Sevgili okurlar,
Sakarya ili ilgili olarak, anlatılacak elbette çok şey var..
Dünden, bugüne değişen teknolojik gelişmelere paralel olarak, kültür değişimini de hesaba katarsak, “bugüne dair” söyleyecek çok şeyimiz olduğu görülür..
Bizim Sakarya Gazetesi’nde, AK Parti Sakarya milletvekili ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Aliihsan Yavuz’u konuk ettiğimizde tekrar gündeme taşınan,’ Sakarya, tarım kenti mi, kültür kenti mi, turizm kenti mi, sanayi kenti mi olmalı’ yönündeki yaklaşımlara, Sakarya’nın bu işlere kafa yoran evladı Sadi Tanış ,’ Artık bir plan ve program dahilinde, ne yapılacaksa yapalım ve o doğrultuda kenti geleceğe taşıyalım’diyor..
Haksız da değil?
Bir plan ve program gerekli..
Bu kenti geleceğe taşıyacak vizyon sahibi yöneticiler gerekli..
Bu bağlamda, Sakarya’nın yetişmiş, aydını, siyasetçisi, yöneticisi, sivil örgüt temsilcileri, çiftçisi ve sade vatandaşı bilmeli ki, Sakarya’nın öncelikleri var..
Sakarya, potansiyeli itibarı ile bir tarım kenti olduğu kadar, bir sanayi, bir turizm ve bir eğitim kenti..
Aksini söyleyen var mı?
Yok!
Peki ne bekleniyor?
Yine gökten birileri mi bekleniyor?
Neden Sakarya’nın verimli toprakları ile ürünleri, turizm değeri taşıyan denizi, kumu, güneşi, dağları, yaylaları, dereleri gölleri, gelişen sanayisi ve organize sanayi merkezleri, üniversitesi ve eğitim kurumlarını bu manada istikamet verilemez..
Bunun için ne bekleniyor ki?
Bu kentte yaşayan sorumlular, her geçen gün azalan, kaybedilen tarım arazilerinin farkında değiller mi?
Çarpık yapılaşma ve sanayileşme bu kentin doğal zenginliklerininyanı sıra, o verimli toprağımızın canına okumuyor mu?
Halkla bir türlü buluşturamadığımız eğitim kurumlarını, sadece bir akademik merkez olarak görmeye ne kadar devam edeceğiz, sabır göstereceğiz?
Bu kentin de gezilecek, görülecek, yaşanmaya değer köşelerinin olduğunu ne zaman ilan edeceğiz, haykıracağız, turizm pastasından İl’in payına düşeni alacağız?
İlla bu işi kentin valisi mi yapmalı?
Ya da, bütün yükleri omuzlarına yüklediğimiz Büyükşehir Belediye Başkanı mı harekete geçmeli?
Bakınız, Hendek İlçesi’nde ilk defa açılan “ Sakarya Tarım Hayvancılık Makinaları Teknolojileri ve Yem Fuarı” açılışına katıldım..
Valimiz İrfan Balkanhlıoğlu, Büyükşehir Belediye Başkanımız Zeki Toçoğlu, Sakarya Ticaret Borsa Başkanı Adem Sarı ve diğer konuşmacılar, Sakarya’nın potansiyelini ortaya koyan konuşmalar yaptılar..
Büyük ilgi ve dikkatle, tüm bu açıklamaları dinledim..
Evet, sonuçta herkes bir şey söylüyor, “ama aynı şeyi söylüyor” noktasından hareketle, Sakarya ilgi, alaka, planma ve geleceğe dönük planlar ve programlar bekliyor..
Kim yapacaksa,elini çabuk tutmalı..
Bakınız, bu verimli toprakların bir bölümünü, her yıl artan hızla kaybediyoruz!..
Tarımda, teknolojik gelişmeleri takip etsek bile, parçalanmış, denetimsiz yapılaşmanın ve sanayileşmenin gölgesinde nasıl modern tarım yapacaksınız ki?
Hendek İlçesi’nde Sakarya Ticaret Borsası Başkanı Adem Sarı ve arkadaşlarının üstün çabaları ile gerçekleştirilen fuardada ortaya konduğu gibi kentin geleceğine bir el uzatmak gerekiyor..
Tarım alanlarını kaybeden, turizm alanlarını yağmalamadan, kirletmeden, verimsiz eğitimi koca koca binaları hapsetmeden plan ve program şart..
Önümüzdeki “ yerel seçimler” önemli bir fırsattır..
Bu kenti seven, bu kente sahip çıkacak, iş bilen, yol bilen, aklı ve bilimi siyasette kullanabilecek, geleceğe dönük programlar yapabilecekleri, yani bu kentin evlatlarını bulup göreve getirmemiz gerekiyor..
Bu manada Akyazı’da okul çağını, Hendek İlçesi’nde ticari deneyimini kazanmış, bugün Sakarya Ticaret Borsası Başkanı olan Adem Sarı gibi elini taşın altına koyacakları, her alanda işbaşına getirmemizin önemi değil, mecburiyeti var..
Yoksa, gelip suyu içip, nutuklar çekenleri çok gördük!..
Dün böyleydi, inanın bugünde farklı değil..
İç suyu, çek nutuğu, oh ne ala memleket!
Bunun için toplantılar, paneller, konferanslar ve çalıştaylar mı gerekiyor, yapılmalı!
Sakaryalı Geyve’de, Pamukova’da ayvasına, merkezde kabağına, mısırına, Karasu ve Hendek ile Akyazı’da fındığına, çiftine, çubuğuna sahip çıkıyor..
Siyasetin, devletin de görevi, bu elini taşın altına koyanların, yanında yer almak olmamılıdır..
Yoksa, iş işten geçtikten sonra ‘eyvah’demenin ne anlamı var ki?
Unutmayınız ki, Sakarya çok önemli ürünlerini gittikçe kaybeden bir kent olarak anılmaya başlandı..
Hani Pamukova’nın o kokulu kavunu, hani o kan kırımzı karpuzumuz, hani sarıkız patatesimiz, hani elma, şeftali bahçelerimiz!?
Hani Türkiye genelindeki, ünlü marka sucuklarımız, kavurmalarımız?
Sakarya’yı geleceğe taşıyacaksak, bunu hep birlikte gerçekleştirmeliyiz..
Siyasetçisi, akademisyeni, sivil örgüt temsilcisi, yöneticisi, çiftçisi, insanı ile bütünleşerek, bunu başarabiliriz..
Her şeyi Ankara’dan bekelemekte, ne oluyor ki?
Gelin, “Sakarya’yı geleceğe taşımak” konusunda hepimiz elimizi taşın altına koyalım ve yarınlarımıza, daha güzel bir kent bırakılım?
Bunu pekala vakit varken, yapabiliriz!
Sağlıklı güzellikler dilerim..