CHP Sakarya Milletvekili Engin Özkoç, İl Başkanı Ayça Taşkent, Hendek ilçe Başkanı Reyhan Azak, örgüt ve gençlik kollarından yöneticilerin yer aldığı basın toplantısında, CHP’liler, kendi ellerini bağlayıp, ağızlarını bantlayarak saldırıya, Hayırcılara yönelik baskı ve şiddete tepki gösterdi.
Özkoç, CHPHendek İlçe Başkanlığı’ndaki  toplantıda yaptığı konuşmada, 16 Nisan’da gerçekleştirilecek referandumu halkın talep etmediğini, oya sunulan 18 maddede halkın sorunlarını çözecek tek bir maddenin bulunmadığını belirtti. Özkoç, özetle şunları söyledi:
“Bu referandum milletin derdinin çözümüyle değil, sadece milletin yetkilerinin tek bir kişiye verilip verilmemesiyle ilgili.
Yapılacak oylamanın siyasi partilerle hiç alakası yok. AK Parti’yle de hiç alakası yok. AK Parti’nin kurucu lideri bugün Cumhurbaşkanı, Başbakan AK Parti’li, hükümeti 15 yıldan beri tek başına AK Parti iktidarı yönetiyor, her türlü gücü, olanağı kullanma imkanına sahipler.
Ortadoğu’nun, Avrupa’nın, ABD’nin, Rusya’nın karışık olduğu bir zamanda, dünyaya karşı birlik beraberlik içinde olmamız gereken bir zamanda, bizi ayrıştıracak, birbirimize düşürecek, yüzde 50’si farklı yüzde 50 si farklı kampa bölünmüş bir Türkiye yaratmanın çabası içindedir, bu referandum.”
“ARTIK YETER”
CHP olarak, süreçte yaşanan her türlü zorlamaya, zorbalığa karşı ülkesini, milletini seven her kesimden vatandaşla beraber, gönül birliği içinde Hayır çalışması yürüttüklerini anlatan Özkoç, uğradıkları taciz ve saldırılara karşı “Artık yeter” dedi.
Özkoç, özetle şöyle devam etti:
“Kadınlarımız sokakta çalışırken taciz ediliyor. Küfrediyorlar, taş, sopa fırlatıyorlar. ‘Artık yetti’ diyoruz. Milletvekillerimize, çalışırken satırla, bıçakla saldırıp, ‘Tüm CHP’liler ölmeli’ diyorlar. Hayır diyen herkes, en yetkili ağızlardan vatan haini ilan ediliyor. ‘Bunlar PKK ile IŞİD ile birlikte düşünenlerdir’ deniliyor bizim için. Biz de artık yeter diyoruz.
Gençlerimiz, geçtiğimiz günlerde kurdukları stantta kendilerini ifade edebilmek için vatandaşlarımızla buluşurken, 20-30 kişinin saldırısına uğradı. Darp edildiler, standları dağıtıldı. Artık yeter.
Devletin tüm bütçesi, olanakları, imkanları Evet için kullanılırken, bir tek kişi bütün haklara sahip olsun diye harcanırken, köprülerde, binalarda sadece Evet’in pankartları asılıyken, birkaç yerde partimizin il, ilçe binalarında asılı olan Hayır pankartlarına bile tahammül edilemiyor,  pankartlarımız parçalanıyor. Herkese eşit mesafede durması gereken TRT’de bile yer alamıyoruz.
Ellerimizi ayaklarımızı bağlıyorlar, ağzımızı bantlayıp susturmak istiyorlar.
“MİLLETİMİZE BUNU YAPMAYIN”
Cumhurbaşkanı dün ‘Nasıl demokrasi yok, dua edin sizi Yavuz Sultan Selim köprüsünden geçiriyoruz, demokrasi olmasa oradan geçebilir miydiniz’ diye millete sesleniyor. Bizim vergilerimizle, alın terimizden vergilerle yapılan yollardan, köprülerden bizi geçirmemeyi dahi akıllarından geçirebiliyorlar.
Biz artık sokaklarda taciz edilmek istemiyoruz, kadınlarımıza saldırsınlar istemiyoruz, gençlerimiz dövülsün istemiyoruz, milletvekillerimize satırla saldırılsın istemiyoruz. İş, öyle bir noktaya geldi ki; “hayır” diyenler eğer televizyon dizisinde oynuyorlarsa senaryoda öldürülüp diziden çıkarılıyor, devlet memuruysa işten atılıyor, gazeteciyse, televizyoncuysa iş akdi feshediliyor. Artık bizi dövmek ve öldürmek noktasına geldiler.
Bunu yapmayın, milletimize bunu yapmayın.
“O ÜLKELERİN EKMEĞİNE YAĞ SÜRMEYELİM”
Biz milletimiz için, çocuklarımızın geleceği için, yaşlılarımızın güvencesi için Hayır diyoruz.
Biz milletimizin iradesini, milletvekillerinin yetkisini, Genelkurmay Başkanının yetkisini, Başbakanın yetkisini, hakim ve savcılarımızın yetkisini bir tek kişinin kullanmasının doğru olmadığına inanıyoruz.
Bakın; bir kişinin yönettiği Irak yok olup gitti, ABD ve Rusya orada silah satıp Müslümanı Müslümana katlettiriyor. Bir tek kişinin yönettiği Suriye’de, ABD ve Rusya cirit atıyor.
Saddam’ı nasıl devirdiysek, Kaddafi’yi nasıl indirdiysek, Esad’ı nasıl parçaladıysak burada da Türkiye’yi parçalarız diyen ülkelerin ekmeğine yağ sürmeyelim.
Yetti artık, ellerimizi uzatıyoruz, ellerimizi bağlamak istiyorsanız bağlayın, ağzımızı bantlamak istiyorsanız bantlayın. Ama millete bu kötülüğü, zulmü yapmayın.
Bizi dövebilirsiniz, hakaret edebilirsiniz, engelleyebilirsiniz ama ülkemizin geleceğini engellemeyin. Ülkemizin kaderini değiştirmeyin, birliğimizi ve beraberliğimizi bozmayın, bizi ayrıştırmayın.”

Editör: TE Bilişim