Ekonomide, yeniden Amerikanın keşfine soyunan arkadaşlara duyurumdur. Ekonomik modelin yanlışlığı değil sorunumuz, yönetim modelinde yaşadığımız sıkıntılar bizim sorunumuz. Öncelikle bunu iyi anlamakta fayda görüyorum. Strateji oluşturmadan günlük planlar ile yaptığımız her hamlenin bize geri dönüşü, yeni yaptırımlar olarak karşımıza çıkıyor. Geçen hafta, Uluslararası derecelendirme kuruluşu Moody’s: Eğer Türk yetkililer dış finansman ihtiyacını hafifletecek, enflasyonist baskıyı azaltacak etkin bir politika çerçevesi izlemezler ise Türkiye’nin kredi notu düşürülür. Açıklaması ile bir yoklama yaptı. Bu açıklamanın hemen ardından Moody’s “Jeopolitik gerilimlerin yenilenmesi ve yanlış politika adımlarının, geçen yıl yaşanan kur krizinin tekrarlanmasına yol açmaları potansiyeli var” açıklaması ile yarı ikaz, yarı tehtit etti.

   S400’ler Abd’nin, Ortadoğudaki planlarını alt üst edecek. Bunun gerçekleşmemesi için çeşitli hamleler deniyor. Bir tarafdan Türkiye için demir çelikde uyguladığı vergiyi %50 den %25 düşürüyor. Bir tarafdan Türkiye ve Hindistan gibi devletleri gelişmekte olan ülkeler programından çıkmarmak için hazırlık yapıyor. Türkiye için bu takvim Ağustos ayı içersinde netlik kazanacak. Temmuz’da S400’ler gelirse yada gelmezse diye hazırlanmış bir proje.

 Cuma günkü yazımda da belirttiğim gibi, Abd’nin sıkıntıları bizimkinden daha büyük. Asıl problem bizim sıkıntılarımız, bizim güçümüzden daha fazla bir hal almaya devam ediyor. Ekonomide düştüğümüz bu zor durumu ve hükümetin yenilenmesi için mücadele verip, YSK’nin hala gerekçeli kararını açıklayamadığı İstanbul seçimlerinide kullanarak, uluslararası bazı planların harekete geçirdiğini belirten Yurter Özcan; Terör örgütü pkk lideri abdullah öcalan’a tecritin kaldırılmasının da bunun bir parçası olduğunu ileri sürdü. Bu pazarlığın içinde S400’ler var, güvenli bölge var, Kürt açılımı var, öcalan’ın durumu var. Bu belli ki uluslararası pazarlığa dönüştürülmeye çalışılıyor. Bunun olup, olmayacağını yaşayıp göreceğiz. Ekonimide bu kadar sıkışmış olmasaydık emin olun kimse üstümüze bu şekilde gelemezdi.

Biz yine dönelim bu hafta neler yaşayacağımıza, piyasalar her geçen gün zayıflıyor. Burada yabancı yatırımcının ülkeyi terk etmek için acele etmesinin etkisi büyük tabiki.

BİST100: Geçen hafta’yı söylediğim marjlar arasında kapattık. Bu hafta aşağıda 85.000 çok ama çok aşırı önemli. Hem geçen seneki kur artışındaki düştüğümüz en düşük seviye olması, hem 2003 den süre gelen yükseliş trendi’nin desteği olması acısından önemli. Yeniden hatırlatmakda fayda görüyorum, 85bin altı uçurum olarak karşımıza çıkar. Temkinli olmakda fayda var . Yukarı pozisyonda 90.000 önemli, piyasa tabiri ile gölge düşüş bitmiş olacaktır. 90bin üstü kapanışlar biraz olsun umut ışığı olacaktır. Ara dirençimiz 87.500, endeks geçen hafta üstüne çıkmayı test etmiş olsa bile, orada kalmayı başaramadı. Saatlik grafikte yatay seyirle düşüşü durdurmak ister gibi bir pozisyonda haftaya gireceğiz. Hisse senedi piyasalarının iştahını kabartmak ve yükseliş için güzel haberler ve hikayelere ihtiyacımız var.

DOLar: Geçen haftayı söylediğim gibi 6.00 – 6.07 aralığında yatay seyir halinde geçirdik. Ekstra önlemler maalesef hala gelmedi. 6.25’i gören $ daki gevşeme teknik düzeltmeye dönüşüyor. Bu hafta bir çok siyasi ve ekonomik gelişmeleri takip edeceğiz. Yukarıda anlattığım sıkıştırmalar tetik için sebep olabilir.5.95 altı kapanışlar görülmediği taktirde yön hep yukarı olacaktır. Belirsizlikler gerginliği her zaman artırır.

ONS ALTIN: Merkez bankası, Döviz ve Altın rezervleri için aldığı önlemler sebebi ile Ons Altında bu hafta sert düşüş yaşanmış olsa bile, 1.275$ desteğinde durdu. Global piyasaların ve küresel gelişmelerin ışığında yön yine yukarı görünüyor. Bir iki hafta içinde 1.300$ direncini kıracaktır. Altın her zaman Altındır.

Hepimize bol bereketli hafta diliyorum.