Sevgili okurlar,
Bu köşeden sizlere farklı bir pencereden, farklı görüşleri ve düşünceleri sunmaya özen gösteriyoruz..
Bizim bir partimiz yok, bir beklentimiz yok, iş bekleyen oğlumuz kızımız yok, bir ihaleye girecek firmamız hiç yok!..
Bizim derdimiz memleketin iyi yönetilmesi..
-Bu güzel ülke insanının hak ettiği hizmetin sunulması..
-Hakka, hukuka riayet edilmesi, adaletin eşit şekilde dağıtılması, rahatsızlıkların giderilmesi, siyasetten arındırılması, kişi hak ve özgürlüklerine riayet edilmesi..
-Vergilerin adil bir şekilde konulması, toplanması ve yine adil bir şekilde insanımıza yansıtılması, ağır lüks faturaların bedellerinin halka ödetilmemesi..
-İnsanlarımızın devlet kurumlarında, okullarda, sınavlarda eşit muameleye tabi tutulması..
-Türkiye’nin, uluslar arası platformlarda hak ettiği yeri alması, temsil edilmesi, haklarının savunulması, takibinin yapılması..
-Türkiye’nin (kalmadı ama) “milli çizgilerinin” korunması, terör örgütleri ile hakkıyla mücadele edilmesi, gelecek projelerin yapılması, yeni stratejilerin  benimsenmesi, gençlere yeni hedefler gösterilmesi..
-Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının olduğu kadar, ilk kurucu meclisin aldığı kararlar doğrultusunda, Kuvayı Milliye zihniyeti ile Türkiye’nin Cumhuriyet değerleri rayına oturtulması..
-Başta Avrupa Birliği olmak üzere, NATO(Kuzey Atlantik Antlaşması) ve çok uluslu organizasyonlarla olduğu gibi Çin ve Rusya ile olduğu kadar komşularımız ile iyi ilişkiler kurulması ve geliştirilmesi..
Daha sayabileceğimiz bir çok husus ve nokta var..
Şimdi, 31 Mart 2019 Yerel Seçimler sınavı bizleri bekliyor..
Bakınız, biz Avrupa’daki Türkler, bu seçimlerde oy kullanamıyoruz?..
Niye dersiniz?
Zira, Türkiye’de ikamet etmiyoruz da ondan!
Peki, genel seçimlerde neden oy kullandık ki?
Anlayan, bilen var mı?
“İş olsun padişahım” meselesi!
Bakın bu genel seçimlerde, Avrupalı Türkler ile diğer yurt dışında yaşayanların kullandığı oylar nedeni ile Saadet Partisi İstanbul milletvekili adayı Prof. Dr. Emre Bağcı, kazandığı seçimi, yurtdışından gelen oylar nedeni ile kaybetti..
Başka milletvekilleri de kaybetti..
Kısacası, Türkiye’de ikamet edenler milletvekilini seçti..
Biz ise oylarımız ile bu milletvekilinin, milletvekilliğini iptal ettirdik!?
Oldu mu ya?
Nerede adalet?
Mademki, yurtdışında yaşayan vatandaşlara oy hakkı veriyorsunuz, o zaman o bölgeyi, bir seçim bölgesi ilan ediniz ve o seçim bölgesinde olanlarda kendi adaylarına oy versinler!
İyi ve adil olmaz mı, yakışmaz mı?
Saadet Partisi milletvekili N.Cengizhan İslam, Almanya’ya, oradan Belçika’ya geçti..Belçika’da düzenlediği basın toplantısına katıldım..Son derece memnun oldum..
Kendisi, bir dönem Sakarya milletvekili olarak, Sakarya’ya ve ülkemize hizmet eden  Nadir Latif İslam’ın oğlu..Üstelik Sakarya doğumlu..Sakaryalı yani!..
Sakarya’ya kendisini sizler adına davet ettim..
Sakarya ile biraz kırgınlığı var gibi geldi bana..
Sevgili dostum Şadi Tanış ile birlikte, milletvekili N. Cengizhan İslam’ı, kültür merkezinde ağırlarız diye düşünüyorum..
Olmazsa Bizim Sakarya’da bir kahvaltı toplantısında buluşuruz..
Böyle değerli Sakaryalıları unutmamamız ve onları hatırlamamız gerek..
Başta Ankara, İstanbul ve diğer illerde olduğu kadar, yurtdışında  büyük başarılara imza atanlarla irtibat kurmalı ve geliştirmeliyiz..
Buradan sözü şuraya getirmek istiyorum:
Evet Türkiye seçime gidiyor..
Bu seçim adil, eşit bir ortamda yapılmıyor!?..
Manzara ortada!
İttifaklar kuruldu, devlet yardımları alındı, tek başına ve bağımsız seçime girenler var..
Elbette, seçime herkes girecek..
Girmeli, bu hakkı kullanmalı..
Fakat bilmeliyiz ki, seviye iyice düştü..
İşin ehli ve liyakatli aday bulmada siyasi partiler zorlanıyor!..
İşin ehli ve liyakatli?..
Elbette herkesin gönlünde bir aslan yatar..
Herkesin bir siyasi görüşü ve düşüncesi var..
Tabii ki saygı göstereceğiz..
Ama yanlışlar ile doğruları karıştırmayacağız..
Elmalar ile armutları aynı sepete koyamayız..
Elmalar ile armutlar?
Hizmet yapan ile imkanları carcur edeni, vatandaşı böleni, bölücülük ve ayrımcılık yapanı, adaleti rafa kaldıranı, bir kefeye koymayacağız..
Takım tutar gibi parti tutarsak, ülkeye, insanımıza hizmeti öteleriz!..
 Siyaset, belli bir dünya görüşünün temsil edildiği partilerde yapılır..
Eğer, dünya görüşünüzü yansıtan partiler varsa, onlara gider oyunuzu verirsiniz..
Bundan doğal ne olabilir ki?
Yani mevcut iktidardan memnunsanız, gider oyunuzu verirsiniz?
Memnun değilseniz, karşı parti adaylarını tercih edersiniz..
Yanı iş o kadar karışık değil..
Mesele, kara ile beyazın fark edilmesidir..
İşin ehli ve liyakat sahibi adayı tercih etmeniz, ülkeye ve sizlere de artı değer kazandırır..
Yoksa, yine ah, vah ve iç çekişmeler ile  Türkiye’ye de zarar verirsiniz!..
Bundan sizlerde zarar görürsünüz!..
Asıl mesele işte burada yatıyor..
İyiyi seçebilmek ve seçmek!?
Allah yardımcınız olsun!