Çocuklar için kardeş tam da üstüne kuma gelmesi gibi bir durumdur. Bir daha asla biricik olamayacağını çocuk çok geçmeden anlayacaktır. Çocuğunuzun eve yeni gelen kardeşe gösterdiği kıskançlık tepkileri yaşına, psikolojik ve bilişsel gelişim düzeyine, o dönemde yaşanılan sorunlara, ailenin tutumuna göre değişkenlik gösterir.

Büyük çocuk daha fazla ilgi almak için daha yüksek perdeden ve çok konuşmaya, daha çok sorun çıkarmaya, daha çok mızmızlanmaya başlayabilir. Böyle yaparak eski biricikliğini geri kazanmaya çalışıyor, benim de daha çok ilgiye ihtiyacım var  demek istiyor ya da sizin onu terk etmenizden korkuyor olabilir. Çocuk hem ilgiyi geri kazanmak için hem de psikolojik bir savunma olarak kendini daha iyi hissettiği bir döneme dönerek güçlenmek için küçük kardeşin davranışlarını taklit etmeye başlayabilir. Biberon ve emzik isteme, ayakta sallanmayı isteme gibi davranışlar bu dönemde sık görülür.  Çocuklar bazen yeni bir kardeşin gelmesini kendilerinin yeterince iyi olmaması ile ilişkilendirebilir ve terk edilmek, bırakılmak ile ilgili korkular yaşayabilir. Bu da eğer okula başlamışsa okul gitmek istememe, ev dışında ve ebeveyn dışı kişilerle kalmayı reddetme, gece ayrı uyumayı reddetme, korku ve kaygılarda artış, anne- babayı bunaltacak düzeyde onlara yapışma olarak gösterebilir.  Bu sıkıntılardan kurtulmak için birçok çocuk kardeşinin geri gitmesini, ölmesini isteyebilir. Burada ölüm kelimesi bizi korkutsa da aslında küçük çocuklar için ortadan kaybolmak veya uzun süre için başka bir yere gitmenin de ölüm ile eşdeğer tutulduğunu bilmek gerekir. Daha büyük çocuklarda da ölmesini isteme düşüncesi oluşabilir. Bu beklenilen tepkilerden biridir, ancak her iki çocuk için iyi yönetilmelidir. Büyük çocuğun küçük çocuğa zarar verme potansiyeli olduğu gibi, büyük çocuğun bu kontrol edemediği isteği nedeniyle kardeşinin başına bir şeyler gelmesi ile ilgili kaygıları da ortaya çıkabilir. Çocuklar için büyüsel düşünme döneminde aklından geçenlerin gerçek olacağı düşüncesi vardır. Tesadüfen kardeş bir şekilde zarar görürse büyük çocuk bu süreçten çok etkilenebilir.

Çocukların verdiği tepkiler mizaç özellikleri ve çevresel durumlara göre değişeceği için her zaman bu kadar gürültülü olmayabilir. Bazı çocuklar kardeşi hiç yokmuş gibi görmezden gelirler. Bu savunma biçimi küçük kardeş ayaklanana kadar etkili olabilir. Ancak kardeş ayaklanıp anne- babanın ilgisini daha fazla talep etmeye, oyuncaklar için bir tehdit olmaya başladığında artık etkisiz kalacaktır. Bu gibi durumlar da sorunlar tam da kardeş ayaklandığında kendini göstermeye başlar.

Bazı çocuklar ise bir anda kardeşine aşırı düşkün bir abla ya da ağbi gibi görünebilir. Bu durumda çocuklar diğer yetişkinlerin kardeşine dokunmasına izin vermeyebilir, kardeşini diğerlerinden kıskanıyor gibi görünebilir. Burada amaç aslında kardeşin diğerleri tarafından sevilmesini engellemek için kendine yaklaştırmak olabilir. Kıskançlık normaldir ancak baş edebilmek için ebeveyn desteği gerekir. Bu son iki durumda ise kıskançlık daha görünmez olacağından ebeveyn desteği gecikebilir.

Kıskançlığın sorun haline dönüşmesinde anne-babanın tutum ve davranışları önemlidir. Çocuğun ebeveynlerin sevgisinin bölünmeden de devam edebileceğini anlamaları için davranışlarla bu mesaj verilmelidir. Ancak bunu yapmak için diğer kardeşe bizim de yok gibi davranmamız, bebekken onunla ilgili olumsuz yorumlarda bulunmamız uygun değildir. Çocuğu birlikte yaşayacağımız bir geleceğe hazırlamak, kardeşin bu ailenin daimi bir üyesi olacağı, kendisi kadar kıymetli olduğu, ancak kendisine düşen sevgi payını azaltamadığı, ebeveynlerin kalbinin her çocuğu azalmadan sevebilecek kadar büyük olduğu mesajını vermek önemlidir.

Büyük kardeşe, küçük kardeş ile ilgili sorumluluklar yüklememek gerekir. Çocukların  bakım ve gözetimi anne- babanın görevidir.  Ancak istiyorsa tabi ki sürece dahil edilebilir.“Sen büyüksün” demek ve daha fazla anlayış beklemek de aralarındaki düşmanlığı tetikleyebilir. Unutulmamalı ki büyük çocuk hala çocuktur. Kendileri idare edebildiği, birbirlerine zarar vermedikleri sürece küçük çatışmalara hemen müdehale etmemek, kendi başlarına baş etme becerilerinin gelişmesi için desteklemek, kendi başlarına yapamadıklarında yol gösterici ve arabulucu bir hakem rolünde kalabilmeye özen göstermek gerekir.

Çocuklar yoğun bir şekilde kardeş isteyebilir. Ancak aklındaki kardeş çoğu zaman bir oyun arkadaşı, hareket eden son model bir oyuncak bebek gibidir. Gerçekler hayalleri ile örtüşmeyeceği için kardeş isteyen çocuğunuzun bir anda bu kadar değişmesine şaşırmamak gerekir. Bu isteği nedeniyle sorun olduğunda “sen istedin” demek, suçluluğu ve sorumluluğu çocuğa yüklemek uygun bir tutum değildir.

Çocukların kendilerine ait bir alanları, kendilerine ait paylaşmak istemedikleri oyuncakları olabilir. Bunların belirli olması önemlidir. Her çocuk için ayrı ve ortak oyuncak kutusu yapılabilir. Her çocuk için ayrı anne-baba zamanları ve ortak aile zamanları düzenlenebilir. Kardeşliğin olumlu yönlerini destekleyen kitap, hikaye ve anne-babanın kendi hayatından örneklerle bakış açıları genişletilebilir.

Kıskançlık normaldir ve geliştiren bir duygudur. Rekabet duygusu ile baş etmeyi sağlar. İleride sınıftaki veya işteki veya arkadaş ortamımızdaki daha başarılı, daha güzel, daha sevilen veya bize göre istediğimiz bazı özelik ve şanslara daha çok sahip olan birine karşı duygularımızla baş edebilmeyi; kendimize, karşımızdakine ve aradaki ilişkiye zarar vermeden iletişimi sürdürebilmeyi ilk evimizde kardeşimiz bize öğretir.

Ancak eğer ki bu kıskançlık ciddi zararlara neden oluyor; çocuğun günlük hayatını, uykusunu, okulunu ciddi anlamda etkiliyor; çocuğun kaygılarını çok yükseltiyor; kıskançlık ile ilgili problemler çok uzun zamandır sürüyor ve ailenin desteği yetersiz kalıyorsa psikolojik destek almak uygun olacaktır.

Sevgiyle kalın….