KIRATLI'NIN ARDINDAN
Tanıyanları, arkadaşları, dostları olarak tedirgindik; bilincimizin altında bir soru pusu kurmuştu:
- Ne zaman duracak?
Günlük yaşamın akıntısında sürüklenirken, müdavimi olduğu Çark Mesire’de konuşurken, Kesik Mehmet’in ocağında çay içerken, telefon çalarken soru yüzeye çıkıveriyor, benliğimiz düşüncenin kaydığı yere yöneliyordu.
- Ne zaman duracak?
İki hafta kadar önce Şadi Tanış’a sormuş, Kıratlı’nın hastaneye kaldırıldığını, durumunun ağır olduğunu öğrenmiştik.
Sımsıcak yüreği duracak mıydı Yaşar Kıratlı’nın?
Durdu.
***
Lütfü Galipoğlu dün acı haberi verdiğinde içimde tuhaf bir duygu pırpırlandı.
İki üç aydır yakalandığı amansız hastalıkla boğuşurken arayıp soramadığım çok yakın bir dostumun cenazesine gelmek tedirginliği içimi yiyordu; kendi kendimi aklamak için gerekçeler arayıp duruyordum.
Oysa Kıratlı, hasta yatağındayken görülmekten hoşlanacak adam değildi.
***
Yaşar Kıratlı insan canlısı bir kişiydi, yaşamı dostluklar, arkadaşlıklar üzerine kuruluydu, insanları ayırmazdı.
Farklı dünya görüşlerimiz vardı Yaşar’la, o muhafazakar demokrasiyi ben sosyal demokrasiyi savunuyordum.
1994 yerel seçimleriyle birlikte Erbakan’ın ‘milli görüş’ çizgisi rüzgarlanmıştı, halbuki Yaşar Kıratlı, yaprağın kıpırdamadığı, kimsenin ağzını açamadığı günlerde hem de bir işadamı olarak defterinin dürülmesini göze aldı, Erbakan’ı ve onun geliştirdiği siyasal çizginin ateşli savunuculuğunu yapmıştı.
Bugün ülkeyi ve şehrimizi Erbakan’ın talebeleri yönetiyor; buna rağmen Kıratlı, kendini göstermek için ter ter tepinenlerden olmadı;  geride, gölgede kalmayı yeğledi.
Durmuş oturmuş kişiliğini başka hangi örnek anlatabilir?
Bir gün Hüseyin Aykut’la ziyaretine gittiğimizde demişti ki:
“Bugün siyasette rol alanları, en yakın akrabam gibi tanırım, tek tek bilirim…”
Yaşar Kıratlı’nın anıları öylesine zengin ve renkliydi ki geçmişin güzelliklerini, acılarını, gülünç çizgilerini bütün sıcaklığıyla taşıyordu.
Siyaseti şahsi beklenti ile yapmadı, adeta dünün dünyasındandı, inanç eriydi, milli görüş çizgisinin ilk yıllarında ayağında pençeli ayakkabı giyenlerin şimdi modayı takip etmeleri, son model otomobilleri yeğlemesi, lüks yaşamları Kıratlı’yı politikadan uzaklaştırmıştı, sıtkının sıyrıldığını konuşmalarında belli ediyordu.
Son yıllarında sosyal kişiliğini Sakaryaspor ve SATSO’da yönetici düzeyinde sürdürmeyi tercih etti.
***
Son ne zaman görmüştüm onu?
İki ay kadar önce Çark Mesire’de karşılaştık, hastalığının ilk günleriydi,  geçmiş olsun diyemedim; sevecen bakışlı, griye çalan ak saçları ve dingin yüzüyle bu göçmen kılıklı genç adama illet hastalığı konduramadım.
O gece ayrılırken elimi sıktı, elinin sıcaklığını duyumsadım.
Bende kalan son anısı elinin sıcaklığı oldu.
Güle güle Yaşar Kıratlı…