Sağlıklı, Mutlu, Huzur içinde yaşamak hayalimizdir.

Evimiz olsun,

Arabamız Olsun,

Yaz tatili yapabilelim.

Çocuklarımız iyi okullarda okusun,

Devletin şevkati ve adaleti her vatandaşa eşit olsun.

Sırala sıralabildiğin kadar.

Ama hayallerimizde hep iyi şeyler var.

Biresysel hayal kurmak işin temeli.

Ancak toplumsal hayaller kurmak daha güzel, daha keyifli.

Örneğin Dünya ve Avrupa Kupasını kaldıran bir Ulusal Futbol Takımımızın olması,

Ne güzel bir hayal değilmi ?

Enflasyonu sıfıra yakın bir ekonomi,

İşsizliğin son bulduğu bir yatırım denizi,

Dağından taşından petrol, altın gibi değerli madenler fışkıran bir ülke.

Askeri bakımdan dosta güven, düşmana korku veren bir ordu,

Çalışan üreten hakkını almak için mücedele eden emek,

Hakça bölüşülen bir pasta.

İşleyen bir demokrasi,

Güçlü, sözü geçen sivil toplum örgütleri,

Birbirini seven, saygı duyan insanlar.

Dönüyoruz dolaşıyoruz bunlar iyi ama,

At yarışı,

Milli Piyango,

Sayısal Loto,

Süper Loto,

Derken çalışmadan, terlemeden kazanma arzuları,

Aslında yaşamımız bu,

Gerçeğimiz bu,

Ne yapalım onlarda bizim hayallerimiz.

ÜNİVERSİTE SINAVLARI

Ramazan ayını bitirdik.

Bayramı yaşadık.

Döndük yine işlerimize.

Hafta sonu okullar kapanacak.

Milyonlarca öğrenci tatile,

İki milyon kadarı da tatile çıkmadan sınava…!

Gençlerimizin, ailelerinin, ülkemizin geleceğini etkileyecek Üniversite Sınavı bu hafta sonu.

Girecek öğrencilerimize şimdiden başarılar diliyorum.

Üniversite sayımız oldukça arttı.

Eğitim kalitesi yerlerde sürünüyor.

Üniversiteye girmek bir dert,

Üniversiteyi bitirmek bin dert.

İşsizlik rakamları içinde gençler ve üniversite mezunları ilk sıralarda.

Ülke ekonomisinin kalkınması için büyük bir şans genç ve eğitimli nüfus.

Biz bu şansı hiçte iyi değerlendiremiyoruz.

Herşey paralı,

Bir o kadar da pahalı.

Üniversite okumak isteyen gençlerimiz ne yapacağını bilemez durumda.

Özel Üniversite mi ? Devlet Üniversitesi mi ?

Yurt işi nasıl olacak ?

Burs alabilecek miyim ?

Kafada onlarca soru,

Bu soru ve sorunlarla hafta sonu sınava.

Allah kolaylık versin ne diyelim.

HEM GÜLELİM HEMDE DÜŞÜNELİM

Nasrettin Hoca bir gün karısına ;

Hatun şu bizim komşu, çarıkçı, Mehmet Ağa’nın adı neydi ?

Kendin söyledin ya, efendi demiş karısı,

Mehmet Ağa.

Canım, dilim sürçtü işte…

Ne iş yapar diyecektim. demiş Hoca.

A efendi demiş karısı,

Kendin çarıkçı demedin mi ?

Anlasana işte demiş Hoca,

Nerede oturuyor demek istedim.

Efendi, bugün sana ne oluyor ? demiş karısı

Komşu dedin ya…

Hoca birden sinirlenmiş.

Aman be karı…

Seninle de bir türlü konuşulmaz ki…!