Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası Ali Coşkun Konferans salonunda Marmara depreminin 15’inci yılı dolayısıyla Jeoloji Mühendisleri İstanbul Şubesi ve Sakarya İl Temsilciliği tarafından düzenlenen‘Deprem Güvenli Kentleşme Paneli’ne Vali Yardımcısı Akın yılmaz, Adapazarı Belediye Başkan Yardımcısı Erol Aydın, İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Jeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naci Görür, Sakarya Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç.Dr İsmail Hakkı Demir, İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe, Jeoloji Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Alan ve Arama Kurtarma Derneği (AKUT) Başkanı Ali Nasuh Mahruki Katıldı.

750 ORTA HASARLI BİNA
Depremin unutulduğunu ve Kentsel Dönüşümün amacına ulaşmadığını anlatan Jeoloji Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Alan, “Sakarya’da binlerce deprem yönetmeliğine uymayan ve güçlendirmeyi bekleyen 750 orta hasarlı konut var. Bu binalar şehir için büyük risk oluşturmaktadır. Bunlar beton tabuttan başka bir şey değildir. Marmara depremi sonrası 54 bin kamu binasının sadece 1,4’ü güçlendirilmiştir.2008 yılına kadar 9.2 milyar TL deprem riskini azaltıcı çalışmalarda kullanıldığı ifade edilmektedir. Yüksek Hızlı Tren projesi bilimsellikten uzak siyasi rant için bir an önce açılmış, ödeneğin yüzde 40’ından fazla ek maliyetler için kullanılarak kamu zarara uğratılmıştır”

SALONA BAKILIRSA
Panele katılımın az olması nedeniyle sitem ederek konuşmasına başlayan İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Jeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naci Görür, “Salona bakılırsa deprem çoktan unutulmuş. Biz bilim insanları olarak doğru bildiklerimizi söylemeye devam edeceğiz. Bir kenti depreme hazırlamak, yapı stokunun deprem güvenli bir hale dönüştürülmesiyle olmaz. Kentin insan, altyapı çevre ve yönetim anlayışının da afetle baş edebilir hale getirilmesi gerekir. Bu da ancak kentte yaşayan herkesin yönetimle bütünleşip bir seferberlik havasıyla iş ve güç birliği ile yapmasıyla olur”

MARMARA TEHLİKELİ
Görür, “Anadolu boşalırken çılgın projeleri Marmara’ya yapıyoruz. Toplanan yer deprem açısından en tehlikeli yer. Daha 20 bin insanımızın kemikleri bile çürümemişken kanal projeleriyle, hızlı tren duran tren gibi projelerle insanları buralara toplamanın bir anlamı yok. Şehirlerin planları yok, politik yaptırımlar yok. Kenti yönetenler risk analizleri yapıp bunları tozlu raflarda tutmak yerine hayata geçirmeliler. Deprem odaklı kentsel dönüşüm yapılmalı. Eğer işi müteahhitliğe dökerseniz insanlar çıkıp bunun adına rantsal dönüşüm derler. Kenti depreme hazırlamak bütün bir iştir, hiçbir şaibe karıştırılmadan yapılmalıdır” dedi.


YAPI STOKLARI
İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe, “Depremin üzerinden 15 yıl geçti halen depreme hazır mıyız diye tartışıyoruz.1999 yılında ki yapı stokumuz neyse şimdi de odur. Marmara Depreminde İstanbul kendi depremini yaşadı.110 kilometre ileride meydana gelen depremden İstanbul bu kadar etkilenebiliyorsa 20 kilometre ilerisinden geçen fay hattı nedeniyle binaların yüzde 25 etkilenecektir. Mevcut yapı stokumuz güçlendirilmelidir. Müteahhit zihniyeti ile yık yerine yenisini yap yerine güçlendirme tercih edilmelidir”
TEK DERT RANT
Arama Kurtarma Derneği (AKUT) Başkanı Ali Nasuh Mahruki ise, fotoğrafın pek ümit vermediğini anlatarak, “Ergenekonlarla insanların yaşamlarından çalınırken kimse depremle hazırlık konusunda ABD ve Japonya gibi olacağımızı beklemesin. Mazbatayı alan nasıl cebimi doldururum telaşında. Ülkeyi yönetenlerin tek derdi rantı nasıl cebime doldururumdur. Türkiye’yi Anadolu’ya taşımaktan başka çaremiz yok. İnsanlar Marmara’ya geldikçe rant ortaya çıkıyor bu rantta birilerini cebine giriyor. Rantlara hata teslim ediyoruz. Kaderdir, fıtrattır diyerek kendimizi kandırıyoruz” Sakarya Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç.Dr İsmail Hakkı Demir, depremin yeryüzünde oluşumu ve etkileri hakkında katılımcılara bilgi verdi. Levent ERİŞ

Editör: TE Bilişim