Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Naci Çağlar, her an olabilecek deprem riskine karşı yapılarla ilgili uyarılarda bulundu. Özellikle 1997 yılı öncesi yapılan binaların tasarım ve yapım kalitesinin genel olarak yetersiz olduğunu vurgulayan Çağlar, deprem yönetmeliğine uymayan binaların varlığının olası depremde ciddi riskler taşıdığını kaydetti.

Marmara Depremi’ne maruz kalan yapı stokunun hemen hemen tamamının 1997 Deprem Yönetmeliği öncesi inşa edildiğine dikkat çeken SUBÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Naci Çağlar, “Depremden etkilenen bölgedeki bu yapıların yaklaşık olarak yüzde 5’i ağır hasar almış veya yıkılmış olmakla birlikte ayakta kalmayı başarmış olan yüzde 95’i de depremde yıkılan binalarla benzer özelliklere sahiptir” dedi.

Çağlar, “1997 öncesi yapılan binaların geneline yakının temellerinin yüzeysel (yüzeye yakın) temeller olması nedeniyle yumuşak zeminler üzerinde inşa edilmiş olan 5-6 katlı yapıların bir bütün olarak devrilme tehlikesi de bulunmaktadır. 1999 Marmara Depremini yaşamış olan bu binaların yeni bir depremi daha kötü koşullarda karşılayacağı açıktır. Depremi yaşamış 4-5 ve 6 katlı olan binalar ile ayrıca sıvılaşabilir zeminler üzerinde inşa edilmiş olan binaların “acil” statüsünde incelenmesi ve gerekli tedbirlerin bir an önce alınması gerekmektedir. 1997 öncesi yapılan binaların olası depremde büyük tehlike oluşturacağı bir gerçektir. Bu nedenle deprem zararlarını azaltmada en önemli adım depreme dayanıklı yapı üretimi olmaktadır” diye konuştu.

Sakarya için tedbirli olmalıyız

17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin yıl dönümü dolayısıyla bir değerlendirme yapan Prof.Dr. Naci Çağlar, Sakarya, Kocaeli, Düzce, İstanbul ve Yalova’da büyük can ve mal kaybı ile yıkıma neden olmuş Marmara Depremi’nde binalarda oluşan ağır hasarın yüzde 29’u, orta hasarın yüzde 18’i ve hafif hasarın yüzde 23’ü Sakarya ilinde meydana geldiğini belirtti. Naci Çağlar, 1997, 2007 ve 2018 yıllarında Türk Deprem Yönetmeliğinde ciddi revizyonlar yapıldığını hatırlattığı açıklamasında, “Her an bir depremle karşılaşılabileceği gerçeğiyle hareket etmeliyiz. Adapazarı ve civarının zemin yapısı dikkate alındığında Marmara bölgesinde ve İstanbul’da olabilecek şiddetli bir depremin Sakarya’yı da etkileyeceği açıktır. Tüm bu gerçeklerle yüzleşerek Sakarya için depreme karşı tüm tedbirleri almış ve hazırlıklarımızı tamamlamış olmak zorundayız. Bugün yürürlükte olan Türk Deprem Yönetmeliği dünyanın sayılı yönetmelikleri arasında yer almıştır. Deprem yönetmeliğinin titiz bir şekilde uygulanmasının sağlanması, depreme dayanıklı yapı üretiminin temel adımıdır. 1997, 2007 ve 2018 deprem yönetmeliklerine göre yapılan binalarda uygulama hataları bulunmakla birlikte genel olarak bu yapıların güvenli olduğu söylenebilir. Ama bu yapılarda da yürürlükteki deprem yönetmeliklerine uyulmaması durumunda istenmeyen sonuçlarla karşılaşılabileceği unutulmamalıdır” şeklinde konuştu.

Çok katlı binalar hakkında gerekli tüm adımlar kararlılıkla atılmalıdır

Çağlar, “Dolayısıyla Sakarya İli ve çevresinde yaşanabilecek yeni depremlerin Sakarya’yı derinden etkileyebileceği gerçeğinin farkında olarak bu tür binaların depreme karşı güvenli hale getirilmesi için üniversiteler, kamu kurumları, meslek odaları ve bu tür riskli evlerde yaşayan insanlar olarak işbirliği içerisinde bu süreci yürütmemiz gerekmektedir. Bu konuda; yetkili ve sorumlu tüm paydaşların özellikle 1997 öncesi yapılan çok katlı binalar hakkında gerekli tüm adımları kararlılıkla atmaları gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki, deprem sonrası can ve mal güvenliğini sağlamak, deprem öncesine göre çok daha zor ve maliyetlidir. Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi olarak bizler; bu konuda üzerimize düşen tüm görevleri yerine getirme konusunda kararlılık göstermeye ve destek vermeye her zaman hazır olduğumuzu tekrar belirtmek isteriz” ifadelerini kullandı.

Kaynak: iha