Vurmadan, kırmadan, sövüp saymadan hak aranan bir ülke olmak kadar doğru bir çağdaşlık yok…

         Ama, Yasama-Yürütme-Yargı denilen Kuvvetler Ayrılığı Prensibi bir ülkede hülle-hille ile yozlaştırılırsa, O ülkeyi hangi badirelere sürüklediğini direksiyonda olan bile anlayamaz…

          Bizim ülkemizin hali ne peki?.. Devleti yıllardır Muhafazakar-Milliyetçi Siyaset yönetiyor…Pekiii:

           PARA;..” Türkiye’de Kuvvetler Ayrılığı var!”denildiği halde,nasıl oluyor da, Ülkemize geliyor, nerede, neyi isterse satın alıp, ülke halkının cüret edemediği kadar pervasız olabiliyor?..

          Muhteşem Akdeniz sahillerimiz ve hatta Sakarya’da kimi beldeler, şu anda küstahlaşmaya kadar uzanan Yabancı Pervasızlığı örnekleri ile dolu… Sapanca tepeleri ayrı bir alem; PARA bizi yerlere yatırıyor…Hayatta en korktuğum tablo…

           Fransız Halkı, muhafazakarlığı ve “ Kendine hayran milliyetçiliği ile sıra dışı bir ülke!” olarak bilinir; haklılar da…

          ” Galiba haklılar!” dedim diye, hiç kimse boşuna hoplamasın…Fransa’da yaşanan son örneği yazayım; herkes şöyle bir, “ Her şey PARA demek değildir!” lafını düşünsün bakalım!..

           Petrol Zengini Suudi Arabistan’ın Kralı Salman bin Abdülaziz el-Suud ve 1000 kişilik misafiri, Fransız rivyerasında tatili için bir halk plajını kapatmış…

         “ PARA!” bu; Fransa’da bile demek ki, parayı bastın mı bir çok kapı açılır… Suudi Kral da, 3 hafta kalmak üzere O kapıları açtırmış…Amaaa !..

           Hani, bizim ülkede bir tek futbol maçlarında, “ Burası Türkiye!” sloganları geçer akçe bağırmalardır ya!..

            Hayatımızın artık her sayfasında, bu ülkede PARA ile at oynatan, dağı taşı satın alanlar, bizi parmağında oynatanlar O sloganla neredeyse dalga geçerler…

            Dünyanın, muhafazakarlığı ve milliyetçiliği ile neredeyse dalga geçtiği, Fransız Halkı ise hiç boş laf, boş gürültü, AJİTASYON SİYASET yapmıyormuş!!!

           SUUDİ Kral ve beraberindeki ekip, kiraladıkları villayı ve önünde halka  kapattıkları Halk Plajı’nı, 3 hafta değil, 8 gün sonra terkedip FAS’a gitmiş!

          Çünkü; 150 000’den fazla Fransız vatandaşı, Cumhurbaşkanı Hollande’a ve üst düzey diğer SİYASİLERE, mektupla;

              “ Plajların kamuya ait olduğunu ve bölgedeki turistlerin, yabancıların ve halkın kullanımına açık kalması gerektiğini vurgulamış.”    

           Milliyet’te okuduğum bu habere göre, Suudi yetkililer de, Kral’ın tepkiler üzerine değil, program değişikli ile Fransa’dan ayrıldığını açıklamış; eh, öyledir!..

            Bas parayı, bak bakalım GAZZE’yi sana satan çıkar mı?

 

                              “ 3 ÇOCUK İSTEYEN 23’ÜNDE BAŞLASIN !”

           Araştırmanın yalancısıyım, “ 3 ya da daha fazla çocuk isteyen bir kadın, ilk doğumunu 23 yaşında yaparsa, istediği çocuk sayısına ulaşabilme şansı % 90 olurmuş : -)

            İki çocuk isteyen kadınlarınsa ilk doğum için 27 yaşını geçirmemeleri önerilirmişşşş…”

           Aman GENÇLER, sakın ha!..

            Bu araştırma sonucu ve haber Hollanda’dan : -) Hollanda Halkı çok zengin, nüfus da çok çok az… Genç nüfus ve çocuk yapma oranı da çok düşük…

          Hollanda halkı, servet gibi en düşük aylık- yıllık gelirlerle, refah içinde yüzen bir halk…

           Türkiye gibi, Hollanda’da eşsiz tarım arazileri filan yok…Ama, deniz seviyesinin bile altında olan ülkede tarım topraklarını servete dönüştüren, eğitimli, çalışkan, bilgili ve üretken muhteşem bir milliyet oluşmuş…

         Hollanda da, sadece çiçek tohumu ve teknoloji lisansı satarak, dünyanın en iyi Kişi Başına Düşen Gayrı Safi Milli Hasılalarından birisi üretilir…Elektrik, Elektronik, Philips bile yeter…

            Hollanda, üstelik yol geçen ülkesi de değil…Demokratik Hukuk Devleti…

           Siyaset, Türkiye’de de gençlere bu “ ÇOK ÇOCUK “ tavsiyesini yapar. Ama, nasıl, neyle? Evlenmek, O yaşlarda ONCA çocuk yapmak için, bi dur, bi düşün!

           Üniversite bitirene kadar, kaç sınava girdin? Hiç hüllesiz-hillesiz, soru çalmasız, hazır cevap anahtarı vermesiz bir sınava rastladın mı?

           Üniversite bitirdin, öğretmen diploması da aldın; Öğretmen olabildin mi?  Devletin öğretmeni olmak için sınavlara girdin : -) Sıralamada başarısı senden sonra gelenler öğretmen yapıldı mı?

           Sanki, “ 3 ve daha fazla çocuk yapın!” lafı onlara ? Ya da, PARAYI BULMUŞLARA mı? 

          Gidin AVM’lere, çarşılara, dükkanlara, sanayilere; çalışarak hayatını kazanan 18-25 yaş arası kadın-erkek gençlere kaç para aylık aldıklarını sorun…

            Çoğu evlenmemiş, ana baba evinde, kira ve yemek derdi olmayan gençlerdir. Aldıkları aylık 1500 TL ise, öpüp başlarına koyarlar…Geçin onları;

           Üniversite mezunu 22-28 yaş arası çalışma hayatına başlamış gençlere sorun…Çoğu 2000 TL aylıklı ve sigortalı işe takla atarlar… 

           “ Nüfus planlama!.. Nitelikli Eğitim!..Toprak-Su-Hava ve Tohum!..Çevreci Çağdaş Teknoloji…Adaletli Gelir Dağılımı!” gibi, nice söz tu kaka edildi; arkasında siyasi neler olduğu bilinmeyen “ Çok çocuk!” LAF’ına yatırıldık…

            Tabii, kime, kimin çocuklarına söyleniyor O tavsiye, o da bilinmez!..