Sevgili okurlar,
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruşundan bu yana, tam 95 Yıl geçti..
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi,’Az zamanda büyük işler başardık’ sözü hala kulaklarımızdadır..
Cumhuriyet’in ilk yıllarını hatırlayan, çok sayıda insanımız var.
Osmanlı İmparatorluğu’nun küllerinden yeni bir şahlanış ile bir  devlet kurmak öyle kolay olmadı!..
Bunu hala bilenler içimizde..
Onların kıymetini çok iyi bilmeliyiz..
Onlar ki Cumhuriyet ile yaşıttırlar..
Hele de ‘İstiklal Madalyası’na sahip olanları tek, tek kaybettik!..
Hala yaşayanlar var mı içimizde bilemem?..
Ama onların hatıralarını yaşatan torunları, evlatları aramızdalar..
Onlar, bu destansı hatıraları edebiyete kadar yaşatacaklardır..
Maalesef, bu hatıraların kıymetini bilmeyenlerde olmuştur!..
O İstiklal Madalyalı kahramanlardan geriye,  ne bir kılıç, ne bir obje, ne bir resim ve madalyası bile kalmayanlar vardır..
Maalesef, Akyazı ilçesi, Alaağaç Köyü’nden İstiklal Madalyalı Yusuf  Çavuş’un torunlarından biri ile karşılaştım..
Ona dedeleri Yusuf Çavuş’u sordum..
Hatırladığım kadar madalyası ile birlikte tüm köy halkının bildiği kılıcını, askeri elbiselerini sormadan edemedim..
Akıp giden zaman dilimi içinde, o da madalya ile kılıcın akibetini bilemedi!
Nasıl üzüldüm bilemezsiniz, nasıl üzüldüm!..
O büyük İstiklal Mücadelesi kahramanlarından geriye, bir iki obje bile kalmaması düşündürücüdür..
Sakarya’da aktif gazetecilik yaptığım yıllarda, zamanın Alifuatpaşa Belediye Başkanı İlhan Tan’ın, Alifuatpaşa’da bir ‘Ali Fuat Paşa Müzesi’ için nasıl gayret ve çaba gösterdiğini bilirim..
Gazeteci olarak bizimde çabalarımız inkar edilemez..Alifuatpaşa’ya böyle bir müze kazandırıldı..
Peki, Ali Fuat Paşa kimdir?
Sakarya’da şöyle sokağa çıkıp sorsak, kaç kişi bu isim hakkında bilgi sahibidir ki?
İnanın, ‘İstiklal Madalyalı’ kahramanlarımızı geçtim, asıl bu destanın kahramanlarını bile unutan bir toplum olduk!
O yıllar büyük yararlılıklar göstermiş, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün yanında yer almış, isyancı, sözde hilafet yanlısı bir güruh ile Ankara’ya yürüyen Manyaslı İbrahim ve çapulcularını Alifuatpaşa’da durduran Ali Fuat Paşa’yı, (Cebesoy) size nasıl anlatsam?
Başta müze, kütüphane sorumluları, okul müdürleri, ilgili belediye başkanı ve kaymakamlar, valilik, büyükşehir, hatta Sakarya Üniversitesi, İstiklal Mücadelesi’ne katılmış Sakaryalılar için bir almanak bile hazırlayabilir.. Hazırlanmış olanları güncelleyip, bugünkü nesil ile paylaşabilirler..
Hatta, o yıllar, isyanları bastıran ve Sakarya’ya bu amaçla gelen, huzur ve güveni sağlayan, isyanları bastıran,yağma ve tecavüzleri önleyen ilk çetecilerden Çerkez Ethem, İpsiz Recep, Molla Ahmet ve diğerleri de unutulmamalıdır..
Bugün Sakarya’da huzur ve güven içinde yaşayanların, bunu İstiklal Mücadelesi kahramanlarına borçlu olduğunu unutmamalı ve unutturmamalıdırlar..
Bugün farklı kültür temsilcilerinin birlikte huzur ve güven içinde olduğu kadar, hoşgörü ortamında yaşadığı Sakarya’da, bunu, bu destanı yazanlara da borçlu olduğumuz bilinmeli, öğretilmelidir..
Sevgili arkadaşım Fehmi Duman’ın görüntülerinden Sakarya’da Cumhuriyet’in 95.Yıldönümü törenlerini izleme imkanı buldum..
