Hatırlasanıza; mecliste ki vekillerimiz görevlerine başlarken nasıl ant içtiler?

Devletin varlığını ve bağımsızlığını, yurdun ve halkın bölünmez bütünlüğünü, halkın kayıtsız şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ve Atatürk ilkelerine bağlı kalacağıma; halkımın refah ve mutluluğu için çalışacağıma; her yurttaşın insan haklarından ve temel hak ve özgürlüklerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya bağlılıktan ayrılmayacağıma; namusum ve şerefim üzerine ant içerim.

FETÖ okulunda okuduğu için fişlenen ve FETÖ’cü damgası vurulan gençler hayatları boyunca o damgayı alınlarında taşıyacakken; FETÖ’nün siyasi ayağının araştırılmaması ve milletin güvenerek hakkımı savun diye meclise getirdiği vekillerin yarası var ki, siyasi ayaklar toprak altına gömüldü.

FETÖ’den asıl sorumlu kişiler değil, tabakanın en alt kısmı zarar gördü, elbette bu vatan hainlerinin hepsi cezalandırılmalıydı fakat önce piramidin en üstünden başlamalıydık.

Her ne kadar gözünüze soka soka yazsak da…! Aylar boyunca dirensek de görmek ve anlamak istemiyorsunuz..

Tek manevi değerimizin İslam olduğunu düşünüyor ve en büyük hatayı burada yapıyorsunuz…

İslamı kendinize bir kaftan yapıyor, arkasına saklanıyorsunuz. İslam bir rant kavgası değildir.. İslam değerdir.

Cumhuriyette, milli bayramlar da, Atatürk de, anayasal bir ilke gibi görünen laiklik de manevi değerdir.

Alkol ve sigara kavgasına ‘ama’ diyene basıyorsunuz gazı.

Biz insanız, insan…!!!

Sizin dediğiniz dedik anladık. Fakat görüyorsunuz ki halk artık birçok şeyin farkında, yıllardır güvenip desteklediğimiz iktidar acilen silkelenmelidir.

Ak Parti Merkez Yürütme Kurulu toplantısında eski Başbakan ve beraberinde iki kişinin ihracı istendi, ne güzel ki MYK çalışıyor, bu MYK 15 Temmuz’da şehitlerimizin kanlarıyla sulanmış al bayrağı halkımız taçlandırdı.

Bugün ihraç isteyen MYK o zaman siyasi ayağın araştırılması önergesini neden reddetti?

Azınlığın daima çoğunluğu temsil ettiği bu ülkede, aslında "bozuk düzen"dir tüm zamanların kesiştiği kader çizgisi...

Çünkü bir de felsefesi var bu bozuk düzenin bu diyarda: "Alnımıza böyle yazılmış, neylersin" gibi.

Ya da "Haline bin şükret, Allah beterinden saklasın..." gibi...

Herkes kapmış etin butlu tarafından birer parça.. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın misali herkes kendi düzenini korur olmuş, toplum vicdanı ayaklar altında kaldı. Ülkenin refah seviyesi gün geçtikçe düşüyor.

O kadar sütü bozuk bir devir de yaşıyoruz ki… Yaşanan olaylar Nasrettin Hocanın fıkralarından farksız adeta..

Yaşanan bunca kaos, var olan bunca sorun hiçe sayılıyor adeta.. Varlıklarını sadece çıkar amaçlı kullanan diplomatlar, siyasiler ve kravat süsünün arkasına saklanmış insanlar… Lakin unutmayın ki; Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner…

Çünkü bu oyun biraz da satranca benziyor.

Yani tüm hamlelerin ŞAH MAT için yapıldığı bir oyun!

Tüm bu bozuk düzenlerin bir gün yeşereceği, kinden uzak duracağımız; sevgiden besleneceğimiz günlerin gelmesi ümidiyle… Sevgi en büyük güçtür.

Sevgilerimle, hoşçakalın…