Sevgili okurlar,
Türkiye bir yerel seçim atmosferinde bulunuyor..
Bu nedenle, özellikle aday, adayları arasından, siyasi partilerin seçimlerini yapmaları ve akabinde gelişen tepkilerde çok önemli..
Öncelikle, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Sakarya ziyaretine objektiflerimizi çevirelim..
Sakarya öteden beri sağ partilerin kalesi olarak bilinir..
Ancak, sosyal, demokrat anlayış içinde, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün yenilikçi, çağdaş, modern düşünce yapısına gönül verenlerin sayısı da az değildir..
Sakarya, her dem göç alan, değişken nüfus yapısı ile anılan ve 1954 yılında il olan bir kentimizdir..
Bu kent, bu topraklar ve bu topraklar üzerinde yaşayan insanlarımız, bir birinden değerli kıymetleri de yetiştirmesini bilmiştir..
Spordan, ekonomiye, siyasetten, sanata, bilimden, teknolojiye ve sosyal kültürel alanlarda yetiştirdiğimiz çok kıymetli değerlerimiz söz konusudur..
Sakarya’nın övünç kaynağı olan bu idolleri, örnek alınacak kesimi, ne yazık ki, son yıllarda giderek azalmaktadır..
Şöyle siyaset içinde iz bırakan, “son 20 yıla damgasını vuran birkaç isim açıklayınız “desek, insanımızın bu soruya cevap bile bulamaz bir durumda olduğunu görürüz..
Şu iletişim çağında bile, şöyle elimize mikrofonu alıp, Atatürk Bulvarı’na çıksak, Sakarya’da yayımlanan yerel gazetelerin adını bile insanımıza sorsak, bu gazetelerin adlarını bile çoğu insanımız sayamaz ..
Ne acı bir durum..
Müthiş bir kültür erozyonu ile karşı karşıyayız!..
Üniversitesi, okulları, sivil- resmi-yerel, kurumları ile Sakarya’da siyaset yapmanın zorluğunu anlatmaya gerek yoktur..
Maşallah her köyde, mahallede, ilçede herkes siyasi aktördür zaten!..
“Lep demeden leblebiyi” anlar konumda insanımız!..
Bunu sıkça ziyaret ettiğim Sakarya günlerinde, çokça yaşamışımdır..Bir çay içiminde, kahvehanelerde yaptığımız sohbetlerde konu, “siyasete” geldiğinde, fanatizmi görmelisiniz!
Herkes tarafı olduğu siyasi partiye, lidere toz kondurmuyor..
Bir kere taraf olmuşuz!..
Bir kere “fanatizmin” esiri konumundayız!..
Olmazsa, olmazlarımız var..
“Nuh deriz ama, peygamber” deme noktasına bir türlü gelemeyiz..
Gel çık, işin içinden?..
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Sakarya gezisinden söz edecektik..
Evet, Sakarya’nın 16 yılı aşkın bir zamandır, destek verdiği, iktidar yaptığı AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, altına imza attığı “Sakarya Tank Palet Fabrikası”  satışı konusunda bile, suçu CHP’ye mal etti!
-Sakarya Tank Palet Fabrikası özelleştirilmiyormuş?
Allah, Allah, bu ortadaki kararname ne?
Bu işçiler, bu siyasetçiler, bu sivil örgüt temsilcileri, bu imza toplayan vatandaşlar, neyin nesi?
Yalan yahu!?
Ülkede bir günde il, ilçe tabelalarının değiştirildiği şu günlerde, en güzeli inkar etmek, ”yalan” deyip, “CHP”yi suçlamaktır..
Ne kolaycılık yahu!?
Her taşın altından, bu CHP çıkıyor?
Ne iştir değil mi?
AK Parti, yüzde 70’leri aşan bir şekilde oy aldığı Sakarya’da, Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olarak Ekrem Yüce adını paylaştıktan  sonra, ilçe adaylarını da açıkladı..