Vali  İrfan Balkanlıoğlu,Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu ve Garnizon Komutanı Tuğgneral İdris Acartürk, bir araç üzerinde halkın Bayramını kutlamak için alana geldiler..Alana gelenler arasında davetliler, il yöneticileri ve vatandaş da gözüme ilişti..
O sırada Sakarya milletvekillerinden CHP Milletvekili Engin Özkoç şık giyimi ve kırmızı kravatı ile ekrana geldi..Yanındaki milletvekili siyah-beyaz kostüm üzerine gri bir kravat takmıştı..Onların hemen yanında, alana ilk gelenlerden olan hemşerim Akyazılı şampiyon Kenan Sofuoğlu ise beni şaşırttı.. Birileri bu arkadaşa, pardon milletvekiline, bu tür bayramlarda ne tür kostüm giyileceğini, neler söyleneceğini, sırıtmadan nasıl beklemesi gerektiğini öğretmeli.. O’da kırçıllı, gri renkler taşıyan kostümü ile törene katılmış ve üstelikte kravatsızdı!..
Oysa yanı başındaki gazilerin bakışlarında, milletvekili ve Sakaryalı şampiyon Kenan Sofuoğlu’nun düşündüm..Yeşil-Siyah ve 54 Numaralı, üstelik Türk Bayraklı motosikletini hatırladım.. Gelip gazilerin elini sıksa, hal hatır sorsa ne olurdu ki? Önünden geçen gazileri bile görmezden geldi!
Yakışmadı!
Cumhuriyet’e, Cumhuriyet Bayramı’na, kutlamalara başta resmi erkan ve halkın temsilcileri saygı gösterecekler ki, halktan da sevgi ve saygı görsünler..
Sevgili meslektaşım Akyazı Kenan Certel, bir Cumhuriyet Bayramı sırasında, Akyazı Konuralp İlkokulu öğretmenlerinin resmini paylaştı..Kendi köşesinde yer alan bu resim beni çok etkiledi..Dün Cumhuriyet’e inanan, güvenen Atatürk çocukları, Cumhuriyet öğretmenleri, öğrencileri, bu ülkenin kurucu değerlerine o kadar sadıktılar ki, hala o sevgi ve saygı içinde selamlaşmalarını, birbirlerine iltifatları sürdüre -geldiler..
Akyazılı bir çömezin alaylı sözlerine sanal ortamda cevap verdim..Burada tekrarlamak istemiyorum..Yaşayarak, neyin, ne olduğunu, kimin ne olmak ve yapmak istediğini, ülkenin imkan ve kabiliyetlerini nasıl kullandığına tanıklık ediyoruz..
Gelinen bu noktada dün(30 Ekim 2018) siyasi parti grup toplantılarına ve konuşmalarına da tanıklık ettim..
Bu kadar  ayrıştırıcı, bu kadar kutuplaştırıcı bir dili, siyasilerimiz, bari şu Cumhuriyet Bayramı ortamında kullanmasaydı!..
Allah’ım, bu ne kin, bu ne öfke!
Bu ne hazımsızlık, bu ne karalama?
Sen yaptın, ben yaptım!
Sen kim, o kim?
Sizler bu vatanın evlatları değimlisiniz?
Sizleri bu vatanın evlatları, halka, ülkeye hizmet için seçip oralara göndermedi mi?
Barı,’Eline, diline, beline sahip ol’ düsturu öneren atalarımızın sözünü hatırlayınız?
Siz böyle konuşursanız, halk nasıl kucaklaşacak ve milli bayramlarda birliktelik yapacak?
Türkiye Cumhuriyeti’nin 95.Yıldönümünde iki askerimiz donarak şehit olmuş, siyasi temsilcilerimiz ise büyük bir mirasyedi konumunda, birbirlerini itibarsızlaştırma yarışında!…
Böyle bir ortamda, insanımız elbette milli kahramanlarını hatırlamaz, hatırlayamaz ve buna da imkan bulamaz!..
Cumhuriyeti’ni 95.Yılı kutlu olsun!
Bu zaman dilimi içinde ülkeye, millete hizmet edenlere de minnettarız…
En büyük minneti, elbette bu ülkeyi, Cumhuriyeti bize armağan edenlere duyuyoruz..
Ne olur, böyle milli, dini bayramlarda bari, bu “itibarsızlaştırma kavgasını” bir kenara öteleyiniz..
Ülkenin geleceğinin bu birliktelikten geçtiğini unutmayınız!
Nice bayramlara, hep birlikte..Bayramınız tekrar kutlu olsun!