Siyasette bir türlü erkek egemen yapıdan kurtulamıyoruz. Siyasi partiler, güya pozitif ayrımcılık yaparak gençlere ve kadınlara daha fazla yer vereceklerdi. Bu uygulama, parti yönetim kurullarında kısmen uygulandı. Fakat başta belediye başkanlıkları ve belediye meclislerinde bu prensipler yok sayıldı.

Anayasayı değiştirerek, seçme ve seçilme yaşını 18’e düşürdük. Nüfusumuzun yarısı kadınlardan yarısı erkeklerden oluşuyor. Bunların da yarıdan fazlası, genç nüfus. Bu durum, Sakarya’da partilerin belediye başkan ve meclis üyesi adaylarına nasıl yansıdı? Belediye başkan adaylarında KADININ adı yok. Erkek bile olsa, 30 yaş altı gençlerden seçilebilir yerde listelere giren genç hemen hemen yok. Özellikle belediye meclis üyeliklerinde kadın aday sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Gençler ise listelerde dolgu malzemesi olarak kullanılmış. Görebildiğim muhtar adayları ve azalarında da durum hemen hemen aynı. Ben en azından genel başkanı kadın olan İYİ Parti’den ve sosyal demokrat olduğunu iddia eden CHP’den bu konularda daha titiz olmalarını beklerdim. Ama onların da diğerlerinden farkı yokmuş. Eğer kadınlarımız bu seçimde kendilerini yok farz eden partileri, onlar da yok farz eder, sandığa gitmez yada geçersiz oy kullanırlarsa hiç şaşırmam. Böylece kendilerini yok farz edenleri, onlar da yok farz ederse, o siyasi partiler de yok olur.

Adaylar seçim için sahaya çıktılar. Ülkedeki şu ana kadar pek görülmemiş seviyede ekonomik kriz nedeniyle, iktidar partisi adaylarının işi daha zor. Eğer vatandaş, yaşadığı zorlukları sandığa yansıtırsa, iktidar partisi olan AKP-MHP ittifakı, ciddi bir destek kaybına uğrayacak.

Son mahalli seçimlerde Sakarya’da Cumhur ittifakının oyu (%58+%27) %85’tir. Benim beklentim, bu oran bu seçimlerde yakalanamayacak. Cumhur ittifakı için seçimleri kazanmış olmak yeter mi? Bu oran, yüzde kaç olursa kendilerini başarılı sayacaklar? Sizce bütün belediyeler elinde olan Cumhur İttifakı, bu seçimde herhangi bir belediyeyi kaybederse, başarısız mı sayılır? Bunca ekonomik krize rağmen muhalefet, oyunu ciddi oranda arttıramaz ise biz nerede yanlış yaptık diye kendini sorgulayacak mı?

Vatandaşta seçimlere olan ilgi az. Siyasetten beklentisi azalmış, geleceğe yönelik beklentileri karamsar. Tabiri caiz ise; canını dişine takmış günü kurtarmaya çalışıyor. Uçuk kaçık vaatlere inanmıyor. Ortada umutları yeniden yeşertecek bir siyasi tablo yok. Bana, belki de son yılların katılımın düşük olduğu bir seçim olacak gibi geliyor.

Saadet partisinin kullandığı “CEPSİZ CEKET” giyeceğiz sloganı yüzümüzde acı bir tebessüm bırakıyor. Bu slogan bile, başta belediyeler olmak üzere, ne hale geldiğimizin özetidir.