Ama bu defa lidere ve parti kararına karşı çatlak sesler çıkmaya başladı..
Başta “Cumhur İttifakı” içinde yer alan MHP için açıklanan adaylar, büyük hayal kırıklığı yarattı..
Kısacası, MHP Sakarya’da “yok” sayıldı!
Ama asıl tepki, yine AK Parti içinden gelmeye başladı..
Hakkını yemeyelim, MHP eski milletvekili Zihni Açba,”MHP’den başka partiye oy vermem” diyerek bayrağı açtı..
Öte yandan Karasu’da  MHP’den seçilerek, iktidar partisi saflarına katılan ve iki dönemdir Karasu’da başarılı hizmetler veren Mehmet İspiroğlu’nun adı son anda çizildi..
Bazı ilçelerde ise, hayal kırıklıkları yaşanmadı değil..
Ancak, AK Parti kararı, sadece Başkan Mehmet İspiroğlu’nu değil, partililerini ve sevenlerini de mutlu etmedi..Kendisine destek amaçlı birliktelik sergilendi..
Karasu’da, bir başkaldırı ateşlendi!
Başkan İspiroğlu, bu gelişmeler paralelinde yeniden aday olabileceği konusunda açıklamalar yaptı.. Diğer aday adayları gibi boyun eğip, el-pençe divan durup bağlılığını ifade etmedi..
“Karasu Belediye Başkanı’nı Karasulular seçer” dedi..
İşte asıl mesele bu!
Yerel yöneticileri Ankara değil, bir partinin genel merkezi değil, o ilin halkı seçmeli..
Bir partinin kendi adayını belirlemesi, seçmesi doğaldır..
Ama yerel sese de kulak vermek gerekmez mi?
***
Sevgili okurlar,
Türkiye, ABD Başkanı Donald Trump’un tehdit açıklamaları ile milli birlik ve beraberlikten uzak bir görüntü sergiledi..
Maalesef “milli birlik” ve “beraberliğimizde”, bu hengamede güme gitti!..
Eskiden “dış politika” ve dış söylemler karşısında, bir “milli duruş” ve “milli bir birlikteliğimiz” vardı..
Allah rahmet eylesin, bu anlayış AK Parti siyasetleri ile kapı deliğine süpürüldü!..
Varsa, yoksa Recep Tayyip Erdoğan!
“Devlet benim, hukuk benim, ekonomi benim, siyaset benim..Benim de,benim..” derseniz, ülkenin kurum ve kuruluşları bir, bir işlevini kaybederse, olacağı bu!
Sam Amca, resmen Türkiye’yi, Türk Milleti’ni tehdit ediyor..
Sınıra 80 Bin asker yığmışız..
“Aman Sam Amca, bu güvenlik bölgesi kararı bizim kararımızdı..Gel bu bölgeyi birlikte oluşturalım” diyerek havlu atıyoruz!
Hani “dağ fare doğurdu” derler ya, aynen öyle bir şey!
Kanla, irfanla kurduğumuz devletimizin getirildiği nokta burasıdır!..
Asıl üzülecek durum burasıdır..
ABD açıklamasına üzülmek bir şey ifade etmez!
Eğer halkımız, bildiklerini araştırıp,yenilemez, güncellemez ise, başımıza daha büyük belaların geleceği kaçınılmazdır..
Türkiye, bir başka mecraya doğru savruluyor..
Buna “dur” demek için, önümüzdeki sandığı iyi değerlendirmemiz, siyasete iyi bir cevap vermemiz gerekiyor..
Yani AK Parti belediye seçimleri ile geldiği iktidardan,yine belediye seçimleri ile gönderilebilinir..
Bunun için o irade, o ışık var mıdır?
Türk Milleti, o iradeyi, her zor dönemde harekete geçirmesini bilmiştir..
31 Mart 2019 Yerel Seçimlerinde neden harekete geçirmesin ki?
Yeter ki, gerçeklerde birliktelik yapalım..