KİMİN MARİFETİ BU?
Bugün yazı konusu ne olsun diye düşünürken yine ‘Bizim Sakarya’ imdadıma yetişti…
Meğer AKP iktidara geçeli yerelde 19 yıl olmuş, genelde 10 yılı geçmiş…
Zaman ne çabuk geçiyor…
***
Ama biz iktidar temsilcilerimizin hakkını yemeyelim.
AKP, Aziz Duran’ıyla, Şaban Dişli’siyle, Hasan Ali Çelik’iyle, Ayhan Sefer Üstün’üyle, Erol Aslan Cebeci’siyle, Süleyman Gündüz’yle, Ali İhsan Yavuz’uyla, Ayşehur İslam’ıyla, Zeki Toçoğlu’suyla az zamanda çok büyük işler yaptı…
Ne yaptı?
Bir yazar, yerelde 19 yıl, genelde 10 yılın sonundaki toplam hanesinin çizgisini çektiği zaman ilk akla gelen nedir?
Cevabı arkadaşımız Ferruh Bulut veriyor:
Bulut, dünkü yazısında Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’nın, TÜİK’in ve Devlet Planlama Teşkilatı’nın verilerinden yola çıkarak hazırlanan bir çalışmanın detaylarını köşesine taşımış.
Vaziyete bakılırsa Sakarya, tığı teber şahı merdan!
Resmi verilere göre illerde kişi başına gelirde birinci sırada Bolu geliyor, ikinci sırada Kocaeli, üçüncü sırada Yalova bulunuyor.
Peki, Sakarya kaçıncı sırada?
Rakamla 14, yazıyla on dört…
Bolu’da kişi başına düşen yıllık gelir 88 bin 700 lira, Kocaeli’de 63 bin 300 lira, Yalova 33 bin 900 lira, 12’nci sıradaki Sakarya’da ise 16 bin 500 lira…
Şeytanın gör dediği yeri gören arkadaşımız Ferruh Bulut soruyor:
“Bu rakamlar, o illerde kazanılan paranın nüfusa bölünmesiyle ortaya çıkıyor? Nüfusumuz mu çok? Hayır! Kocaeli’nin nüfusu bizden çok ama geliri bizim dört katımız. Bolu’nun nüfusu bizden az ama kazandığımızın 5 kat fazlasını kazanıyor. Yalova ha keza.O zaman terslik nerede? Neden biz bölgenin en fakiriyiz?”
Sorulur mu?
Sakarya, komşu illere göre fakirleştikçe –ne gariptir- bizimkiler büyüyüverdiler…Öyle ya bu şehirde AKP’lilerden hesap sorulmaz…
Kimden sorulur?
***
Sakarya komşu illerle karşılaştırılamayacak kadar yoksul…
Kimin marifeti bu?
Kimin suçu?
Yineliyorum:
Bir şehir, bulunduğu coğrafyada komşu illere göre mukayese edilmeyecek kadar yoksullaşıyorsa hesabı kimden sorulur?
Şehir yöneticilerinden mi?..
Şehir temsilcilerinden mi?..
Yoksa bunların her biri yerle yeksan olduğuna göre, Sakarya’da hesap sorulacak kimse yok mudur?
Oh ne ala bir şehir…
İddiaya bakılırsa yerel demokrasimiz var; ama, yoksulluğun hesabını soracak ne siyasal ne de toplumsal muhalefet yok…
***
Atasözüdür: Rüzgar eken fırtına biçer…
Önce fırtınanın adını koymalı; şehir yönetimleri ve temsilcileri tepeden tırnağa gözden geçirilmeli; Sakarya geçmişinde olduğu gibi tekrar hak ettiği yere taşınmalı…
Yoksa bu gidiş gidiş değil!..