Sevgili okurlar,
Türkiye gerçekten bir garip ülke!
‘Neden’ diyeceksiniz elbette?
Bakın anlatayım:
Dünya devi ABD’den, Türkiye’ye, bin-bir hayaller ile evlilik yapmak üzere gelen bir Suudi Arabistanlı gazeteci, hunharca bir cinayete kurban gidiyor..
2 Ekim 2018 Tarihinde işlendiği belirtilen cinayet ile ilgili olarak ülkeler, ülkelerin istihbarat birimleri, devlet başkanları, savcılar, polis, gazeteciler herkes devrede!
Gazeteci Cemal Kaşıkçı, boğularak öldürülmüş!..
Öldürüldüğü kesin!..
Koca, koca devlet başkanları, savcılar ve daha da önemlisi Suud’lar yalan söylemiyorlar ya!?
Ama, ana delil ile için ceset aranıyor..
Orda da ceset yok!
Bu konu ile ilgili olarak, bu manada her kafadan bir ses çıkıyor…
Ceset parçalandı, ormana gümüldü, asitte eritildi ve bir işbirlikçi cesedi kaybetti..v.s..
Haydi çık işin içinden?
Bir de bu manada, komplo teorileri var!
Yani oyun içinde oyun!
Yani cinayet romanlarına, taş çıkartacak acı bir durum!
Cinayeti işleyen yüce İslam Dini Paygamber’i Hz. Muhammed’in(A.S) ülkesi Suudi Arabistanlı yetkililer!..
Yani gelin, bu durumda bir hesap-kitap muhasebesi yapalım:
Bizler yıllardır ‘İslamofobi’den dertli miyiz?
Dertliyiz!
Bu ‘teröristleri’ İslam ile bağdaştıranlara kızgın mıyız?
Kızgınız!
Şimdi, İslam Dini’ne, Paygamber’in ülkesine, Mekke ve Medine’ye ve kutsal topraklara ve Müslümanlara bu kadar büyük kötülüğü yapanlara ne demeli?
Belli ki, bir ‘kral’ oyunu tezgahlanmış..
Ne acı bir durum!
Peki cinayetin işlendiği ülke Türkiye’de neler oluyor?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sorduğu sorulara, henüz cevap gelmiş değil..
Gelip-giden savcı ise ne yaptı bilinmiyor..
Muhalefet’in iktidara ve dolayısıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelttiği sorular ise daha acı manzarayı işaret ediyor..
Haydi gel, işin içinden çık, çıkabilirsen?
Türkiye gibi bir ülke, hemen, hemen bütün delillere ulaştı, ceset ortada yok, daha da vahimi, bu işbirlikçiler kim?
Hukuk zafiyeti, her dosyada vıcık, vıcık sırıtıyor!
İstihbarat zafiyeti, her safhada vıcık, vıcık görülüyor..
Adamlar, balta, testere, asit, cellatları ile İstanbul’a ellerini kollarını sallayarak, geliyor, gidiyorlar…
Maşallah!
Hem de ne ‘Maşallah!’
Bir tek nazar boncuğu eksik!
Öte yanda ‘etki ajanları’ ekranlarda, allem-kellam, olayı ballandıra, ballandıra anlatıyor..
Cinayetten yararlananlara anlatıyorlar..
‘Vay benim köse sakalım’ misali bir durum!
Bir değil, bin-bir bilmeceli bir cinayet bu!
Çok bilinmeyeli bir cinayet!
Çöz çözebilirsen?
İkramiyesi de büyük!
İşin sonunda, kral olmak var!
Ve Agata Chirsitin’in o meşhur cinayet romanları bile gölgede kaldı..
Tarih nasıl yazacak bilemeyiz ama, gerçekten İslam ülkelerive Türkiye adına üzücü bir durum söz konusu!
Şimdi sıkı durunuz!
Başlayacak davalarda, ‘gizli tanık ‘ kullanılırsa şaşmayınız?
‘Gizli Tanık’lar ülkesi Türkiye!
İstihbaratın bittiği, bilgiye ulaşamadığınız da, düzmece delillerle mahkemeye fesat karıştırmak, artık sıradan oldu!
Vah Türkiye’m, vah!
Cumhuriyet’in 95.Yılını kutladığımız şu günlerde geldiğimiz bu nokta bile, gelecek için, insanı ürkütüyor..
Allah yardımcımız olsun!
Baksanıza, vatan nöbetinde donan iki şehit askerimiz bile,’ Sıla-Kural Aile Kavgası’nda güme gitti!
Bir türkü tutup, uzak yerlere gidenleri, haklı çıkartan gelişmeler bunlar..
Ne yazık ki, durumun özeti bu!
Evet, katil belli?
Öyleyse, ceset nerede?
Handa, bunda, Helvacı’nın kızında!
Vay be!
Kalın sağlıcakla…