Güngörsün’ü Arıyoruz

Son konuşmamız Ada Tıp’ta gerçekleşmişti…

Hastalık Necdet Güngörsün’ün bedenini tüketmişti; mırıldanır gibi konuşan Güngörsün, duyulur duyulmaz bir sesle dedi ki:

-          Galiba yolcuyuz.

En büyük savaşını mı veriyordu?

17 Ağustos depreminde altında kaldığı göçükten başarıyla çıktığı gibi ölüme karşı son meydan savaşı mı yaşıyordu?

Gözlerine kuşkuyla baktım; saçma sapan bir şeyler söyledim; hep böyle olur; sevdiğimiz kişinin ölüme gittiğini görürüz; ama konduramayız…

Bir iki gün sonra Atilla Okumuş, Adnan Yüksel ve Halil İbrahim Balcı’yla Ankara’ya uğurladık.

Gitti…

Dönmedi…

***

Köşe yazarlığı hem kolaydır, hem güçtür.

Güçlük nerede başlar?

Öyle bir an gelir bilgisayar ekranındaki sayfa ya çok büyür, ya çok küçülür.

Yazacağın konuda donanımlı ve birikimli değilsen kağıt büyüdükçe büyür, kocaman bir beyazlık oluşur.

Eğer yazacağın konuda kafan ve yüreğin doluysa, beyaz sayfa küçüldükçe küçülür, yetmez olur.

Bugün kağıt bana küçük geliyor; çünkü gerçek bir gazeteciyi yazacağım.

Necdet Güngörsün’ün aramızdan ayrıldığı altı yıl oldu.

Güngörsün’ü avuç içi kadar bir yere sığdırmak kolay mı?

Politika, sosyal yaşam ve gazetecilikte yılların birikimi anılar, duygular, dostluklar, kavgalar, yalnız kağıda değil sözcüklere de sığmaz.

Ama Necdet Güngörsün’ün yaşamını özetlemek için ‘on binlerce sözcük arasından üçünü seç’ deseler, seçebilirim.

Bu üç sözcük:

-Bağımsız gazete,  gerçek haber, özgür yorum…

***

Güngörsün’ün yaşamı bu üç sözcükten oluşuyordu; Necdet abi bu üç sözcük için yaşıyordu.

Tüm yaşamında Necdet Güngörsün’ün bir başka derdi olmadı.

İnsan ruh dokusu karmaşık bir doğa ürünüdür.

İnanç nerede başlar, nerede biter, damarlarda dolanan kan hangi duygularda tazelenip soluklanır, yürek nasıl atar, ciğerler hangi yana yatarlar…

Kimisinde para tutkusu hastalıktır, kiminin benliğine ünlenme hastalığı işlemiştir, kimi de yalnızlığı göze alarak inanç yolunda yürür, değeri ileride anlaşılacak yaşamı tercih eder.

Necdet Güngörsün’ün derdi neydi:

-Bağımsız gazete, gerçek haber, özgür yorum…

***

Uğruna ömür paraladığı bir zamanların güzelim şehrinde, insanın başına belalar gelmesi için bu üç sözcük yeter de artardı bile.

Adapazarı huy değiştiriyor, başkalaşıyordu, bağımsız gazete, gerçek haber, özgür yorum olursa çıkarları bozulacak güçler vardı…

Necdet Güngörsün, o güçlerin düşmanlığını üzerine çekti; kendisini zamanından önce ölüme sürükleyecek bir yolculuğu göze aldı…

Ve altı yıl önce bugün bir kelebek gibi uçtu gitti…

Işıklar içinde uyusun…