Esra Turgut, Kadına seçme ve seçilme hakkının tanınmasının 84’üncü yılı dolayısıyla bir mesaj yayımladı.

Birleşmiş Milletlerin 1952 yılında getirebildiği kadınlara seçme ve seçilme hakkını, Mustafa Kemal Atatürk’ün 1934’te getirdiğini ifade eden Turgut, “1935’te 8 kadın milletvekili ile kadın milletvekili sayısı açısından dünyada ikinci sırada yer alan Türkiye’nin 84 yıl sonraki Türkiye tablosuna baktığımızda, Türk kadını maalesef istenilen noktada değildir” dedi.

2018 seçimlerinde mecliste kadın temsil oranının, bir önceki seçimlere göre yüzde 3’lük artışla yüzde 17’ye çıktığını, ancak bu artışın da son derece düşük olduğunu dile getiren Turgut, “Nitekim Dünya Ekonomik Forumunun kadın-erkek eşitliği raporunda, ülkemizde cinsiyet eşitliğinin en kötü olduğu alanları, siyaset ve kadın istihdamı olarak belirtilmiştir” ifadelerini kullandı.

Esra Turgut, açıklamasında şunları kaydetti:
“Geleneksel cinsiyet rolleri, kadınların toplumsal fırsatlardan eşit yararlanamaması, kadınların siyasal/sivil örgütlere katılımında yaşanan zorluklar, siyasette egemen erkek modeli gibi birçok etken kadınların siyasete katılımında engel olmaya devam etmektedir. Nüfusun yarısını oluşturan kadınların karar alma süreçlerine katılamaması, siyasette eşit oranda temsil edilememesi, her şeyden önce bir demokrasi meselesidir. Kadınların karar verici konumlarda ve siyasette yeterli sayıda temsil edilmemesi, yaşamın her alanında giderek cinsiyet ayrımcılığının kökleşmesine, kısır döngü halinde devam etmesine ve gerçek demokrasinin yaşama geçirilememesine yol açmaktadır.


Erkek egemen siyaset, iktidarına ortak istememekte; “ister gibi yaparak” göz boyamakta, algı operasyonu yapmakta, “sesinizi çıkarmayın şimdilik bununla idare edin” demektedir. Oysa ki erkek şiddetinin, tacizin, tecavüzün, ölümün, küçük yaşta evliliklerin, çocuk annelerin arttığı, kadınların eğitim hakkının elinden alındığı ve eve hapsedildiği, iş hayatından uzaklaştırıldığı, devlet ya da özel kurumlarda karar mekanizmalarına sadece erkeklerin getirildiği ve daha sayamadığımız birçok “hak ihlallerinin” yapıldığı ülkemizde, kadın bakış açısına ihtiyacımız bulunmaktadır.

1925'te Kastamonu'da yaptığı konuşmada "Toplumu kalkındırmak istiyorsak, izlememiz gereken daha emin ve daha etkili bir yol vardır. O da Türk kadınını çalışmalarımıza ortak etmek, hayatımızı onunla birlikte yürütmek, kadının, bilimsel, toplumsal ve ekonomik hayatta erkeğin ortağı, arkadaşı, yardımcısı ve koruyucusu yapma yoludur." diyen Mustafa Kemal Atatürk kadın-erkek eşitliği ilkesinin önemini daha o yıllarda ortaya koymuştur.

31 Martta yapılacak olan yerel yönetim seçimlerinde kadın adaylara daha fazla yer vererek ülkemizin cinsiyet eşitliği alanındaki kötü karnesini düzeltmemiz adına bir adım atılması mümkün olup, tüm siyasi partilere bu konuda duyarlı olmaları konusunda çağrıda bulunuyor ve tüm kadınların Dünya kadın hakları günü ve ülkemizdeki kadınlarımızın seçme ve seçilme haklarını edinmelerinin 84. Yıldönümünü kutluyoruz.”

Editör: TE Bilişim