, şimdi daha ürkütücü işler yaptık. Kayan O yamaçlar ibretlik inşaatlarla doldu.

Amcamların zamanı : -) Yüzyıllarca kimse akıl ve cesaret edemedi; son 15 yılda orada koca şehir oluştu. Dünya malına tamahı kimler becerebildi acaba?

**

Serdivan’ın tüm tepelerinin, kamu kurumlarınca ve teknolojinin son araç gereçleri ile İlçe Zemin Etüdü Planı’na tabi tutulmasını şiddetle öneririm.

Bunları bütün Sakarya biliyor. Hayret bir kafamız var; yaşanan ölümlü doğa felaketlerini bile birkaç yılda unutuyoruz.

İstanbul’a, Sapanca Gölü kenarından bir tek E.5 yolundan gidilen günleri de hatırlarız. Dörtyol’dan, İzmit Özdilek’e kadar tepeler kayar, O yol kapanırdı.

Yıl 2018; Ülke çok Değişti, Gelişti. Gelişen kafalar (?) O tepeleri şehir yaptı…

VİYADÜKLER, KÖPRÜLER

VE TRAMVAY ŞEHRİ KOCAELİ : -)

Aslında, “ Doğurun, 3 çocuk, 4 çocuk, daha da fazla çocuk yapın !” sözünü edenlere uyuldu. Konuşulabilen (!) ülkede; çözümsüzlük şimdi her konuda.

Sakarya oldu sana 1 milyon insan. Ülke 80 milyon! Gel de bu şehirde yaşa. 30 Yıl önceki gibi; ıkınmadan iş bul; evlen, ev kirala, yolda rahat yürü.

Bazen çarşılardaki eşsiz lokantalarda, malzemelere güvenerek ye yemeğini. Şehrin dört tarafına; evet, Eski Garajlardan Çark’a, Stada 5 dakikada git.

**

Kocaeli, Sakarya’dan da kalabalık. Yaşamak orada da hiç kolay değil. Öyle ama, Sakarya’yı 20’ye, belki de 50’ye katlayacak kadar çok parkı, yeşili var.

İzmit Yahyakaptan şehri yapılalı 30 yıl oldu mu? Lassa filan? Oraların nasıl bataklık olduğunu biliriz.

Şimdi İzmit’e girilirken Real’in olduğu yerlerde rezil bir belediye tamir garajı ve viraneler vardı. İzmit oraları ve pis sanayileri nefis güzelleştirdi.

Tabii, son yıllardaki nüfus artış garabeti ile İzmit’te kabına sığmaz oldu. Paldır küldür dört yana genişliyor.

6 ay gitmesem, İzmit’te yeni kavşaklar önüme çıkıyor, çuvallıyorum. Üst geçitler, yan yollar; inşaatlar hiç bitmiyor. Bugün de her taraf şantiye gibi.

Nüfus artışı bir yana; Ülkenin üçte ikisi doğudan batıya yığıldı. Değişim, Dönüşüm, Gelişim diye yola çıkan siyaset çözümsüzlüğe toslamış gibi.

**

İzmit şehir merkezinin yerleştiği doğa, Adapazarı’na göre çok farklı. İzmit; dağ ile deniz arasında uzun bir şeritte.

TREN GAR ŞEHRİN GÖBEĞİNDE ! Tramvay, şehrin tam ortasından boylu boyunca geçiyor. D.100 Şehir içinde; TEM gişeleri her yerde.

Yeni İzmit dağlarda ve şimdi de Kandıra yolu tepelerinde; deniz manzaralı. Oralarda da, her yer viyadük, her yer köprü olmuş, olacak.

Yine de, çok eminim ki; yakın zamanda bu nüfus yığılması ülkenin üçte birini nefes alamaz hale sokacak. Soktu bile ve İnsanlarımız bunu asla hak etmiyor.

Siyaset hala; yaptıklarını doğru sanmakta; hatayı başkalarına yıkmakta ısrarcı.