Çünkü, dünyaya gelen her çocuk tertemiz, hiç GÜNAHSIZ doğar. Genelde 6-7 yaşına kadar da, “ Çocuk günahsızdır !” diye kabullenilir.

İnsanın kirlenmesi; arsızlığa,yalana, dolana, yolsuzluğa, hırsızlığa, gırtlağına kadar pisliğe bulaşması 20’li yaşlarda başlar.

günümüzde Bilişim Gençliği Erken Uyandırma Servisleri de var ya : -)

Yazı konum; her ülkede, her ailede, her sokakta farklı yaşanır, ama yaşanır.

**

yaş çocuklarına koca bir çikolata götür, sevindirirsin. Sevgi de görürsün. Az sonra O çocuktan çikolatanın küçücük bir parçasını iste, vermezse şaşırma.

Çünkü, çocuktur. Kötü ve düşüncesiz değil, henüz paylaşmayı öğrenmemiştir. İlk paylaşma öğrenimi bahçe, sokak, arkadaş varsa başlayacaktır.

Şimdi, bahçe, sokak da yok. İyi ki, Ana Okulları-Okullar var! Anne-Babalar bile bilişim çağında evde çocuğu ile oynamayı, paylaşmayı artık unuttu.

**

Sözü, “ Çocuk ve Gençlik tertemiz. Bizden daha erdemli !” demeye getirdim. Hepimizin çocukları için öyle düşünürüm. Gençlik bizden daha temiz!

Hadi, cesareti olan, bir firma sahibinin liseli kızına veya oğluna, “ Baban işi rüşvetle almış. Sekreteri ile işi pişirmiş !” desin. İsyanı görsün : -)

Bir Siyasi Seçilmişin liseli kızına veya oğluna, “ Baban şu iş için rakiplerini siyasi torpille yemiş. Vergi de kaçırıyor!” de, her cins tepkiye hazırlan.

Aynı çocuklar, 25-30 yaşlarına gelip, babalarının yerine geçtiğinde, kirlenme başlamışsa hiç şaşırma : -) O yaşlarda başlar, Babasını çırak bile çıkarabilir : -)

“ İNSANLIK ERDEMİ “ başka;

“ SİYASET ERDEMİ “ başka !

“ ERDEM !” sözcüğü bilen için şiirsel bir tattır. Keşke, gençler sevdiğine, “ Çok hoş, çok güzelsin. Ama, ben senin en çok erdemli insan yanlarını seviyorum !” diyebilse.

Ve, karşısındaki de bu sözün içerdiği eşsiz değerleri doğru yere koyabilse ! Öyle bir sözü duyan bilmeli ki, bir hazineye sahiptir.

**

Gözünü sevdiğim Türkiye Cumhuriyeti; kimseyi zenci de görmedi. Hepimiz aynı yaka, aynı önlükle aynı mahalle ilkokuluna gittik.

Maddi ayrım yok muydu; uçurum vardı, uçurum! Bugün dik alası var.

Ama, okulda, sınıfta hepimiz beyaz yaka, kara önlüklüydük. Ders aralarında bile, göz önünde özenilecek bir şeyler yiyenler pek olmazdı.

Ortaokul, lise de bile çok fark edilir ayrımlar olmadı. Biz sokak-mahalle çocuklarının evlerinde bu konularda bin tembih vardı.

**

“ TOPLUMSAL ERDEM “ şimdi eski bir şarkı. Her halinden dar gelirli aile çocuğu olduğu belli öğrencinin elinde binlerce liralık cep telefonu. Öğretmen aileyi davet edip, uyarıyor. Cevap, “ Arkadaşlarının var, ezilmesin diye aldık.”

Erdem, olmayanı ezmemek, özendirmemekti; bu gün en ilk basitlik oldu !

**

Allah, Siyaset Dünyasına hizmet vermeye girenlere de doğru, Siyaset Erdemi nasip etsin. Bu o kadar zor ki. Girsem, 2-3 yıl sonra kendimi tanıyamazdım.

Her gün, her saat; vefa adına, kırmama adına, aynı partideniz adına, ben sana seçilmen için bunca pisliğe girdim adına; ver ver ver, 2 yılda ERDEM mi kalır?

Karşındaki siyasi-siyaset Erdem Zirveleri bile sunsa; Siyaset sana, Tam Yol İleri, daha beter söv diyebilir; diyor… Sadece ülkemde değil; tüm dünya böyle…

PROFESYONEL FUTBOL’UN FAİR PLAY’İ : -)

Ülkemizde, “ Hakemlerimiz berbat. Üç büyük takımın sahasında hiçbir Anadolu takımının şansı yok. Hakemler korkudan hep Onlara çalışırlar.” gibi bir klişe vardır.

Kısmen doğrudur da. Yenilince öyle konuşan teknik adamlar bile 3 büyük takımın sahasında maç kazanınca kerameti taktik zaferine bağlarlar.

Oysa, tüm dünyada büyük takımların kollanması hiç sürpriz değildir. İngiliz ligini, La Liga’yı, Fransa, İtalya, hatta Hollanda ligini de izleyin; gerçek bu.

**

Bu profesyonelliğin vardığı uçsuz bucaksız maddi düzeyle de arttı. Ülkemde bile, bir maç kazanan futbolcu, 30 yıl çalışıp emekli olan bir işçinin aldığı emekli tazminatından fazlasını kazanıyor. Evet, 1 maçta!

O zaman maç kazanmak için de Amcamlar her yolu en iyi bilen ustalardan pislik dersleri alır. En galiz tekmeyi atıp penaltı almanın bile ustaları var.

Akla hayale gelmeyecek ön dersler var. Asla sonuca gidemeyeceği pozisyonda rakibin altına girip, taklalarla penaltı nasıl alınırın kitabını yazanlar var.

Kişiliği ve futbolu ezberlenmiş harika bir futbolcuyu ne yaparsan sahadan attırırsın; sana maç öncesi bin kişi o pislikleri ezberletir.

**

Ve; futbolda da riyanın zirvesi, Fair Play’dir !

Rusya’da oynanacak Dünya Kupası geliyor. Bütün dünya orada. Büyük ülkeleri, büyük takımları, büyük oyuncuları, hakemleri, seyircileri izleyin.

Kimlere atılacak tekmeleri, mermi yemiş gibi düşenleri, yüzüne el dokunan 80 kiloluk devlerin fare gibi yere düşmelerini izleyin.

Ayağından dışarı çıkan topa, “ Biz atıyoruz !” diye kalkan Para Elleri izleyin.