İFTİRA MI, HARAM MI?
Yerel gazetelerde günlerdir yazılıp çiziliyor; okumuşsunuzdur…
Cami ve Kuran Kursu Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Recep Kıyak demiş ki:
“- Camilerde fakir ailelerin çocukları için toplanan burs paraları imamların çocuklarına veriliyor…”
Tövbe estağfurullah!
İmam okulunda dirsek çürütmüş hoca efendi, yoksul çocuklar için toplanan paraları deve yapıp kendi çocukları için harcayacak…
Olmaz böyle şey!
Bir din görevlisi bu paranın haram olduğunu bilmez mi?
***
Her ikisi de hukukumuza yerleşmiş, yasalarımıza postu sermiş, dilimize pelesenk olmuş iki sözcük…
İddia ve iftira…
İddia bir olgu, eylem ya da kişi üzerine ileri sürülen savdır…
Ya iftira nedir?
İftira iddianın akrabasıdır; ‘bir kişiye yönelik asılsız suçlama’ diye vurgulanabilir.
İftira ahlaksızlıktır…
Aynı zamanda suçtur…
Kara çalmaktır…
Yalan söylemektir…
Yalnız hukukta değil, Kuranıkerim’de de iftira suçunun yeri vardır.
Gerçek bir Müslüman iftiradan çekinir; bu suçu işleyenlerin başına şeytanlar üşüşür…
İftira günahtır…
Peki, Cami ve Kuran Kursu Dernekleri Federasyonu Başkanı Recep Kıyak’ın sözleri haklı bir iddia mıdır yoksa iftira mıdır?
***
İster haklı bir iddia olsun, isterse iftira olsun, inanç alanında olmaması gereken bu leke tüm mostrasıyla açığa çıkarılmalıdır.
Peki, kim çıkaracak?
Müftümüz sus pus?
Televizyonlarda, gazete köşelerinde, dost meclislerinde ehliyeti olmadığı halde hoca efendi rolüne soyunan, tertemiz insanlarımıza sabahtan akşama Allah, peygamber, Kuran adına öğütler veren; sözüm ona dinsel muaşeret öğreten sivri akıllılar, bu olayda estek köstekle laf salatası yapıyor?
Kutsal Müslümanlığı siyasal iktidar koltuklarına oturmak uğruna pervasızca kullanan politikacılar, kekeme olmuş, tekliyor.
Neden?
Gazetelere ilan mı verelim:
“Aranıyor!”
***
Haram ya da iftira…
Kuranıkerim’de haram ve iftira günahların en büyüğüdür.
Söz konusu olayda ya haram ya da iftira söz konusudur…
Arası yoktur...
Ve vicdan sahibi her Müslüman’ın görevi, din adamı kisvesine bürünmüş haramzadenin ve müfterinin maskesini düşürmektir.