Sezai Matur’un ‘Sakarya’daki uyumun kime ne yararı var?’ başlıklı yazısında okudum…

Demiş ki:

“-Bu şehirde ciddi bir muhalefet yok”

“-Muhalefet milletvekilleri de, il başkanları da iktidara karşı muhalif bir duruş sergileyemiyorlar”

“-Şehrin bir sorunu hakkında görüş ortaya koymak için Büyükşehir Belediye Başkanı’ndan izin alan muhalefet milletvekili var”

Esrar üzerinde esrar!..

Matur, bu sözleriyle Sakarya’nın iki sayın parlamenterinden birini damgaladığının farkında mı?..

***

Peki, bu milletvekili kim?..

Engin Özkoç mu?

Zihni Açba mı?...

Bir milletvekili Büyükşehir Belediye Başkanı’ndan – hem de siyasal rakibi- izin almadan konuşamıyormuş!..

***

Dilimize yerleşmiş iki önemli sözcük var:

İddia…

Ve iftira…

İddia bir olgu, eylem ya da kişinin üzerine ileri sürülen savdır…

Ya iftira nedir?..

Kişiye yönelik asılsız suçlama diye tanımlanabilir…

Peki, Matur’un yazısının içeriği bir iddia mı?..

Evet…

İftira amacı güdülmüş olabilir mi?...

Sanmıyorum…

Sanmıyorum çünkü; Sezai Matur, iyi tanıdığı CHP’li ve MHP’li sayın parlamenterlerin gerek konumları gerekse kişilikleri yönünden böylesi bir zillet çukuruna düşmeyeceklerini bilir…

O halde ne?..

İddia ve iftira arasında sadece fark yoktur; akrabalık ilişkisi de vardır…

Delilsiz iddia iftiraya dönüşür…

Sanıyorum Matur, her iki kavramın akrabalık ilişkisinden kaynaklanan ince ayrımın azizliğine uğradı…

 

***

Sezai Matur’un yazısında beni ırgalayan ne?...

Saptamasına katılıyorum…

Sakarya’da muhalefet etkin değil…

Edilgen…

Ha var ha yok…

***

Geldik yazının sonuna…

Ben muhalif milletvekili olsam ne yapardım?..

Şunları düşünürdüm:

-          Basın özgürlüğünün savcısı kamuoyu, yargıcı halktır; der, ne alınır ne de darılırdım...

-          Matur duruşunda bir gazeteci muhalefet sorumluluğunun yerine getirilmediğini düşünüyorsa aklımı başıma devşirirdim…

-          ‘Bu şehirde muhalefet yok’ diye söylenti başladı mı, o söylentinin nasıl ve nerede biteceğini yalnız ben değil, kimse kestiremez der, kulağıma küpe yapardım…

-          Bu tehlikeyi ortadan kaldırmazsam ne kadar iman tazelersem tazeleyeyim, kendimi bir daha kimseye beğendiremem diyerek etkin bir muhalefet atağı başlatırdım…