Sevgili okurlar,
‘Bizim Sakarya’da yer alan ilk yazıma, gösterilen tepkilere öncelikle teşekkür ederim. Bugün ise sizlere, şu sözü çok edilen, Suriye kenti İdlip’ten değil, Astana Zirvesi için Tahran’da bir araya gelen, Türkiye, İran, Rusya Federasyonu’ndan da değil..Başı bir türlü beladan kurtulmayan ve tüm dünyaya ‘olumsuzluk rüzgarları’ üfleyen ABD Başkanı Donald Trump’dan da değil, ‘Ticaret Savaşlarını biz başlatmadık’ diyen Çin yetkililerinden de değil, Avrupa Birliği ile tekrar yaklaşma moduna giren Türkiye’den de değil, evet Sakarya’nın bir ilçesi Karasu’dan söz etmek istiyorum..
Biliyorsunuz, Karasu kadar, Karadeniz kıyısındaki ilçelerimiz Kaynarca ve Kocaali’de çok önemli.. Ama son yıllarda Karasu’nun adı çok öne çıktı..İstanbul’un dibindeki Karasu, elbette denizi, güneşi, kumsalı, nehri, dereleri, fındık bahçeleri, doğası ile gündemde..
Bu yıl tatilimin büyük bir bölümünü Karasu’da geçirdim.. Temmuz ayının son haftaları ile Ağustos ayının ilk haftaları bizim için şanslı günlerdendi sanki?
Karasu Sahil Park mevkiinden denize girdik..Torunlarım Okan ve Lena ile olduğu kadar dostlarımla güneşin, kumsalın tadını çıkardık..Bazen Karasu rüzgarları ile saçlarımızı dağıttık, gözlerimize kaçan kumları çıkarmaya çalıştık!
İlk günler, kumsal çok kötü idi.. Keşke bu kumsalı düzeltseler diye düşündüm.. Ertesi sabah kalktığımda kumsal düzeltilmiş idi..
Gülümsedim,’ işte sahil böyle olmalı’ dedim..
Sonra cankurtaranlara gözüm ilişti..
Yapılan anonslar ve boğulma olaylarına karşı alınan tedbirleri, bizzat takip ettim..
İlerleyen günlerde de Karasu Belediye Başkanı Mehmet İspiroğlu ve sevgili meslektaşım, Erol Ulu ile bir çay içimi sohbet etme imkanımız oldu..
Bir kere söyleyeyim, Sahil Parkta’ki o martı sembolü çok tuttu.. Vatandaşların altına girip çay içtiği, kendini rüzgara bıraktığı, soluklandığı, çocukları oyun alanlarında vakit geçirirken eş,dost ve tanıdıkları ile buluştuğu bu alan işletmesini beğenmedim..
Zir dünyanın hiçbir yerinde sulu içeceklerin self-servis ile alındığına tanıklık etmedim..Bir kere orada buluşan,orada dinlenmek isteyen, orada soluklanmak isteyen insanlar, kalkıp bir de çay, kahve kuyruğuna girmesi zul adediliyor..
Kaldı ki, boş çay bardaklarını toplayanlar var..Bu gençler,bu servis işini pekala yerine getirebilirler.. Hatta olmadı, yaz tatillerinde Karasu Meslek Yüksek Okulu öğrencileri de bu tür işletmelerde istihdam edilebilinir..
Bir başka hususta, Sahil Park’ta yer alan oyun alanları, spor aletleri eskimiş, bunların acilen değiştirilmesi ve bir kazaya sebebiyet verilmesi önlenmelidir..
Başkan Mehmet İspiroğlu, ilçe nüfusunun yaz aylarında çok arttığını,bütçe,yani kaynak yetersizliği ile bazı hizmetleri veremediklerini söyledi..
Bir kere çok haklı..
Nüfusu böyle yaz aylarında üç-dört misli olan kentlere, ek ödenekler sağlanmalı..
Ayrıca,bu ‘Büyükşehir Belediye’ uygulamaları da bu manada vatandaşa direkt hizmetin verilmesinde engel teşkil ediyor..Bu sistemde ‘çifte başlılık’ öne çıkıyor..
Şimdi sorarım size, ‘Karasu İlçesinin sorunlarını, yapılacak hizmetleri, Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu, Karasu Belediye Başkanı Mehmet İspiroğlu kadar bilebilir mi?’
İşte yanlışlık burada başlıyor..
Bu nedenledir ki, Karasu İlçesi, tatilin son günlerinde tekrar farklı, sağlık konuları ile gündeme geldi..
Halkın sağlığını tehdit eden bu durum, düşündürücüdür! Gelecek yıllarda, aynı tür sorunlar yaşanmaması için tedbirler vakit geçirilmeden alınmalıdır..
Bir kere sahillerde tuvalet, kabinler yetersiz!..
Böyle olunca, tatilciler çişlerini denize yapıyorlar!..
Başta kanalizasyon atıkları, foseptik çukurların suları, yine hoop denize!
Eh bir de Sakarya nehrimiz var!
Kurban Bayramı nedeni ile millet kurbanların iç organlarını ve ne buldularsa nehre bocalarsa, bu işin sonucu ne olur sizce?
Devlet hastanesine elbette 5 bin 6 bin kişi sağlık başvurusu yapar!..
Bayrımı Karasu’da geçiren arkadaşlar, ‘ deniz bile kırmızıya bulandı’ demekten kendilerini alamadılar..
Kısacası, o güzelim Sakarya Nehri’ni bile kanalizasyona çevirmenin bedelini yarın daha ağır ödeyebiliriz!..
Tez elden Sakarya Nehri, Osmaneli İlçe sınırına kadar gözden geçirilmeli, korumaya alınmalı ve bu konuda büyük titizlik gösterilmelidir..
Yoksa, limanı ile içine ettiğimiz Karasu’da yarın denize bile girmek hayal olur!..
Karasu’yu ilçelerimizi yazmaya devam edeceğiz..
Karasu’da bekliyorum Sakarya’m!
Sağlıklı güzellikler dilerim..